Roni MARGULIES

İşte o ajanlar!
24.06.2013
3613

 Gezi olaylarının neden patlak verdiğini uzun boylu düşünmeye gerek kalmadığı için çok mutluyum.

Durup dururken kafa patlatmak, sosyolojik, siyasî, ekonomik analizler filan yapmak gerekecekti. Gerekmiyor.

Olayların nedenlerini, arka planını, ön planını, kimler tarafından nasıl ince ince planlanıp gerçekleştirildiğini gazete ve televizyonlardan kolayca ve hemencecik öğrendim. Düşünmeme gerek kalmadı, mutlu oldum.

Bir de, olayların Türkiye'nin herhangi bir iç sorunundan kaynaklanmadığını öğrenmek çok mutlu etti beni. Meseleyi kendi başıma çözmeye çalışsam, memleketimizin demokrasi, polis şiddeti, ceberrut devlet, otoriter hükümet gibi bazı ufak tefek sorunları olduğu sonucuna varabilirdim belki de. Allah'tan sıkı bir medya izleyicisi olduğum için bu vahim hataya düşmedim.

Rahatladım. Dört ölü, binlerce yaralı, yüzlerce gözaltı ve tutuklamaya yol açan olayların bizimle bir alakası yokmuş. Bizden kaynaklanmıyormuş.

Kimlerden kaynaklandığına Akit gazetesinde Mehmet Öztürk'ün "İşte o ajanlar" manşetli baş sayfa haberi önemli ölçüde ışık tuttu. Okurken gözlerim kamaştı.

Buyurun, siz de okuyun: "Taksim ve civarındaki provokatif eylemlerde rol alarak, polise yapılan saldırıların içerisinde bulunan ajanlar, Akit'in objektiflerine yakalandı. Afrika kökenli, İsviçreli, Hollandalı, Alman birçok Batılı ajan..."

Haberin doğru olduğu belli, çünkü ajanlar Akit'in objektiflerine yakalanmış. Ve objektifleri görünce hepsi kaçmaya çalışmış!

"Afrika kökenli şahıs, muhabirimizin kendisini görüntülediğini anlayınca panikledi. Muhabirimize tepki gösteren şahıs, alandan kaçtı."

"İsviçreli ajanlar provokatörlere destek vermek için alanlara çıktı. Taksim Meydanı'nda dolaşan grup, muhabirimizin kendilerini görüntülemesinin ardından ortadan kayboldu."

"Hollandalı bir şahıs kendisini gazeteci (!) olarak tanıtarak çalışma yapıyor. Boynuna taktığı ve neyin kartı olduğu gizlediği için anlaşılamayan şahıs Taksim'de dolaşıyor, kamera ve fotoğraf çekimleri yapıyor. Gazeteci görünümlü şahıs özellikle provakatörlerle görüşüyor. Yine bu şahıs da muhabirimiz tarafından görüntülenmesinin ardından panikleyerek yaka kartını boynundan çıkartıp gizledi! Hollandalı ajan, gece farklı gündüz farklı çalışmalar içinde görülüyor."

Akit gazetesini güvenilir bulmayanlar olabilir. Ya Yeni Şafak'a ne diyeceksiniz? Olaylardaki habis yabancı parmağını o da haber yapmış. Üstelik haberin kaynağı MİT Kontrespiyonaj Dairesi, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gibi son derece güvenilir üç devlet kurumu. Bunlara da inanmayacak değiliz ya!

Habere göre, "Gezi olaylarını alevlendiren Twitter'daki mesaj trafiğinin merkezinde dört ismin yer aldığı tespit edildi. 31 Mayıs ve 1 Haziran'da tam 15 milyon mesajı tetikleyen bu kullanıcıların Tunus, Libya, Mısır, Yemen ve Bahreyn'deki gösterilerde de aktif olarak yer aldıkları öğrenildi.

Tespit edilen isimler ve sosyal medya çalışmaları rapor olarak Başbakan Erdoğan'a verildi. Rapor, 'Taksim Gezi Olayları' başlığını taşıyor. Mercek altına alınan dört isimden biri yabancı uyruklu."

Medyanın tümüne kuşkuyla yaklaşanlarınız olduğunu da tahmin edebiliyorum.

Peki, buyurun o zaman, bakın Eski Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi ne demiş:"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin, Irak ve Suriye meselesine ilişkin asil duruşu ve tutumunun bedelini ödetmek için Türkiye'ye karşı onaylanan bir komplo var. Türk insanı bunun üzerinde çok dikkatli olmalıdır. Çünkü Gezi Parkı'ndaki eylemlerde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan değil, Türkiye hedef alınmıştır."

Haşimi'nin kendisi de yabancı olduğuna göre, bütün meselenin bir "yabancı komplosu" olduğunu bizden daha iyi biliyordur. Koskoca Cumhurbaşkanı Yardımcısı saçmalayacak değil ya!

Gezi'ye gittiğimde çevremdeki insanların (Afrika kökenli olanlar hariç) Türkçe konuştuğunu kendi kulaklarımla duyduğum için, yabancıların sorumluluğunu önceleri kavrayamamıştım. Bu sorunumu da Akdeniz Olimpiyat Oyunları'nın açılış merasiminde Türk bayrağını taşıyan güreşçi Rıza Kayaalp çözdü. Eksik olmasın.

Şöyle dedi Kayaalp: "Ermenilere bıraktınız meydanı, Allah belanızı versin eylemci çapulcuları. Ermenistan halkı kutlama yapıyormuş. 'Taksim'i işgal ettik, Türkiye'ye rahatça hakaret edebiliyoruz' diye. Sizin yaptığınız eylemi s.... Vatan hainleri."

Demek ki, Gezi'de Türkçe konuşanlar Ermeni'ymiş. Yani yerli yabancılar. Nasıl rahatladım, anlatamam.

Şu "yabancılar" sorununu bir çözsek, kendi aramızda kardeş kardeş, huzurlu huzurlu yaşayıp gideceğiz.

http://marksist.org/yazarlar/roni-margulies/11990-iste-o-ajanlar

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar