Şeyhmus DİKEN
İnsan geçici olarak bulunduğu kimi yerlerden ayrılırken ardında kendinden bir şeyler bırakır. Aslında oradan ayrılıp gitmiş olsa da bir şekilde orada kalmış olmanın izleri, belki de hatıralarıdır.
Bu hâl öyledir ki, ancak yıllar yıllar sonra o bir şeylerin ardında bırakıldığı yerlere geri dönüldüğünde, sanki sadece insanın kendisi bulabilir onları, o izleri…
Peki o bulunabilen, ya da bulunduğu varsayılanlar sahiden bırakıldığı sanılanlar mıdır? Çoğu kez sükutu hayaldir. Hüzündür.
Ama yine de geçmişte kalan o hatıraların izinden yürümek bile sanki an’a değen / dokunulması gerekendir belki de…
Ardında bıraktığı, kopup gittiği yeri değiştiremez insan! Oysa gideceği yer öyle mi? Kendi belirler / belirleyebilir de nitekim. Ama bu belirlenen yeni yer ne kadar kendisinindir. İşte asıl mesele burada…
Bir de bu insan tekinin ardında bırakarak gidip gidip, tekrar tekrar döndüğü ve yine gittiği, yine döndüğü her gidiş dönüşten sonra yitirdiklerini sanki çok çok uzun yıllar evvel kaybettiğini ve artık “yok” olduğunu çıplak gözle gördüğü hâl û ahvali düşünün!
Peki o yok olduğu varsayılan sahiden yok olmuş mudur? Ya da yok olduğu, belki de yok edildiği varsayılanın yerine bir şeyler yapılmış mıdır?
İşte asıl felaket odur, “Yok Zamanı”* denilen vakitlerin adı, sanki odur.
Bu paragrafları şuna girizgah olsun diye yazdım; sur şehrinin 2015 büyük felaketi sonrası biri 2015, biri 2018 diğerleri 2020’de yazılmış 19 kısa öyküleştirilmiş anı metinlerinden oluşan Nurcan Baysal’ın “Yok Zamanı” kitabı üzerine tabii ki.
Şimdilerde hafta sonları ya da birkaç günlük bayram-seyran tatillerinde sur’lu şehrin balıkçılarbaşından, önce dört ayaklı minaresinin önünde şöyle bir fotoğraf ara molası verip, sonrasında sağlı sollu kibrit kutuları misali dizilmiş fabrikasyon imalat süs marka mekânları ortasındaki genişçe caddeden aşağı doğru yaylanarak süzülenler! Hele bir okusalar o yok edilenlerin yerine yeten mekânlardaki bir zamanların yaşam izlerini.
Ernest Hemingway’ın ilk büyük romanı Fiesta-Güneş de Doğar’da bir sahne vardır. Roman 1920’lerde vatanlarından uzakta sürgün günlerinde düş kırıklıkları içindeki kahramanların “kayıp nesil” olmaklı halleri üzerinedir. Ölüme ramak kala savaştan geriye kalmışlardır. Biri diğerine sorar; “nasıl, her şeyini yitirdin?” Diğeri yanıt verir; “önce yavaş yavaş, sonra birdenbire…”
Nurcan Baysal; balinanın karnındaki rahat yerinde yaşayanlara sahadan bir gönderme yapıyor Yok Zamanı’nda. Hani Orwel’vari sözlerin Miller’e Roma yakılırken eli kemanının yayında ve yüzü ateşe dönük olanlara hitaben müzik yapıyor olanın kabilinden…
Peki o halde soru(m) şu; Hafıza-yı beşer nisyan ile malul mudur! Bizde değil. Malul olanlar sevsinler yok edip yerine koyduklarını! Çünkü asıl biz biliriz unutanın unutulmaya mahkûm olma hâlini ezelen ve ebeden…
Not: Nurcan Baysal,
13 Nisan 2024 cumartesi 13.00-15.00 saatleri arasında Diyarbakır yayın ağacı kitabevinde “Yok Zamanı”nı imzalayacak.
Saat 15.30’da da Suriçinde Ditav kültür sanat evinde kitap üzerine söyleşi yapacak. (Ditav kültür sanat evi: Meryemana Süryani kadim kilisesi bitişiği, Suriçi lalebey mah. Ana sokak no:28 Diyarbakır)
* Nurcan Baysal, Yok Zamanı, Src Kitap, 2024
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2024
1.01.2024
21.04.2020
27.10.2019
10.06.2018
16.09.2017
21.05.2017
15.02.2017
5.02.2017
14.01.2017