RAGIP DURAN
Sinirlenmek ve moralinizi bozmak istiyorsanız gazete okuyun, televizyonda haber izleyin.19 yıldır işler kötü gidiyor. Adamlar geldiler, adım adım tuğla tuğla ördüler. Tek Adam rejimi ülkeyi Tek Renge boyadı. Kara Gömlekli hepsi.
19 yıl doğru değil galiba. Ama yine de en az on yıldır hukuk, iç ve dış politika, ekonomi, eğitim, çevre, konut, kültür, spor gibi alanlarda geriye doğru son süratle gidiyor araba. Çünkü yönetici elit, İslami görünümlü ama çok oportünist. Pek ilkesizler ve fevkalade cahiller. Onlar kendilerine milli ve yerli diyor ama aslında dış güçlere çok bağımlılar. Washington’a yalvarıyorlar, Moskova’ya güvenmiyorlar, Brüksel’den medet umamıyorlar. Akıllarınca üçünü de oynatıyorlar. Ayna olmayınca öyle görünüyor herhal…Varsa yoksa Katar bir de Azerbaycan ama onlar da hem yetmiyor hem de ilelebet destek veremeyecekler bu gidişle. Bunlar aslında dünyadan da kesmişler umudu ki, aya gideceğiz filan demeye başladılar. Have a nice trip ya da Bon débarras!
Biz Heybeli’de her gece mehtaba çıkardık, zaten.
Siyasi elit, bir kere aşırı düzeyde sonradan görme. Ekonomik anlamda değil. Siyasi manada. Yıllar boyunca hatta bugün hala mağdur edebiyatına sığınmaktalar. Kemalist ve Batıcı seçkinlere savaş açmışlardı, kendileri seçkin oldu. Hem de kötü seçkin.
İktidara gelene kadar acaip halkçıydılar. Koltuğa oturunca ‘’Al ananı da git’’ler, ‘’Bana çok abartıyorsunuz gibi geldi’’ler, ‘’Evine ekmek götüremeyen yok’’lar başladı. İnsan sevgisi (E.Said’in tarif ettiği Hümanizma) olmayanda halk sevgisi olmaz zaten.
Burada işin hassas noktasına geldik: Sorun tek başına o uzun adam olmadığı gibi, bu çapsız siyasi elit de değil. Her ikisini doğuran, besleyen, geliştiren, destekleyen bir toplum var bu iktidar mekanizmasının arkasında. Ciddi bir siyasetçi, yani kamu çıkarı için çalışan bir politikacı, halk dalkavukçuluğu yapmaz değil mi? Popülizmin kanlı sonuçlarından birini 1933-45 yılları arasında Almanya’da ve Avrupa’da gördük. Yakın geçmişte Trump’ın ABD’si de popülizm felaketinin eşiğinden döndü. Müptezel, fırsatçı, dar çıkarcı, ilkesiz kuru kalabalığa boyun eğmezsen eğer, ancak o zaman hümanist olabilirsin. Halkmııız, milletimiiiiz diye nutuk atanlardan uzak duracaksın. Öz kimliğini, bağımsız birey kimliğini, yurttaş statüsünü ön plana çıkaran insanlara ve politikacılara ihtiyaç var.
Hepsi devletçi, milliyetçi, neo-liberal, Kürt düşmanı, bir nebze Kemalist dedim ya…Çünkü bunlar Meclis’te hemen ortak bildiri yayınlar. Neyse ki, zar zor nefes alabilen bir HDP var da, bunların kirli ortaklığı iyice teşhir oluyor.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Akşener, Babacan ve Davutoğlu aynı çarkın farklı dişlileri. Egemen düzenin siyasi sınıfının aktörleri bunlar. Temel konularda görüş ve tutumları ya aynı, ya da birbirine çok yakın. Hepsi de çark dönsün diye uğraşıyor. TSK sınır ötesinde saldırı düzenleyince bir araya gelip ortak bildiri yayınlıyorlar. Washington ya da Brüksel, Erdoğan’ı kınayınca, bunlar Saray’ın arkasında hemen hizaya geçiyor.İktidar üniversitelere saldırırken bunlar kayda değer bir şey yapmıyor. Çünkü pardon ama temsil ettikleri kitlenin, yani halkımızııınnn ve milletiiimiziiiinnn büyük bir çoğunluğu böyle istiyor. Ya da öyle istediğine inanıyorlar. Bu siyasi elit de çok iyi biliyor ki, bugünkü koşullarda, devletçiliği, milliyetçiliği, neo-liberalizmi, Kemalizmi sıkı bir şekilde eleştirip Kürt düşmanlığından vazgeçseler seçimleri kaybetme riski yükselecek. Çapsızlık tabandan tavana yansıyor.
Bir tek olumlu cümle yakaladım geçenlerde: ‘’ Yürekleri yetse 'Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir' diyecekler’’. Sorun kardiyolojik değil, politik. Yani yürekle alakası yok, ciğerden de bağımsız. Ancak kendileri bile artık ‘’İstifa’’ sözcüğünü telaffuz etmeye başladıysa, çok fazla bir şey beklemeyelim ama, o cephede söylem tahlili yapacaklara gün doğdu demektir.
Aslında cam çerçeve indirme, yüzde yüz kuralsızlık ya da istinasız her şeye karşı olmak anlamında değil ama aykırı, köktenci, yarıncı ve umut dolu olmak anlamında anarşiye ve anarşizme en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. O da bizde ya hiç yok, ya çok az ya da başını kaldırsa hemen eziyorlar. Pis bir pus var etrafta. Statükonun, durgunluğun, gericiliğin pusu bu. Dağıtmak lazım hava kirliliğini. Gülerek, oynayarak, şarkı söyleyip, dans ederek. Akılla, mizahla…
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.03.2021
11.03.2021
2.03.2021
12.02.2021
25.01.2021
18.01.2021
15.01.2021
11.01.2021
4.01.2021
31.12.2020