Sinan ÇİFTYÜREK
Erdoğan’ın iktidar hedefi olan başkanlık sistemine 24 Haziran seçimlerinde ulaşmasıyla tartışılan ve tartışılması da gereken; 16 yıllık iktidarında Kemalist Cumhuriyet’i aşarak “İkinci Cumhuriyet”i gerçekleştirip gerçekleştirmediğidir. Uzun iktidar yıllarında ve esas 24 Haziran sonrasında yeni bir cumhuriyet kuruldu mu? Önce bu konuda neler söyleniyor, özetleyelim.
I –“Allah aşkına Türkiye’de son dokuz yılda yaşananlar, klasik sosyolojik anlamıyla ‘zamana yayılmış’ ve ‘silahsız’ bir cins ‘devrim’ değil mi? Bir grubun, belli bir ideolojik altyapıyla önce iktidarı ve yönetim kadrolarını ele geçirdikten sonra toplumu dönüştürmesi değil mi burada olanlar? Buna ister devrim, ister karşı devrim, ister demokratikleşme ya da siyasi meşrebinize göre ‘sivil dikta’ deyin. Türkiye’de yaşanan, bir paradigmanın/ sonudur. İşte bu yüzden hafta başında ‘Artık Birinci Cumhuriyet bitti. İkinci Cumhuriyet başladı’” diye yazdım” (Aslı Aydıntaşbaş)
Umut Özkırımlı’da,“Yeni Türkiye’ safsatası bir yana, bildiğiniz Türkiye Cumhuriyeti bitti” başlıklı yazısında “Çözüm diye ortaya atılan Yeni Türkiye safsatasını bir kenara bırakacak olursak, Türkiye Cumhuriyeti bildiğimiz, bize öğretilen anlamıyla bitti” diyor.
Birinci Cumhuriyet’in “bittiğini” net söyleyenlerden biri de Taner Akçam’dır. Liberal aydın ve yazarlar cephesinde buna benzer birçok görüş ve tespit var. Erdoğancı ve AKP’li birçok siyasetçi, yazar da Kemalist Cumhuriyet’in aşıldığını bir süredir söylüyorlar.
AKP’nin yaptıklarının yeterli bulmayan Ahmet Kekeç gibileri ise tersine“Birincisi, cumhuriyet yıkılmış, yerine başka bir cumhuriyet kurulmuş değil. Sadece ‘hükümet modeli’ değişti. Cumhuriyet aynı cumhuriyet... Kurucusu aynı, başkenti aynı, sınırları aynı, bayrağı aynı... Kurumları da yerli yerinde” benzeri diyen de var.
O halde AKP/Erdoğan’ın 1923 Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi ve temel referanslarıyla yollarını ayırdı mı ayırmadı mı temel nirengi noktalarından bakalım.
Birincisi;Kemalist 1923 Cumhuriyet bir ulus devlet olarak kuruldu ve kuruluşunun temel harçlarından biri; Kürt ve diğer ezilen halkların dünyanın gelmiş-gitmiş en ağır asimilasyon-entegrasyon programlarıyla Türkleştirilmeleri politikasını izlemekti. Mustafa Kemal sonrası tüm cumhuriyet iktidarları da bu politikayı ton farklılığıyla uyguladılar. Buna son yıllarda miting meydanlarında halklara tekçi “Rabiayı” okutan Erdoğan/AKP hükümetleri de dâhildir.
Erdoğan ve AKP’lilerin bıktırırcasına “Rabiamız” dedikleri “tek millet-tek bayrak-tek vatan-tek devlet Kemalist tekçiliğine sarılıp ve meydanlarda halklara tekrarlatmaları Kemalizm’in yani 1923 Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinin ta kendisidir. Anadolu ve Kürdistan’daki halkların, inançların modernist-ırkçı tek tipleştirme siyasetiyle etnik olarak Türkleştirme, inanç olarak da Sünni Hanefileştirmede; Erdoğan/AKP’nin, Mustafa Kemal'den farkı; Mustafa Kemal bu siyaseti esas kolluk kuvvetleriyle uygularken, Erdoğan buna sokağın gücünü de eklemiştir ki daha tehlikeli.
İkincisi;Kemalist Cumhuriyetin kuruluşunun diğer temel politikası, Müslüman olmayan (Hıristiyan, Yahudi, Êzidi vb.) halkların soykırım ve kitlesel göçlerle yok edilmesi, kalanların Müslümanlaştırılması; Sünni-Hanefi olmayan Müslüman inanç gruplarının bile sistemli asimile etme siyasetidir. Somutta, “Türkleştirme-Müslümanlaştırma siyaseti gereği, Müslüman olmayan halkları İslamlaştırma, Alevileri Sünnileştirme, Sünni alt mezhepleri ise Hanefileştirme yönelimidir. AKP/Erdoğan’da bu siyaseti başından beri uygulamakta hatta öyle ki son yıllarda Kemalist iktidara rahmet okuturcasına!
