Tayfun Atay
(Uyarı: 'Spoiler'!)
Hayat bazen nasıl manidar tesadüfler çıkarıyor insanın karşısına! Geçen hafta Diyanet’in “Eşcinsellik haramdır, sapkınlıktır, kötülüktür; helâk edici büyük günahtır; hak değil, bâtıl davasıdır” açıklamasının basına düştüğü günün akşamı sinemada “Bohemian Rhapsody” filminde eşcinsel yönelimli “rock-müzik ilahı” Freddie Mercury’nin (Rami Malek) “Bismillah” telaffuzu düştü seyrime!..
***
Önceki pazartesi “Müslüm” filmine ilişkin kaleme aldığım, “Çocuk, insanın babasıdır” başlıklı yazım sonrasında okurlarım (aynı minval üzere bir akışı olduğuna dikkatimi çekerek) “Bohemian Rhapsody” için de bir yazıya kışkırtıcı telkinlerde bulundular.
Filmi izledikten sonra bir kez daha anladım ki okur, bir yazar için en doğru yol göstericidir!..
Gerçekten Freddie Mercury odaklı biyografik film “Bohemian Rhapsody” de bu efsane şarkıcının çocukluk deneyimleri üzerine kafa yormaya yöneltiyor insanı… Fakat bu, Müslüm Gürses’in hayat hikâyesine odaklı filmde (“Müslüm”) olduğu gibi doğrudan ve “göstere-göstere” değil, dolaylı ama kanımca çok daha tesirli bir şekilde sergileniyor.
Ve biz, bu filmde de Freddie Mercury üzerinden İngiliz şair William Wordsworth’ün çarpıcı dizesi, “Çocuk, insanın babasıdır”ı işlerliğe sokabiliyoruz.

***
Film, Mercury’nin doğuştan gelen Farrokh Bulsara adıyla ve Zerdüştlük (İslami terminolojide daha yaygın ifadeyle Mecusîlik) inancına sahip bir ailenin çocuğu olarak Zanzibar-Bombay hattında yaşadığı döneme mercek tutarak başlamıyor. Bu “çocukluk” hayatına ilişkin (“Müslüm” filminde olduğu gibi) geri-dönüşler yok. O dönem, Mercury’nin gerçek hayatında olduğu gibi filmde de kayıp, kapalı ve karanlıkta...
Ama o karanlığa dönük, önemli ve düşündürücü göndermeler eksik değil filmde.
Mesela (Hint Okyanusu’nun Doğu Afrika kıyısında, bugün Tanzanya’ya bağlı takım-ada olan) Zanzibar'da doğduğunu solisti olduğu Queen grubunun üyelerinden bile sakladığının açığa çıktığı sahnede, onu Londra-doğumlu sanan arkadaşlarına yönelik, kız kardeşi Kashmira'nın (Priya Blacburn) ifadesiyle:
“Evet, Londra’da doğdu; ama 18’inden sonra!..”
Mesela kendi ifadesiyle: “Geçmişe bakmak yok; sadece bugün ve gelecek var.”
Mesela yine kendi ifadesiyle: “Nasıl biri olmam gerektiğine sadece ben karar veririm…”

***
Bunlardan anlıyoruz ki Freddie Mercury, Zanzibar’da kan gövdeyi götürdüğü için aile olarak can havliyle gelip sığındıkları Britanya’da 1964’te hayata başlamış olmak gibi bir motivasyona sahip.
Dolayısıyla film de bu motivasyon doğrultusunda onun bir yandan sanat ve grafik tasarımı okurken diğer yandan Heathrow’da bagaj toplayıcısı olarak çalıştığı dönemden istim alıp hızla müzikte yükseldiğini anlatan bir akış içinde… Ve film başlar başlamaz görüyoruz ki o, dış görünüşü itibarıyla kurtulamadığı, kendisine sık sık hatırlatılan (“Dikkat et, Paki!”) kimliği ve geçmişinden ısrarla kaçmakta, bambaşka bir kimlikle varlık sürmek istemektedir.
Bunu da ona müzik ve kendisini dinleyen hayranları vermektedir. O yüzden diyor ki, “Onların önünde tıpkı olmam gerektiği gibi hissediyorum!..”
***
Gel gelelim ne yaparsa yapsın kaçış kolay değil! Geride bıraktığı, derinlere gömmeye çalıştığı geçmiş, kendini an be an ona duyumsatmakta. Parıltılı bir şöhretle sarmaş dolaşken bile hayli kötü hissettiğinde şöyle yakınırken izliyoruz onu: “Geride bıraktığın karanlık anlar geri geliyor gibi…”
İşte bu “karanlık anlar”, çocukluğudur ve o çocukluk (yine “Müslüm”de olduğu gibi) onun varoluş koşulunun merkezinde yer almaktadır.
Büyümüş, şöhret olmuş, daha ötede bir “efsane” olmaya yol alan Freddie Mercury, ne kadar kurtulmaya çalışırsa çalışsın, hâlâ içindeki çocuğun güdümü altında yani... Bu “Çocuk”, hükmünü, sözlerini onun yazdığı, tüm zamanların en iyi rock-müzik şarkısı sayılan Bohemian Rhapsody’de icra edecektir!.. Ve filmi, görünüşte Mercury’nin Londra’dan itibaren akıp giden hayatının hikâyesi gibi şekillense bile özde onun çocukluk anlatısı yapan da tematik çıkışın bu şarkı olmasıdır.
