Süleyman YAŞAR
Türkiye’de bankacılık sektöründe kamu bankalarının ağırlığı yüzde elliyi buluyor. Yani banka sektörünün yarısı devletin elinde. Ama faizler düşmediği gibi son dönemde devlet bankaları sıcak para borçlanarak Türkiye ekonomisini kırılgan hâle getiriyorlar.
Niye böyle bir tespit yapıyoruz?
Şundan yapıyoruz. Çünkü, devlet bankalarının kısa vadeli dış borçları son on beş ayda 12,5 milyar dolardan 19 milyar dolara yükseldi. Yani kamu bankalarının sıcak para borçları son on beş ayda yüzde 52 oranında artarken aynı dönemde özel bankaların kısa vadeli dış borçları sadece yüzde 13 oranında çoğaldı. O hâlde devlet bankalarının dış borçlanmasında bir sorun olduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz.
Gelelim bu kısa açıklamayı niye yaptığımıza...
Dün basında Maliye Bakanı’nın önümüzdeki dönemde özelleştirilmesi düşünülen kuruluşlara ilişkin açıklamalarını okuduk. Buna göre; Erzurum Kış Olimpiyat Tesisleri, elektrik üretim santralleri, otoyol ve köprüler, geliri Halkbank’a aktarılmak üzere Halk Sigorta ve Halk Emeklilik’in özelleştirileceği bildiriliyor.
Bu açıklamadan anladığımıza göre, Halkbank özelleştirileceğine onun iştirakleri özelleştiriliyor. Oysa 4603 sayılı Kanun’un 1. maddesinde bu kanunun amacı;“Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi çağdaş bankacılığın ve uluslararası rekabetin gereklerine göre çalışmalarını ve özelleştirmeye hazırlanmalarını sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmaları ile hisse satışlarına ilişkin düzenlemelerin ve hisselerin tamamına kadarının özel hukuk hükümlerine tabi gerçek ve tüzel kişilere satışının gerçekleştirilmesidir” şeklinde tanımlanıyor.
Kısaca, 4603 sayılı Kanun’da Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın özelleştirilmesine karar verilmişti. O hâlde adı geçen kanun yürürlükte olduğuna göre niye Ziraat Bankası ve Halkbank özelleştirilmiyor?
Hatta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 23 Haziran 2003’te yaptığı açıklamada “Biz, bizden önceki dönemlerde yapılan gibi özelleştireceğiz deyip unutmayacağız. Önce Vakıfbank, sonra Halk Bankası ve son olarak Ziraat Bankası’nı özelleştireceğiz” dedi. Ama aradan on bir yıl geçti bu bankaların üçü de devlet yönetiminde bulunuyor hâlâ. Anlaşılan Ali Babacan kendilerinden önceki dönemde yapılanların devamında fayda görüyor. Böyle gelmiş böyle gider diyor.
Peki, devlet bankalarının sistemde durmasında bir fayda var mı? Faydası yok zararı var. Çünkü, devletin, bağımsız düzenleyici otorite kurduktan sonra o sektörde faaliyet göstermesi artık israf yaratıyor. Çünkü bağımsız kurum yani BDDK bankacılık sektöründe her türlü düzenlemeyi tasarrufçu, girişimci ve tüketici lehine yapmak zorunda zaten.
O hâlde kamu bankası artık bir fazlalık oluyor ve rekabeti bozuyor sektörde. Ve işte bu nedenle faizler düşmüyor. Daha doğrusu paranın fiyatı artıyor. Çünkü devlet bankaları yüksek maliyetlerle çalışıyor. Tabii bu yüksek maliyetler sektöre yansıyor. Dolayısıyla hem enflasyon artıyor hem de kaynaklar iktidara yakın duran yandaşlara aktarılıyor. Dolayısıyla kaynak dağılımı bozuluyor. İşte devlet bankası kredisiyle yapılan ve batan AVM’ler sık sık basında yer almaya başladı artık.
Anlayacağınız asıl özelleştirilmesi gereken kuruluşları yani bankaları iktidar bir türlü elinden çıkarmak istemiyor. İşte bu nedenle Ali Babacan’ın on bir yıl önce söylediklerine bakıyoruz. Ve Ali Babacan’a “Siz de unuttunuz” diyoruz.
***
İyi aile çocuğu Engin
Namaz kılmaz, oruç tutmaz, yaşı gelip geçtiği hâlde Hacca da gitmeyen hem ateist hem İslamcı, Cem Uzan’ın Star gazetesinin 9 Kasım 2002 tarihli nüshasında dönemin siyasetçilerine orço Abdullah, pezo Vecdi, hibino Recep, beşlik Bülent, tekerlek Abdüllatif gibi sıfatlar takan, herkesin karısına kızına taciz yazıları yazan paralel Engin Ardıç’a anladığı dilden konuşunca birdenbire iyi aile çocuğu rollerine büründü. Mağduru oynamaya başladı. Bir daha sataştığını duymayayım. Hacıyatmaz seni...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016