Süleyman YAŞAR
Bildiğiniz gibi son günlerde Kılıçdaroğlu’na saldırılıyor. Hatırlayacaksınız önce TOBB başkanı, Kılıçdaroğlu’na verdi veriştirdi. Ve alakasız bir söylemle, 12 milyondan fazla seçmenin oyunu almış ana muhalefet partisi liderine “TOBB başkanlık seçimlerinde gel karşıma aday ol boyunun ölçüsünü al” dedi.
Peki, niye böyle anlamsızca meydan okudu Kemal Kılıçdaroğlu’na?
Çünkü, binlerce üyesi mahkeme kapılarında iflas erteleme kuyruğuna giren TOBB başkanı, genel kurulda iktidara övgüler düzdü. Kılıçdaroğlu da bu tuhaf övgünün nedenini sordu kendisine.İhracat düşmüş, işsizlik artmış, iflaslar çoğalmış bu övgü niye?, dedi. Hâlbuki bir meslek örgütü olarak TOBB başkanının üyelerinin sorunlarını dile getirmesi gerekiyordu. Bunu yapamadı. Sanki ekonomi güllük gülistanlıkmış havasına girdi. Hâlbuki TOBB başkanı, ekonomide sorun var. Binlerce üyelerimiz iflas erteleme kuyruğunda dese başına gelecekleri biliyor.
Yeri gelmişken hemen bir hatırlatma yapalım; TOBB’un TEPAV isimli bir kuruluşu vardı. Hâlâ var mı belli değil. İşte bu TEPAV isimli kuruluş 2010- 2011- 2012 yıllarında ekonomi iyi durumdayken sürekli ekonomi kötü diyerek kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyordu. Şimdi bu kuruluşun nedense sesi soluğu kesildi.
Gelelim Kılıçdaroğlu’na ikinci saldırıya…
Yine TOBB genel kurulunun ardından katıldığı bir şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na yumurta atıldı. Oysa Kılıçdaroğlu iktidarda değil. İktidardaki siyasetçilere değil de Kılıçdaroğlu’na saldırılıyor.
Niye?
Çünkü iktidar, bildiğiniz gibi “amasız barış” diyerek parlamentoya getirmeden ve demokratik açılımı yapmadan barış süreci adı altında Kürt sorununu oyaladı. Bunun da nemasını epeyce topladı. Ama yasal ve demokratik zemine oturtulmayan bu süreç 7 Haziran seçimlerinde AKP’yi iktidardan düşürünce, iktidar birdenbire amasız barıştan çark ederek sonuna kadar savaş deyip 1 Kasım seçimlerinde MHP’nin iki milyon, HDP’nin bir milyon oyunu aldı. Böylece yine tek başına iktidara geldi.
Oysa herkes hatırlar, Kılıçdaroğlu “gizli gizli görüşmeler yapacağınıza getirin parlamentoya Kürt sorununu demokratik biçimde çözelim” demişti. Defalarca dile getirdi bu talebini. Dolayısıyla şehit cenazelerinde Kılıçdaroğlu’na yumurta atmak haksız bir saldırı oluyor.
Hattâ 7 Haziran seçimlerinin ardından ikinci büyük parti olarak hükümeti kurma görevi Kılıçdaroğlu’na verilmesi gerekirken verilmedi. Dolayısıyla kısa süreli de olsa başbakanlık görevini vermediler Kılıçdaroğlu’na. O hâlde ülke yönetiminde kısa süreli de olsa bulunmamış kişiye saldırmak pek akla uygun değil. İşte bu nedenle iktidarı eleştirmekten korkanlar Kılıçdaroğlu’na saldırıyorlar ya da tezgâh kurup onu sorumlu göstermeye çalışıyorlar. Çünkü Türkiye’de hafıza on beş günlük oluyor. İktidar bu hafızasızlığı iyi kullanıyor.
Gelelim üçüncü saldırıya…
Dokunulmazlıklarla ilgili olarak yine Kılıçdaroğlu’na saldırıyorlar şimdi. İlkeli davran, HDP’nin peşine takıl diyorlar. Peki, Kılıçdaroğlu HDP’nin peşine nasıl takılacak? Hatırlayacaksınız HDP dört AKP’li bakanla ilgili yolsuzluk komisyonundaki üyesini çekti. Gerekçe olarak bu yolsuzluk komisyonunun AKP’yi yıpratmak için kurulduğunu ileri sürdü. Hattâ yolsuzluk suçlamalarının AKP’ye darbe olduğunu söyledi. Durum böyle olunca, yolsuzluğa karşı çıkmayan bir partinin peşine takılıp ilkeli duruş sergileyemezsiniz. Çünkü AKP’nin de HDP’nin de son tahlilde amaçları demokrasi değil. AKP iktidarda kalmak için oy peşinde, HDP ise özerklik peşinde. Yani iki partinin de sorunu bu ülkeyi demokratikleştirmek değil.
Gelelim aydın geçinenlerin Kılıçdaroğlu’na saldırısına…
Aydın geçinenler de demokrasinin peşinde değiller bu ülkede. Onların amacı iktidarı paylaşmak. İktidarı paylaşıyorlarsa iktidarla iyi oluyorlar, paylaşmıyorsa kötü oluyorlar. Anlayacağınız bu ülkede aydın geçinenler seçime girmeden iktidarın nimetlerinden pay istiyorlar.
Hâlbuki CHP’nin milletvekili sayısı belli. Medyanın durumu belli. Sesini duyurabilmesi çok güç Kılıçdaroğlu’nun. Buna rağmen iktidara en sert muhalefeti yine Kılıçdaroğlu yapıyor.
Hattâ laiklik olmadan bu ülkede demokrasinin olamayacağı, AKP’nin son dönemdeki tavırlarıyla iyice anlaşıldı. Başkanlık isteğinin ardından hilafetin geleceğini bildiği için Kılıçdaroğlu benim kanımı dökmeden başkanlığı getiremezsiniz diyor.
Niye diyor bunu? Çünkü ABD bütçe açığı bu yıl beklenenin aksine, azalacağına arttı. Açığın milli gelire oranı 2015’te yüzde 2,7 düzeyindeydi, 2016’da yüzde 3,3’e yükseldi. Ve Amerikan kamu borçlarının milli gelire oranı ise yüzde 104,1 düzeyinde seyrediyor. Yani kamu borçları milli gelirin üzerinde. Ekonomide risklerin azaltılması için borçların milli gelire oranının gerilemesi şart. Borçlar ancak 2025 yılında milli gelirin yüzde 77’si düzeyine gerileyebiliyor. Bu borç düzeyi bile epeyce riskli. İşte bu nedenle ABD artık fazla para harcayamıyor. Çünkü bütçe kısıtı var.
Dolayısıyla ABD, Ortadoğu’da güvenliği İngiltere ve Türkiye’ye yaptırmak istiyor. Finansmanı, Katar ve Suudi Arabistan destekli bir güvenlik birimi tasarlanıyor. Ama iş bununla bitmiyor. Güvenliği sağlamak için sadece askerî önlem yetmiyor. Bir de Halifeliği de canlandırmak gerekiyor Amerikan- İngiliz tasarımına göre. İşte bu dış tasarımı Kılıçdaroğlu gördüğünden doğru yerde duruyor.
Anlayacağınız Kılıçdaroğlu’na saldırıların asıl nedeni sözkonusu dış tasarıma karşı çıkması oluyor.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2016
13.07.2016
4.02.2016
2.02.2016
1.02.2016
10.06.2016
31.05.2016
27.05.2016
18.05.2016
17.05.2016