Selçuk UZUN
1915/16 yıllarının Mardin´indeyiz. Fransız Dominikan Ruhbanı Hyacinthe Simon´un „1915: Bir Papazın Günlüğü“ adını taşıyan bir kitabı yayınlandı Türkçe´de. 160 sayfalık kitabın üst başlığı „Kartal Yuvası Mardin´de Beklenmedik Felaket: Ermeni-Asuri-Keldani Soykırımı“ adını taşıyor. (Peri Yayınları, Kasım 2008). Uzun yıllar Mardin´de bulunan H. Simon´un kitabı hem bir günlük hem de bir anı türünde. Gördüklerini, yaşadıklarını anlatıyor.
Hrant Dink Vakfı’nın Mardin Tabipler Odası, Mardin Barosu, Mardin Sinema Derneği, Turabdin Süryani Kültür Derneği ve Mardin KAMER’in işbirliği ile düzenlediği “Mardin ve Çevresi Toplumsal ve Ekonomik Tarihi” konferansını izledikten sonra, Mardin’in 1915 yılını anlatan H. Simon’un kitabını hatırladım.
H. Simon, kitabının önsözüne şöyle başlıyor: „Mart-Kasım 1915 tarihleri arasında Türkiye´de gökyüzü kan rengi bir hat ile kapandı. Bu kızıllık, bu kan deryası kuzeyin kızılımsı şafağı ile aniden bastırdı. Bu kan rengi önce korkuyu yaydı, sonra vurduğu tüm çizgilere cesetler dizdi. „
H. Simon, kitabın 89. sayfasından itibaren başlıyor anlatmaya: „Kadın ve çocuk pazarı: O zamanlar oluşan tüm utanç verici rezil olaylar gözlerimin önünde sergilendi. Bunu önceden bilemiyorduk sanki. Katliamlar ve yangınlar gördük. Mardinlilerin sürgününü gördük. İnsan vücutlarının avlanışını, altın gasplarını gördük. Mide bulandırıcı, yüz kızartıcı her şeyi gördük. Ama aşağıdaki olayı da göreceğimiz aklımıza gelmemişti. Bu kadarını beklememiştik.“
„Mardin´de hem de 1915 yılında beyaz erkek çocuklar ve kızlarla beyaz kadınlar satıldı. Hıristiyan beyazlar. Ve daha da büyük acımız ve utancımız, satışlar her zaman Müslümanlar için, onların menfaatine yapılıyordu.“
Mardinli Müslümanlar, evlerinin damlarından, sanki film ya da bir eğlence seyrediyorlarmış gibi sokaklardaki Ermeni katliamını seyretmişler, şimdi sıra katliamdan kurtulanları satın almaya gelmişti.
Kitabın 91. Sayfasında H. Simon anlatıyor: „15 Ağustos 1915 tarihini iyice not edin. Çünkü bu, insan vücutlarının halk pazarlarına çıkarılışının başlangıç tarihidir. „Halk pazarı“ dedim. Doğru çünkü Kürt köylerinden Kürtlerce getirilen el konulmuş kadınlar her gün, gün boyu Müslüman mahallerinde dolaştırılarak satılıyorlardı. Koyun satar gibi yapılan satışlar hem de polisin gözü önünde, serbestçe yapılıyordu.“
Mahalle mahalle dolaştırılarak insanların satılmasının, Afrika´daki köle ticaretinden farklı bir şey olmadığını belirten H. Simon, kitabında isimler veriyor, örnekler gösteriyor. Mardin´de Rahibe Varina, kendisini ölü göstererek kurtulur katliamdan. Daha sonra onu bir Kürt eşkiyası görür. Kendisini alır köye götürür. 40 gün sonra rahibenin ricası üzerine Mardin´e götürülür. Bir Katolik´e 3 Mecidiye´ye satılır. Yani o zaman bir erin 3 aylık maaşına. Ya da değer olarak 60 Kuruş´a. Kocası Kürtler tarafından öldürülen dul bir Katolik kadın, açık artırmalara girerek, üç kadını satın alır. Herbiri birer Mecidiye tutar. Yani 20´şer Kuruş´a. Başpiskopos Tappuni, iki yaşındaki bir Süryani kızının canını 1 Mecidiye´ye kurtarmıştır.
