Roni MARGULIES
“Ben bir küçük askerim, vatanımı beklerim, vatanıma yan bakanın...”
Tekerleme konusu Türk askeri epey zamandır sadece kendi vatanını beklemiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, birileri sorun yaşadığında Türk askeri hızır gibi yetişiyor, onların da vatanını bekliyor.
Genelkurmay’la bağlantım zayıf olduğu için, tam listeyi bulamadım. Ama hatırlayabildiğim kadarıyla son yıllarda Mehmetçik şu vatanları da korudu ve/veya koruyor: Afganistan, Somali, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Lübnan, Sudan, Kongo, Baltık ülkelerinin hava sahası...
Ve elbet Kıbrıs...
Ve şimdi de Libya.
Kafam pek çalışmadığından mıdır, askerlik gibi karmaşık bir konunun inceliklerine vakıf olmadığımdan mıdır, ben Türk ordusunu bir barış gücü olarak düşünmekte biraz zorlanıyorum.
Hayır, dürüst olmalıyım. Biraz değil, çok zorlanıyorum.
Ne yapsam, ne etsem, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zorda kalan insanları kurtarmak için dünyanın dört bir yanına koşturan, barış ve adalet aşığı, her yana yardım elini uzatan bir hayır kurumu olarak görmeyi beceremiyorum.
Başbakan, “NATO ile anlaşma çerçevesinde, Türkiye’nin Bingazi limanı ile havaalanını ülkeye insanî yardım için teslim alacağını, Libya hava sahası ve Girit-Bingazi koridorunun kontrolünü üstleneceğini” bildirmiş.
Ben Bingazi’de, Girit-Bingazi koridorunda veya Libya hava sahasında yaşıyor olsam, ne hissederdim acaba bu haberi okuduğumda? “Oh be, yaşasın, NATO ve Türk Silahlı Kuvvetleri koruyacak artık bizi” diye mi düşünürdüm?
Yoksa bir an önce sağa sola borçlanıp, çalıp çırpıp, ilk bulduğum vapura atlayıp NATO ve TSK gibi barışçı, insansever güçler tarafından korunmayacağım bir yer mi arardım?
Kaçardım. Hem de paramın yettiği en uzak yere.
Niye mi?
Ben biraz eski kafalıyım çünkü. Amerikan emperyalizmi, emperyalizmin silahlı kurumu olan NATO, emperyalist güçlerin yönettiği Birleşmiş Milletler ve emperyalizmin küçük ortağı Türkiye bir yere müdahale ediyorsa, o yerden kaçmak gerektiğine, o yerde barış filan olmayacağına, o yerde çok insan öleceğine ve o yerin bir daha uzun zaman belini doğrultamayacağına inanırım.
Bunun tersine inananlar, benim soğuk savaş döneminde yaşadığımı, dünyanın artık değişmiş olduğunu anlayamadığımı düşünüyor.
Örneğin, bir yazara göre, “Şu an Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da olan biteni ‘emperyalizm’ oyunu, saldırısı gibi anlatmaya çalışan çok geniş bir çevre var. Bunların bilgileri ve bu bilgilere dayalı refleksleri soğuk savaş dönemine ait.”
Allah Allah, Irak’ta 2003’ten bu yana yaklaşık 1,5 milyon kişinin öldüğünü ben hayal mi ettim?
Afganistan’da 2001’den bu yana on binlerce kişinin öldüğünü ben rüyamda mı gördüm?
Yoksa bu müdahaleler soğuk savaş döneminde oldu da ben sonradan mı farkına vardım?
Artık her şeyin değiştiğini, benim bildiğim dünyanın artık mevcut olmadığını en cesur şekliyle Star gazetesinde Cemil Ertem anlatıyor. Cesur, çünkü ABD/AB/BM/NATO müdahalelerini savunanların mantığını sonuna kadar götürüyor. Müdahaleyi savunanların savunurken ne düşündüklerini en net şekliyle ifade ediyor, gülünç duruma düşmekten korkmuyor.
Ve gülünç duruma düşüyor:
“… Bu gelişmeyle birlikte ulus-devletlerin saldırganlığının en üst noktası olan emperyalizm dönemi bitti” ve bundan sonra iki senaryo var, diyor Ertem. Ya süreç tekrar diktatörlerden yana dönecek ya da şöyle bir dünyaya doğru ilerleyeceğiz:
“Tekellerin imkânsızlaşıp oligopollerin yıkıldığı; medya ve bilgi-iletişim teknolojileri başta olmak üzere iletişim kanallarının demokratikleştiği; otokratik rejimlerin teker teker yıkılıp, yerlerini şeffaf, sorumlu ve hesap verebilir doğrudan demokrasilere bıraktığı; bölgesel ağ-devletlerinin bu demokratik iktidarlar arasında kurulan bir konfederasyon işlevi taşıdığı; açık tekelci olmayan reel ekonomi ve emek kolektiflerinin değer yarattığı; refahın adil ve eşitçe paylaşıldığı bir ağ-dünyası.”
Benim gözümden kaçmış, kapitalizm ortadan mı kalktı, Amerikan egemen sınıfı kendini lağv mı etti, sermaye sahipleri tövbe edip kendilerini emek kolektiflerine mi adadı, ordular silah bırakıp çiçekçilik mi yapmaya başladı, daha düne kadar refahın adil ve eşitçe paylaşılmasını engelleyen düzen iptal mi edildi?
Ertem’in dünyasında bir de her yerde pembe filler uçuyor olacak herhalde!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Haydi başka gezegene gidelim!
22.03.2023 - Diktatör, komplo ve ölüm
13.03.2023 - “Maşallah şehrin temizliği gayet güzel”
27.02.2023 - Türk erkeği ağlamaz (ben ağlarım)
20.02.2023 - Puslu havayı seven yabancı kurtlar
13.02.2023 - Dört dilde geçinemiyoruz!
6.02.2023 - Yasaklamalı mı, yasaklamamalı mı?
29.01.2023 - İnsan insanın kurdu mudur?
21.01.2023 - Ardahan Umumî Helalar Müstahdemliği ve hukuk
15.01.2023 - Seküler milliyetçilik ve dindar milliyetçilik
15.01.2023
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
emre zaman
hocam eline sağlık,AKP seçmeni olarak bu olaydan çok rahatsızım.neden Çarkının ifadeleri ülkede önemsenmiyor,yokmuş gibi yapılıyor merak ediyordum.ama benim gibi AKP seçmenleri geri dönülen demokratikleşme çalışmalarından,ordu-sayıştay durumundan,Şike olaylarından dolayı 3. günü yaşıyoruz artık.