Taha Akyol
Anayasa Mahkemesi’nin 57. kuruluş yıldönümü töreninde konuşan Başkan Zühtü Arslan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve yasalaşmış OHAL kararnamelerinin anayasal denetime tabi olduğunu anlattı.
Parlamento ve kamuoyu denetimlerinin hayli etkisizleştiği günümüzde AYM denetiminin ne kadar önemli olduğunu belirtmeye ihtiyaç yok sanırım.
Öncelikle törene beni de davet ettiği için Sayın Zühtü Arslan’a teşekkür ediyorum. Aynı gün Gaziantep’te hukuk-ekonomi ilişkileri üzerine bir konuşmam olduğu için Ankara’ya gidemedim.
Zaman tasarrufu için İstanbul dışında konferans vermeye gitmiyorum, fakat Gaziantep Kulübü’ne bir yıl önce söz vermiştim. Gösterdikleri sıcak ilgi ve dostluk için teşekkür ediyorum.
‘Hak-eksenli’ ne demek?
Sayın Zühtü Arslan’ın kitap ve makaleleri hakkında daha önce defalarca yazdım. “Hak eksenli” hukuk anlayışını, yani otoriteye değil, bireysel hak ve özgürlüklere öncelik verilmesini savunan bir hukukçudur.
Hukukun “hak eksenli” yorumu konusunda AYM üyesi Prof. Yusuf Şevki Hakyemez’in de kitaplarını tavsiye ederim.
Zühtü Arslan’ın konuşmasını okudum. Kitaplarında olduğu gibi yine “hak eksenli”kavramını vurguluyor. Örnek olarak, İstinaf’ın ilk kararına karşı Yargıtay’a gidilemeyeceği şeklindeki kanun maddesini iptal ettiklerini söylüyor. Böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki asgari hak arama garantisinin “ötesine”geçtiklerini belirtiyor.
Sanırım bundan haklı bir gurur duyuyor.
Evet AYM, mutlaka AİHM içtihatlarında ifade edilen evrensel hukuku temsil etmelidir. Bunun gerisinde kalırsa, dünya hukuk camiasının gözünde çok onurlu bir statü olan “iç yargı yolu” olma vasfını kaybeder, AYM için onur kırıcı olur.
OHAL döneminde AYM böyle bir riskle karşı karşıya idi. Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tutuklanmalarının insan hakları ihlali olduğuna karar vererek, evrensel hukuka uygun davrandı, “iç yargı yolu” statüsünü korudu.
Fakat aynı durumdaki Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve benzerlerinin dosyası, AYM’de 2.5 yıldır bekliyor, bu arada “hükümlü” oldular, dosyaları Yargıtay’a geldi...
Osman Kavala’nın başvurusu hala cevapsız...
OHAL yasaları
Sayın Arslan’ın verdiği bilgiye göre, Meclis’e sunularak yasalaştırılan OHAL kararnamelerinden 50 kadarı hakkında anayasaya aykırılık iddiasıyla iptal davası açılmış bulunuyor. (İptal davalarının yüzde 70’i)
Bu son derece önemlidir: OHAL döneminde hiç bir yargısal denetime tabi olmadan yürütmenin çıkardığı kanunnameleri meclis çoğunluğu onaylamıştı, şimdi ilk defa anayasaya uygunluk denetimi yapılacak.
Normal yasalarda OHAL yetkileriyle yapılan değişikliklerin, OHAL kalktıktan sonra prensip olarak anayasaya aykırı olduğu kanaatindeyim.
Daha önemlisi, OHAL döneminde Türk Ceza Kanunu’nda, Ceza Muhakemeleri Kanunun’da ve Seçim Kanununda yapılan değişiklikler tereddütsüz anayasaya aykırıdır.
Tabii, KHK ile ihraç edilenlerin, mahkeme kararı yoksa, kamu hizmetinde çalışamayacakları hükmü de tereddütsüz anayasaya aykırıdır.
AYM’nin yapacağı bu denetimin ‘normalleşmek’ için ne kadar önemli olduğu açıktır.
Kuvvetler ayrılığı
Zühtü Arslan’ın konuşmasında, hukuk tarihimizden üç anayasa hukukçusuna atıfta bulunmasını sevinçle karşıladım: Meşrutiyet döneminde Babanzade İsmail Hakkı Bey, Cumhuriyet döneminde Ahmet Ağaoğlu ve Ali Fuat Başgil...
Babanzade’nin 1913 basımlı “Hukuk-ı Esasiye” (Anayasa Hukuku) adlı eseri, Mustafa Kemal Paşa’nın 1920 ve 1921 yıllarında Ankara’da rejim tartışmaları yapılırken okuduğu, altını çizip notlar aldığı kitaptır.
Atatürk daima kuvvetler birliği yanlısı oldu, bu üç hukukçu kuvvetler ayrılığını savundular.
Tarihimizde, Namık Kemal’den başlayarak, anayasal devlet, fert hak ve hürriyetleri, kuvvetler ayrılığı gibi yüksek değerleri savunmuş büyük düşünürlerimizi tanımak, günümüzde bu değerlere zihinlerde derinlik ve güç kazandırır.
Zühtü Arslan konuşmasında “Yargı bağımsızlığı demokratik hukuk devletinin olmazsa olmaz gereklerindendir” diye vurguladı. Yargının “her türlü paralel yapı ve oluşuma karşı bağımsız olması gerektiğini” belirtti.
Yazımı Arslan’ın şu sözleriyle noktalıyorum:
“Hâkim hiçbir şart ve ahval altında aklını ve vicdanını başkasına emanet edemez.”
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025