Mardin halk pazarında „bir oğlan çocuğu asla bir Mecidiye´den fazla etmiyor“du diye yazar H. Simon. Bu satışlarda kızlar bazan öyle pek ucuza da gitmez, pazarlık kızışınca fiyatta artar, bazan 30 Lira´ya kadar çıkardı.
H. Simon kitabında „Acı ve onur“ başlığı altında 1 Haziran-30 Ekim arasındaki katliamları tek tek anlatır. „Mardin´de ve her yerde meydana gelen trajedideki ilginç iki noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum“ diyen H. Simon, yok etme yöntemlerini şöyle anlatır: „Olaylar önceden ve ustaca hazırlanmış, incelenmiş ve benzer programlara bağlanmışlardı. Bu programlara her olayda aynen uyuldu. Senaryo şöyle devam ediyordu: Hıristiyanlar önce toplanıp hapse atılıyorlardı. Sürgünlere çıkarılırken her mahpus diğerine bağlanarak birkaç yüz erkekten oluşan konvoylar haline getiriliyorlardı sonra. Yola çıkarıldıktan sonra da şehirlere birkaç saatlik mesafede ve ölü çukurlarına dönüşmeye müsait yerlerde durduruluyorlardı konvoylar. Konvoydakilerin giysileri tamamen çıkartılıyor, sonra İslamiyet´e dönmeleri resmen tebliğ ediliyordu. Sonra da ister kabul etsinler, ister etmesinler, önemli değil hepsi öldürülüyordu. Öldürmeye uygun her türlü araç kullanılıyordu. Devlet malı fişeklerin kullanılmamasına özen gösteriliyordu. Kılıç darbeleri ile kurbanların önce boyun ve karınlarına darbeler indiriliyor, henüz yaralı iken derin kuyulara atılıyorlardı. Öldürmede kılıç kullanmanın raconu buydu. Bazan basit biçimde eller ve kollar kesiliyor ve bu halde güneş altında bırakılıyorlardı. Yarı ölü vücutlar kimbilir ne kadar zaman sonra tükeniyorlardı. Bir Kürt şöyle demişti birgün: Bizim toprağımız Hıristiyan itlerine mezar olmamalı, çünkü toprağımız kirletilmeyecek kadar temiz.“ Merak edilecek dikkat çekici ayrıntı: Erkek cesetleri, üstteki karın üzeri, altta sırt üstü yatırılmış cesedin üzerine konacak biçimde istif ediliyorlardı. Dehşet verici başka bir ayrıntı: Çocuklar çokça ayaklarından tutularak kol ve bacakları gövdeden ayırtıldıktan sonra çukurlara atılıyorlardı. İnsanı isyan ettiren bir ayrıntı daha: Jandarmalar bazan can çekişen kızlara bile tecavüz ediyorlardı.“
H. Simon, katliam yapanların bazı özelliklerine de değiniyor: Milisler, zengin olma imkanına kavuştukları ve soyguna gittikleri için mutluydular. Kürtler de emir kulu olduklarını söylüyorlardı. Hatta bizi zorladılar bile diyenler vardı. Cinayetleri yasal kılıfa sokmak için, kurbanlara ferman okunuyordu: Bir subay kırmızı mühürle bezeli bir zarftan bir mektup çıkarıp okuyordu: Hepiniz ölüme mahkumsunuz. Böyle kestirme bir hüküm ancak hükümete ait bir makamdan çıkar.
H. Simon, devamla şöyle yazıyor: „1915 yılının kanlı olaylarını özel yapan, o olaylardaki düzenleme ve uygulamalardan alınan şeytani zevktir. Düzenleyen ve uygulatan kişi bundan etkilenerek zevk duyan kişidir, ama aynı zamanda dokunulmaz olan mevk sahibi, şeytan rolündeki yaratıktır. Öylesine şeytani bir zevkle planlanmıştır ki 1915 yılı, saygıya layık iki varlığı karşı karşıya koymuştur: Biri zayıflığı ve sadakati ile kutsal; öteki hırsı, acımasızlığı, amacı ve insan üstü kötü yaradılışı ve misyonu ile saygıya değer iki varlık karşı karşıya gelmişlerdi. Aralarında kaba güçleri yönünden herhangi bir denge yoktu. Kurt ile kuzu farkından daha da öte bir adaletsizlik.“
1915 yılında gördüklerinden dehşete ve öfkeye kapılmış biri olarak H. Simon, bazı noktaları vurguluyor. Örneğin kadınlara uygulanan vahşeti. „Kadının onuruna da pervasızca saldırıldı. Aile dağıtıldı. Hıristiyan kadının kendisi ise insan sürülerinin geçişleri içinde bir rakam değerine düşürüldü. İki sıra asker arasında vilayetten vilayete dolaştırıldı durdu. Mezopotamya´nın kızgın güneşi altında, azgınlaşmış tutkuların düşüncesizce ve hayvanca saldırıları tehdidi altında diyar diyar dolaştırıldı. Hıristiyan kadının çabuk ve acı çekmeden, ölmeye bile hakkı yoktu.