Üçüncüsü;Kemalist Cumhuriyetin izlediği tarikat-cemaat siyasetidir. Cumhuriyet tarihi boyunca tarikat-cemaatler rejimin ihtiyaçlarına göre şekillenmişlerdi. Rejim başta Kürt ulusal hareketi ile sosyalist harekete karşı olmak üzere tarikat-cemaatleri kullandı. Gülen gibi Oktar örgütünün de on yıllarca devletin ve hükümetlerinin himayesinde büyümesi bu siyasetin gereğidir. Her ikisi de Kürt ulusal ve sosyalist hareketin güçlü olduğu yıllarda bunlara karşı mücadelenin parçası olarak kuruldu, desteklendi, işleri bitince de üzerlerine gidilip dağıtılmaları hedeflendi. AKP’de bu siyaseti başından beri uyguluyor.
Dördüncüsü;AKP iktidarında, Kemalist Cumhuriyetin ekonomik siyasetinde de özünde bir değişim yoktur. AKP’nin yaptığı, yapacağı değişim, Kemalist ekonomi siyasetinin değişen ülke ve dünya koşullarına uyarlanmasıdır. Batıyla müttefik ol ama jeopolitiğini kullanarak Batı ve Doğu’da kendini pazarla siyaseti de 1923’den beri devam ediyor. Erdoğan hükümeti de tıpkı 1923 Cumhuriyet hükümeti gibi Doğu-Batı küresel merkezlerin hegemonya savaşında, Türkiye'nin jeopolitik önemini pazarlayarak Kürt meselesinde Rusya ve ABD’den taviz kopartma siyasetini izledi.
Ekonomi siyasetinin diğer ayağı, Müslüman olmayan halkların mülkiyetlerine Türk-Müslümanlar lehine devlet zoruyla el konulup değiştirilmesidir. Bu siyaseti de farklı biçimlerde cumhuriyet hükümetleri gibi AKP’de uygulanmıştır.
Beşincisi; Mustafa Kemal’in Türk ulus devletini inşa etme adına Rum, Süryani, Ermeni, Kürt gibi halklara uyguladığı kanlı soykırım ve katliamlar, baskı sindirme siyasetini tüm cumhuriyet hükümetleri belirli farklılıklarla izlemişlerdir, 16 yıllık Erdoğan iktidarı da izlemiştir. Bu nedenleErdoğan’ın “Dersim için özür dilemesi” iç siyaset hesapları dışında karşılığı yoktur.
Örneğin Erdoğan, CHP’yi sıkıştırmak için;
“Muhsin Batur, anılarında aynen şu ifadeyi kullanıyor: ‘Günlerden bir gün emir geldi. Tren yoluyla Elazığ’a vardık. Oradan da ilk durak Pertek olmak üzere harekete geçtik. İki aya yakın Dersim’de görev yaptım. Okuyucularımdan özür diliyorum ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum’. Üstad Necip Fazıl, Dersim’deki facianın tarihte bir benzerinin olmadığını ifade ediyor”… “Kılıçdaroğlu nereye kaçıyorsun ya. Bunlardan nasıl sıyrılacaksın. Ben mi özür dileyeceğim sen mi özür dileyeceksin. Devlet adına özür dilemek gerekiyorsa böyle bir literatür varsa, özür dilerim, diliyorum” der, devamında “Dersim aydınlatılmayı bekleyen bir olaydır" diye ekler.
Doğrudur Dersim soykırımı aydınlanmayı bekliyor peki ya AKP’nin 16 yıllık iktidarındaki Roboski ve yüzlerce benzer trajik olayın aydınlanmamasına ne dersiniz?
Daha fazla uzatmadan şunları belirtebiliriz;
I - AKP/Erdoğan, Kemalist cumhuriyeti aşmadı yeni koşullarda yeniden üreterek sürdürüyor, tabir uygunsa yeni bir Kemalizmi inşa ediyor. Dörtlü Rabiayı halka tekrarlatan ve TSK’nın sınır içi ve sınır ötesi Kürdistan harekatlarını her gün “şu kadar terörist öldürdük” diyerek savunan Erdoğan’ın Dersim soykırımı ile ilgili yukarıda söyledikleri de bir mana ifade etmiyor.
“Kemalizmi aşarak yeni cumhuriyet kuruyoruz” diyen AKP/Erdoğancılar; özü itibarıyla Türk-İslam sentezine dayanan “tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek-vatan hatta tek mezhep” deli gömleğinin halklara ve inançlara zorla giydirilmesi olan Kemalizmden farkını açıklasınlar. Sabah-akşam tekleri tekrarlayan Erdoğan’ın Mustafa Kemalden, Demirel’den, Ecevit’ten…farkı nedir?
