Şeyhmus DİKEN
Seçimin hemen sonrasında bir değerlendirme gibi yazılan yazı olsa da ve dahi kimilerinin pek hoşuna gitmese de galiba “Eski Türkiye” ve “Eski Tarz-ı Siyaset” kavramlarının tarihin çöp sepetine atıldığının resmi olarak 7 Haziran 2015’i kayıt altına almakta yarar var. 2015, aynı zamanda Şeyh Said Kıyamı sonrasında adı, sanı, kimliği, kültürü, geçmişi, geleceği; özetle varlığı “Türk Varlığı”na armağan edilen Kürt halkının topyekün inkâr ve imhasının doksanıncı yılı. Ve bir tarihi dönüm noktasında “Hayali Kürdistan”ın gömüldüğü coğrafyada yeniden küllerinden doğduğunun resmidir 7Haziran… Tabi öncesi de vardır, kırk yıllık Kürt Siyasal Mücadele tarihi.
Seçimlerin hemen sonrasında bir seçim haritası paylaşılmış, Türkiye Kürdistanı fiziki olarak Mor renge boyanmıştı. Coğrafik olarak Mor’a boyanan harita cumhuriyet boyunca yok sayılan harita aslında. Türk(iye) Misak-ı Milli’sinin Cumhuriyet haritasının adeta yırtılan yeri. Mor bilindiği üzere aynı zamanda kadının rengi. Bütün Kuzey Kürdistanını morartan haritanın tümünde kadınlar eşit temsiliyet hakkına sahip oldular.
7 Haziran 2015 Seçimleri çok ciddi ipuçları sundu. Şimdiye kadar “emanet”en diğer partilere, özellikle de AKP’ye verdikleri oylarını geri aldılar. Oyun asli sahibine, HDP’ye rücu edildi oylar. Hani AKP bir önceki seçimlere kadar hep “Ben doğuda da birinci partiyim” diyordu ya! Artık değil. Çünkü çeşitli nedenlerle kimi Kürt şehirlerinde AKP’yi tercih eden Kürtler artık oylarını AKP’den geri alıp iki nedenle “buraya kadar” dediler. İlki “Çözüm süreci” bir aldatma ve oyalamaya döndürülmüştü muktedirce. İkincisi, inanç, siyasetin bayrağı sloganı haline dönüştürülmüştü. Hırsızlık, yolsuzluk gibi işler ise adeta vaka-yı adiyeden olmuştu.
Türkiye’de İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Antalya gibi Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı şehirlerde, kısmen “tuzu kuru” diye tabir edeceğimiz Kürtler, 7 Haziran'da gönüllerindeki partilerini HDP’yi tercih ettiler. Yani bu seçimin genel olarak Kürt cenahından özeti; şimdiye kadar AKP’yi tercih eden kimi Kürtler artık AKP tercihini vicdanlarından söküp attılar.
Türkiye metropolllerinde çok sayıda birey ve kendi içlerinde adeta küçük klanlar gibi örgütlenen vicdanlı, onurlu Türkler ve dahi çok sayıda farklı etnik, dini, mezhepsel camialardan oluşmuş gruplar da HDP’yi tercih ettiler.
HDP şahsında Türkiye Siyasetine model sunan siyasal yapı aslında Türkiye Demokrasisine ciddi bir katkı sunarak öğrenirken öğretti. Yüzyıllık Cumhuriyetin ezberi bozuldu. 35 yıl önce halkın bağrına saplanan kara saplı bıçak seçim barajını “siz kaldırmıyorsanız ben kaldırırım” diyerek adeta fiili bir durum yarattı. Bu kazanım, aslında her şeyin muktediri zorlayarak “kanun hükmüyle” kaldırmasının beklenmemesi gerektiğini, halkın gücüyle de adaletsizliklerin alaşağı edileceğini gösterdi.
1965 yılında geleneksel Türkiye siyasetine bir alternatif sunup sosyalizmin sesini 15 vekille meclise sunmuşu TİP (Türkiye İşçi Partisi). Ellinci yılında sadece solun-sosyalizmin değil, yok sayılan tüm renklerin ahengini bu kez 80 vekille sunuyordu Halkların Demokratik Partisi Türkiye Meclisine.
Sorulabilir, peki bütün bunlara rağmen HDP ifade ettiği gibi “Türkiyelileşti mi”? Sanırım buna evet demek için vakit henüz çok erken Evet kimi Türk şehirlerinden “hatırlı”, kıymetli oylar aldı HDP, ama çok cılız. Bu bir ilk adım ve rüşt ispatı. Bunun devamı kanımca HDP’nin mecliste yürüteceği performansa ve siyasete bağlı. Muktedir AKP, HDP’yi etkisiz kılma ve boşa çıkarma derdinde. Bunu iki koldan yapmaya çabalıyor. Başta Diyarbakır olmak üzere kimi Kürt şehirlerinde şiddeti doksanlı yıllarla benzeştirerek egemen kılmaya ve kaos ortamı oluşturmaya gayret ediyor. Diğeri de parlamentoda “çözüm süreci” dedikleri hayli uzayan dönemsel garabeti sulandırmaya, yok saymaya ve bizzat cumhurbaşkanın ağzından HDP için hükümet kurma “görevlendirilmesi” yapılmayacağı beyanı dillendiriliyor.
Ama tarihe not olarak düşülsün ki; gazeteci yazar Ferda Çetin çok haklı olarak “Kürtler doksanlı yıllardaki Kürtler değil” artık derken buna işaret ediyordu. Kürtler yürüttükleri siyasal mücadele ile çok yeni bir sayfa açtılar; sadece Türkiye’ye mi? Değil elbette! Ortadoğuya, dünyaya ve dahi dört parça Kürdistan’a.
Yani ez cümle; 7 Haziran 2015 seçimleri salt ve sıradan bir seçim olmaktan öte anlamlar taşıyor. Yeter ki bunun doğru okuması yapılsın. Kürt siyaseti Halkların Demokratik Partisi üzerinden çok anlamlı bir mesaj verdi. Umuyor ve diliyorum ki; kırk yıldır dökülen onca kana, viran olan evlere, talan edilen mala mülke rağmen gelinen bu noktanın okuması doğru yapılır. Kürt halkı, bütün dönemlerden daha örgütlü, daha kurumsal ve de daha güç sahibi. Karşı cephe ise “Eski Türkiye”nin yenilmiş, sarayına hapsolmuş ama hâla “tezgah peşinde”ki muktediri üzerinden kaybedilmiş zamanın uzatmalarını oynamaya çalışıyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.01.2025
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017