Milisler öldürürken, bazılarının önce memelerini, bazılarının da bileklerini kesiyorlardı. Konvoylardaki kıyım, yalayıp yutuyordu insanlık değerlerini. Bakıyorsunuz başka bir konvoyda kadınların birilerinin kaburga kemiklerini, başka birilerinin bacakları kırılıyordu öldürülmeden önce. Üçüncü bir konvoyda ise bakıyorsunuz bahtsız bir kadını, başını parça parça ederek öldürüyorlar. Öteki bahtsız kadın değnek vuruşları altında can veriyor. Tanıklık edilen örnekler bunlar. Vahşet yalnız canlı kadınlara kullanılmadı. Ölü canlara da uygulandı vahşet.“
Vahşet, ikinci sırada olan ruhban sınıfına yöneltilmişti. „Bu tanrı adamına karşı gösterilen kinin daha derini, daha büyüğü görülmedi tarihte. Kızgınlığın hedefinde ruhbanın her türlüsü vardı: Keldani, Yakubi (Süryani Ortodoks), Süryani, Gregoryen (Ermeni Ortodoks). Fanatik bir kudurmuşluk ruhbanların ölüm kontenjan rakamlarını artırdı elinden geldiğince. Failler acı çektirmenin en üstün, emsali görülmemiş biçimlerini bulmakta cehennemi bir zekaya sahiptiler. İşkence yaparken öylesine incelikler ve zevkler vardı ki, adını koymak imkan dahilinde değil. Siirt´in Keldani papazı, vücudu korlaşmış kıpkızıl bir demirle dağlanarak öldürüldü. Derik´in Süryani Katolik papazını, hançerledikten sonra, parça parça doğradılar.“
H. Simon´un1915 katliamındaki vahşet üzerine yazdıkları özetle bu kadar. Ancak Mardin 1915´te yaşananlar henüz bitmiş değil.
H. Simon „Altından yapılı takvim“ başlığı altındaki bölümde şöyle yazıyor: „Masum erkek ve kadınlar uçurumlara koşarlarken, ötekiler para ve dizginsiz menfaat elde etme peşindeydiler.“ Ve bu bölüme Diyarbakır valisi Dr. Reşit´ten bir örnek vererek başlıyor. Bayan Kazazyan Şennaşe´yi geçici olarak sürgün etmeme karşılığında Dr. Reşit 1700 Lira alıyor, daha sonra başkasına satıyor. H. Simon, Dr. Reşit´in daha sonra 100 bin Lira para ve gasp edilmiş ziynet eşyaları olduğunun merkezi hükümet tarafından tespit edildiğini yazıyor.
Buradan itibaren Mardin´deki gasp olaylarına bakalım: H. Simon´un listesi oldukça uzun. Günlüğünde şunlar not edilmiş:
5 Haziran 1915: Hapse atılan Yakubiler, yarın „Muhammed`in Yetimleri“ tanımlaması ve gerekçesi ile serbest bırakılacaklar. Bunun karşılığı da 3000 Lira tutuyor.
30 Haziran 1915: Der Ohannes. Ermeni Katolik Başpiskoposu vekili. 90 yaşında hapse atıldı. Özgürlüğüne 300 Lira değer biçildi.
7 Temmuz 1915: Harput´un önde gelenlerin eşleri Dara´da kuyulara atılmak üzere Mardin´den yola çıktıktan sonra Harrin´de soyuldular. Mücevherlerini, elmaslarını, değerli taşlarını, banka çeklerini, para çantalarını Memduh Bey gasp etti.