II – “Bugünkü Fransa cumhuriyeti ‘5. Cumhuriyet’ diye anılır. Hem de resmen. Birincisi 1789´da kralın tepetaklak edilip, cumhur´un (=halkın) yönetimi ele almasıyla kurulmuştu. İkincisi köklü bir değişim anlamına gelen, "halkların baharı" denen o büyük yurttaş ayaklanmaları döneminde, 1848´de kuruldu. Üçüncü 1875´de. Dördüncü 2. Dünya Savaşının ardından cumhuriyet yeniden yapılandırılırken, 1946´da kuruldu. Beşinci ise Fransa´nın Kuzey Afrika´daki son sömürgelerinden Cezayir´in bağımsızlığını tanıyıp ‘sömürgeci cumhuriyet’ utancından vazgeçtiği 1958´de… Yani cumhuriyetleri güçlü kılan ‘numaraları’ değil. İlkeleri, çağa uygun dönüşebilme yeti ve yetenekleridir” diyor Aydın Engin.
Bu açıdan bakıldığında AKP’nin 16 yıllık iktidarında; ne halkların ya da halkın “baharı” denilebilecek yeni bir hamle; ne halk-siyaset, halk-iktidar ilişkisinde yeni bir sıçrama; ne devletin kurumsal yapılanmasında köklü bir değişim; ne de etnik ve inanç siyasetinde somutta da Cumhuriyet’in temel meselesi olan Kürt/Kürdistan meselesinde (örneğin Kürtlerin anayasada varlığının kabulü gibi) yeni bir hamle yokken neye dayanarak “birinci cumhuriyet bitti” deniliyor?
“İkinci” veya “yeni cumhuriyet” demek için Kemalist cumhuriyet anayasasında ki “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilk dört maddenin kaldırılması başta olmak üzere yeni bir toplumsal sözleşmenin (anayasa) yapılması gerekiyor ki Erdoğan/AKP’de bunun emaresi yok.
III – Doğrudur 24Haziran sonuçlarıyla birlikte iktidarı (yürütmeyi) oluşturma biçiminde yapılan değişiklikle parlamenter hükümet sistemi yerine, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi oluşturulmuş böylece hükümetin kuruluşu parlamento yerine cumhurbaşkanına verilerek tek adam iktidarına geçiş yapılmıştır. İyi de 1923’te ve sonrasında kurulan iktidarlar da (Mustafa Kemal, İnönü ve Evren dönemlerinde) tek parti ve başkan iktidarları değil miydi? 1923-46 arasında Meclis vardı ama fiiliyatta hükümetlerin Mustafa Kemal ve İnönü emriyle nasıl kurulduğu herkes bilir.
Bugünkü iktidarı, Cumhurbaşkanlığı, Başkanlık iktidarı veya tek adam rejimi diye isimlendirebiliriz ama önemli olan 1923’te kurulan Cumhuriyet ile Erdoğan başkanlığındaki iktidarın temel referanslarında farklılıkların olup olmadığıdır. Olduğunu iddia etmek mümkün değil.
Kısacası ortada yeni veya ikinci bir cumhuriyet yok. Kemalizm; etnik kimlik alanında ırkçı milliyetçilik ise yani Kemalist Cumhuriyet’in ideolojisi Türk olmayan halkların asimile edilmesiyse; farklı inançlara, Müslüman Hanefi mezhebini dayatmaksa yani Türk-İslam sentezi esas almak ise AKP/Erdoğan bunun alasını yapmaktadır.
IV – Sonuç olarak birinci Cumhuriyet aşılmadı, kaldı ki aşılsa da Kürtler 1923’te kurulan Cumhuriyetin aşılmasına üzülmez yenisinin içeriğinin ne olduğuna bakarak kararını verir. Ortada temel açılardan bakıldığında yeni bir cumhuriyet yok.
Bu yaklaşım liberal aydınlar için de geçerli olmalı çünkü 1923’de kurulan Cumhuriyet daha kurulurken zaten çağın gerisinde kurulmuştu, kapı komşu SSCB halklar bahçesini oluştururken Türkiye halklar hapishanesi olarak kuruldu. Burada ironi olan liberal aydınlar yıllardır Kemalist cumhuriyetin aşılmasını savunurken şimdi de aşılmadığı halde “eyvah Kemalist cumhuriyet bitti” diye üzülmeleridir.
Sonuç olarak, tek adam rejimine karşı en geniş özgürlük ve demokrasi cephesinin kurulması gittikçe daha fazla kendini dayatacak.
Kürt siyaseti, geniş özgürlük ve demokrasi cephesine, Kürdistan halklarının AKP/Erdoğan’dan kopartılması ve ayrıca bugün taktik olarak AKP/Erdoğan’ı Kemalist rejimin temel noktalardan ayrılmaya zorlayacak ana dilde eğitim-öğretim ve anayasada Kürtlerin varlığını kabul ettirme mücadelesini geliştirmeli. 23.07.2018
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları


























































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.06.2019
7.02.2019
18.03.2019
4.02.2019
28.01.2019
9.02.2019
7.01.2018
26.10.2018
28.09.2018