Serdar KAYA
ABD’nin New Jersey eyaletindeki Bankbridge Lisesi’nde öğrenci olan Julio Artuz, öğretmenlerinden birinin derste sürekli onu küçük düşüren sözler sarf ettiğini söylediğinde, ailesi ona inanmadı. Zira, bir öğretmenin böyle şeyler yapması, Batı ülkelerinde pek sık rastlanan bir şey değil. Bunun üzerine, Julio, ilgili öğretmenin derslerinden birini cep telefonuyla videoya aldı.
Julio’nun ailesi, videodaki görüntülere inanamadı. Öğretmen, sınıfta (yer yer argo kelimeler de kullanarak) Julio’yu aşağılıyor ve hatta “Sana istediğimi söylerim”, “Bana hiçbir şey yapamazsın” gibi ifadelerle kendisini psikolojik anlamda ezmeye çalışıyordu. Bunun üzerine, Julio’nun babası okula giderek ilgili öğretmen ile görüştü. Öğretmen, kullandığı ifadeler için üzgün olduğunu söyledi ve evde eşiyle yaşamakta olduğu bazı sorunların işine de yansıdığını ifade etti. Baba, ikna olmamıştı. Çünkü ona göre, hiçbir şey videoda izlediklerini mazur gösteremezdi.
Videonun (geçtiğimiz perşembe günü) NBC’de yayınlanmasının ardından, Amerikalı pek çok veli görüntüler karşısında şok oldu ve lise, derhal öğretmen hakkında soruşturma başlattı. Öğretmenin tavırları çocukların psikolojik sağlığı için tehlike arz eder nitelikte olduğundan, bu şartlar altında derslere girmeye devam etmesine müsaade edilemezdi. Bu nedenle, öğretmen, soruşturma sona erene dek ücretli izne gönderildi.
Kalp kırmak
ABD’deki olayda, öğretmenin öğrenciye yönelik herhangi bir fiziksel saldırısı söz konusu değil. İnfiale neden olan, sadece öğrenciyi inciten tavır ve sözler. Zira psikologların sıklıkla belirttikleri gibi, bu türden tecrübeler, öğrencilere otorite sahibi olmanın başkalarını ezmeyi meşru kıldığı düşüncesini telkin ediyor. Bu şekildeki tavırlara maruz kalan bir öğrenci, hem kendisine saygısını yitiriyor hem de ileride kendisinden daha zayıf olan insanlara benzeri türden davranışlar sergilemekte bir mahzur görmüyor. Tabii bu işin sadece pedagojik yönü. Bu türden davranışlar, etik anlamda da sorunlu. Çünkü, bir eğitim kurumunda çalışıyor olmak, bir insana başkalarını (ve hele hele kendisinden küçükleri) ezme hakkını (elbette) vermiyor.
ABD’de öğrencilerini alaya alan ve zaman zaman “tembel”, “aptal”, “şişko” gibi incitici hakaretlerde bulunan öğretmenlerin oranının yüzde bir ila iki arasında olduğu tahmin ediliyor. Öğrenciye vurmaya kalkan ise elbette hiç yok, çünkü böyle bir şeyin gerçekleşmesi durumunda ilgili kişinin bu mesleğe devam edebilmesi mümkün değil.
Türk eğitim sistemi
Türkiye’deki tablo, ABD örneği ile taban tabana zıt olan pek çok yön içeriyor. Herşeyden önce,Türkiye’de bir lise öğretmeninin öğrencisini sınıfta küçük düşürmesinin haber değeri dahi yoktur. Zira pek çok okulda hemen her gün yaşanan ve zaman zaman hakaretin ötesine geçerek fiziksel şiddet de içeren olaylar, Türkiye’de istisnadan ziyade kural durumundadır. Öğretmen terörünün haber olabilmesi, ancak sergilenen şiddetin alışıldık seviyenin ötesine geçmesi durumunda mümkün olabilir.
Bunun böyle olmasında, (diğer sebepler arasında) hakaret ya da fiziksel şiddetin Türkiye’de hâlâ bir eğitim aracı olarak görülebiliyor olmasının payı büyüktür. Bu algıya göre, öğretmen ile öğrenci arasında hiyerarşik bir ilişki vardır. Ancak bu hiyerarşi, meşruiyetini öğretmenin bilgisinden ziyade, yaşından ve otoritesinden alır. Bu ilişkide yaşça küçük ve otoriteden yoksun olan öğrenciye düşen, öğretmeninin “sözünü dinleyerek” başarılı olmaktır. Dolayısıyla da, öğretmenin öğrenciye “tembel” ya da “aptal” şeklindeki hakaretleri, öğretmenin değil, öğrencinin hata hanesine yazılır. Çünkü bu hakaretlere (ve kimi zaman da şiddete) öğrencinin hatasının ya da “yaramazlığının” neden olduğu, öğrenci öyle hak ettiği için öğretmenin bu tavrı sergilediği ve hatta bu şekilde çocuğu “adam ettiği” düşünülür. Konunun pedagojik boyutu çok fazla akla getirilmez. Bu şekilde yürütülen bir eğitim faaliyetinin nasıl bir kültürü yansıttığı ve pekiştirdiği (ya da geçimsizliğin, özgüven yoksunluğunun veşiddet eğiliminin Türkiye’de neden adeta kültürel kimliğin bir parçası haline geldiği) ise, pek kimsenin gündeminde değildir.
NBC’deki haberde, “Öfkeli veliler, bir öğretmenin bir öğrenciye kötü davranacağına ilk başta inanamadıklarını söylediler” şeklinde bir ifade yer alıyordu. Belli ki, “kötü davranış” dendiğinde Amerikalı ve Türkiyeli veliler aynı şeyi anlamıyor.
Sonsöz
Pek çok resmî gün için olduğu gibi Öğretmenler Günü kutlamaları için de aynı soruyu sormak gerekli: Neyi kutluyoruz? Niye kutluyoruz?
Hiç düşündük mü?
Zira ortada kutlamaya değer bir başarı olmadığı açık.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014