8 Temmuz 1915: Memduh Bey tehdit ederek bir günde 4000 Lira götürdü.
9 Temmuz 1915: Diyarbekir´den sürgün edilmiş ileri gelen Ermenilerin eşleri, köklü ailelerin anaları yaşamlarına Dara´da son verilmek üzere yola çıktıktan sonra soyuldular. İpek giysileri alındı ellerinden, kıymetli şeylerini saklayan kasaları bulundukları arabadan alınarak yükleri hafifletildi. Şüphe çeken küçük şilteleri söküldü, şilteler içinde 1 Lira´lık 2000 banknot bulundu.
10 Temmuz 1915: Şükür Kespo tehdit edildi. Dövüldü ve hapse atıldı. Hapiste yediklerinin ve ailesine dönmesinin bedeli olarak 500 Lira ödemesi gerekiyordu.
11 Temmuz 1915: Bedros ve Tigran Cenanci Beyler, Memduh Bey´e 600 Lira ödediler. Adı geçenlerin Mardin´deki varlıkları keşfedilince, Memduh Bey´in görmezden gelmesi için rica edilerek ödenen sus payıdır bu para.
12 Temmuz 1915: Zengin Şellime ailesi genç kızlarından üçünün yaşamını güvence altına almak amacı ile üç yaşamı toptan satın aldı: 500 Lira.
13 Temmuz 1915: Nasri Haylo Bey, Mardin´de özgürdü. Böyle kalması ve rahatça nefes alabilmesi için tükettiği hava kabarcıklarının bedelini ödemeye zorlandı: 300 Lira.
14 Temmuz 1915: Sürgün edilmekle tehdit edilen Mardin´in zengin kadınları, özgürlüklerini yeniden satın alabilmek istediler. Pazarlık yapıldı. Vali 1000 Lira değer biçti, ona sunulan teklifi kabul etti: 750 Lira. Ama şunu belirteyim hemen: Paralar ödendi, fakat yine de bu kadınların hepsi 3 gün sonra 17 Temmuz´da katledildiler.
17 Temmuz 1915: Kapuçin ruhbanı İtalyan Peder Daniel tutuklandı.Ona özgürlüğünü satın almak zorunda olduğu telkin edildi ve iyi bir fiyat biçildi. Kapuçin duymazdan geldi. Hapse atıldı hemen. Kabul edince 3 Temmuz´da bırakıldı ama cebinde sakladığı 23 Lira´yı bile bulamadı. Evine döndüğünde bir valize sakladığı 150 Lira´sını bir daha kavuşmamak üzere çıkardı gözünden. Başka çaresi yoktu.
19 Temmuz 1915: Köklü Süryani Katolik ailesinden Çerbaka, sürgünle tehdit edildi kibarca. O da incelikle öz vatanında ikametinin uzatılması zevkine karşılık 200 Lira´nın kabulünü rica etti.
22 Temmuz 1915: Başpiskopos Gabriyel Tappuni, kendine ait kimliğini, Süryani Katolik milliyetine mensubiyetini satın aldı ilk defa. Memduh Bey´in eline 500 Lira tutuşturdu.
27 Temmuz 1915: Katolik bir Ermeni ailesi zorunlu göçe hazırlanıyordu. Çok şaşırtıcı bir olay. Memduh Bey´in aileyi ziyareti şerefine nail olundu. Daha da şaşırtıcı husus, aile ziyaretçinin şu teklifine muhatap oldu: „Ayrımız gayrımız yok, bana güvenebilirsiniz, eğer saklı paranız varsa onu bana emanet edin isterseniz.“
28 Temmuz 1915: Mardinli kadınlar valiye kendilerini sürgünden kurtaracak ortaklaşa bir hediye almak için aralarında para topladılar. Valiye 1300 Lira sundular. Vali kabul etti, ama iyiliksever bayanları 5 gün sonra sürgün etti yine de.
2 Ağustos 1915: Afremci rahiplerden 22 kişi hapsedildi. Araya girenler oldu, oturup konuştular, pazarlıklar yapıldı ve fiyatlar düşürüldü. Anlaştılar sonunda: Zindanda 3 gün çile çekmeye zorlanan rahipler sonunda barınaklarında sessiz yaşamak hakkını 500 Lira´ya yeniden satın aldılar.
5 Ağustos 1915: İhtiyar Nasri Hammal´ın 3 oğlu ilk konvoy ile birlikte ayrıldılar evlerinden. Buna rağmen para saklandığına hala inanıldığından sıkıştırıldı ve parasını kardeşçe paylaşmaya zorlandı. Zindan karanlıklarına atıldı. Sonunda yaşlı adam bile zindan konukluğunda kendisine yapılan masrafları ödemek için ricada bulunmak zorunda kaldı: Fiyat: 200 Lira.
10 Ağustos 1915: Amerikalı misyonerlerin ikametgah ve işyerlerinde arama-tarama yapıldı. Ziyaret edildi hepsi tek tek. Felçli bayan Tam´ın odası bile arandı. Sobanın içine kadar didik didik edildi herşey. Para kasasında altın, odalarda gümüş sofra takımları ele geçirildi. Polisin ziyareti semeresiz olmadı, boşa çıkmadı: Gelir: 600 Lira. Not edilmesi gereken ayrıntı: Evi arananlardan Andrus´un hizmetçisi gece
elindeki fener ile Memduh Bey´e evinin eşiğine kadar refakat etti. Fener ustaca yapılmıştı, güzeldi. Memduh Bey feneri kestirdi gözüne. „ Senin için ışıksız dönmek daha iyi olur“ dedi. „Polisin dikkatini çekmezsin“. Amerikalı misyonerler fenerlerini çok beklemiş olacaklar.
13 Ağustos 1915: Memduh Bey, Diyarbekir´e gitmek üzere ilk defa çıktı Mardin´den. Beraberinde de özel kasalarla 53.000 Lira ve ek olarak altın bir çanak götürdü.
28 Ağustos 1915: Diyarbekir´den dönen Memduh Bey, Bey Kaspo´nun müsadere edilmiş olan evini arattı didik didik. Evin avlusundaki bir taş altına gizlenmiş 4000 Lira´yı buldu.
30 Ağustos 1915: Sürgüne gönderilmiş Ermeni Katoliklerin evleri devlet lehine müsadere edildi. Ama bütün evleri memurlar soydular parti parti. Mobilyalar, halılar. Ne buldularsa aldılar. Bu da memur lehine yapılan müsadereydi.
H.Simon´un 5 Haziran-30 Ağustos 1915 günleri arasındaki notları bunlar. Bu notlarda gasp edilen paranın toplam değeri 19.400 Lira. Yani o dönemde bir Osmanlı Sadrazam´ının aylık maaşının yaklaşık 10 katı. Ya da birinci sınıf bir valinin maaşının yaklaşık 100 katı.
Ek olarak Memduh Bey´in gasp ettiği 53 bin Lirası var. Yani bir valinin o dönemdeki maaşının 35 katı. El konan ziynet eşyaları var. Ne kadar eve, işyerine mala-mülke el konduğu ise meçhul. Sonuçta müthiş bir zenginlik kaynağı olmuş Hıristiyanları sürmek, katletmek. İnsanların gasp edilmesi ise ayrı bir fasıl. H. Simon´un deyişiyle „Masum erkek ve kadınlar uçurumlara koşarlarken, ötekiler para ve dizginsiz menfaat elde etme peşindeydiler.“
Ben 1915/16´da yaşananları araştırırken iki Memduh tanıdım. Biri bu yazıda söz konusu olan Mardin Polis Müdürü Memduh, diğeri de Erzincan Mutasarrıfı Memduh Bey (Mehmed Memduh bin Tayir-Memduh Sermet). Sonuncusu ayrı bir yazının konusu. Ama Mardin Polis Müdürü´nden farklı değil, hatta daha da kötü. İkisi de birbirinden kötü.
Bazıları Mezopotamya´nın ne kadar kutsal olduğunu, birçok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yaptığını bir övünç vesilesi olarak anlatıp dururlar. Bir yanıyla doğru. Öbür yanıyla da Mezopotamya aynı zamanda bir vahşetin, katliamların, insanlığın yüz karası olan olayların yaşandığı bir coğrafya. İnsanlığa karşı işlenen suçların bir coğrafyası. Mardin´de 15 Ağustos 1915 tarihini iyice not edin.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2013
12.05.2013
1.02.2013
9.01.2013
14.12.2012
17.10.2012
24.08.2012
25.05.2012
9.05.2012