***
Bohemian Rhapsody, Freddie Mercury’nin “Geçmiş yok” diyerek gömmeye çalıştığı 17-18 yaş öncesi hayatına dair elimizdeki yegâne kaynak.
Bohemian Rhapsody, Freddie Mercury’nin çocukluğu!..
Şarkı, sözleri itibarıyla bir “brikolaj”ı andırmakta. Fransız yapısal antropolojisinin babası Claude Lévi-Strauss’un, efsanelerin yapısına ilişkin kullanıma soktuğu bu kavram (bricolage), bir toplumsal-kültürel ortamda veya bir insanın yaşam deneyiminde mevcut unsurlar, izler, anılar, acılar, olaylar, korkular ve başka şeyler parça-buçuk bir araya getirilerek ortaya çıkan “ürün”ü (mit/efsane) anlatır.
İnsanların çevresinde bugün olup bitenlerin de, geçmişte olup bitmiş şeylerin de toparlanıp yaşanılan ânın imkânları, dinamikleri, özellikleri doğrultusunda farklı bir kullanıma sokulmasıyla oluşur “brikolaj”…
İşte bu anlamda Bohemian Rhapsody, Freddie Mercury’nin Farrokh Bulsara olarak geçmişinde, çocukluğunda olup bitmişlere ilişkin bir “brikolaj”dır denilebilir.
Elbette bu söylediğimiz bir iddia ve onu temellendirme imkanı hayli sınırlı. Çünkü bilindiği üzere Queen üyeleri şarkı sözlerinin anlamına, neye/nelere işaret ettiğine dair hiçbir açıklama yapmamaya söz vermişler; sözlerin anlamına anlam katmayı dinleyenlere bırakmışlardır.
Bu çerçevede Bohemian Rhapsody’nin sözlerinin de ne anlattığını, neyi, kimi, ne çerçevede, hangi doğrultuda imlediğini bilemiyoruz.
Yine de grubun Mercury’den sonra ikinci önde gelen ismi sayılabilecek gitarist Brian May, bir soru üzerine Bohemian Rhapsody’nin sözleri hakkında Mercury ile ilişkili şu ipucunu vermiştir:
“Freddie çok karmaşık bir kişiliğe sahipti; görünüşte çok hareketli, geveze ve komikti ama içinde, derinliklerinde çocukluğu ile bağlantılı ve tüm hayatını çevreleyen güvensizlikler, sorunlar saklıydı. Hiçbir zaman şarkının sözlerini açıklamadı ama sanırım kendisini bu şarkının içine fazlasıyla koymuştu.”
***
Nasıl bir hayattır o?.. Bakalım biraz!..
Başta belirttiğimiz gibi Freddie Mercury 1946’da Farrokh Bulsara namı ile Zerdüştî inanca sahip bir ailenin oğlu olarak İngiliz manda yönetimindeki Zanzibar’da dünyaya geldi ama ailesinin kökeni Zerdüştlüğün ana vatanı İran’a gidiyor. İslamiyet’in yayılması sonrasında İran’da yaşamları tehdit altına giren bu inanç sahipleri Hindistan’a göç etmek zorunda kalmış, Hint Yarımadası’nda artık onlara “Parsî” denmiştir.
Filmde de bir sahnede baba Bomi Bulsara’yı (Ace Bhatti) “Ailemiz 1000 yıl önce İran’da Müslüman baskısından kaçan Parsîler’den gelir” derken izliyoruz.
Babası, İngiliz yönetimi altındaki Hindistan-Bombay’dan yine İngiliz yönetimi altındaki Zanzibar’a daha iyi iş olanakları nedeniyle gelir. Orada doğan Mercury’nin çocukluğu Zanzibar-Bombay arasında İngiliz okullarında mekik dokumakla geçer. Bu okullarda Batı pop müziğiyle de ilk ilişkisi kurulur.
Ve o, her ikisi de İngiliz kontrolü altındaki bu topraklarda etno-dinsel yönden son derece çeşitlilik, o ölçüde de çatışkı arz eden bir ortamda "çocuk" olmuştur. Bu ülkelerde hâkim bir inanç sistemi olan İslam ve onun pratisyeni Müslümanlarla da belli ki hayli etkileşimsel ilerlemiş bir çocukluk sürecidir bu…
***
Bohemian Rhapsody’de tam bir “brikolaj” tadındaki sözcükler arasında merkezi noktada ve vurgulu şekilde karşımıza çıkan “Bismillah” sözcüğünün izi, işte o çocukluğa kadar sürülebilir kanısındayım.
Acaba çok sevdiği bir Müslüman arkadaşı mı vardı; yoksa Parsî olduğu için onu dışlayan, alaya alan, iten-kakan Müslüman çocuklar mı vardı, bilemiyoruz. Bilebildiğimiz, olumlu ya da olumsuz yönde, “Bismillah”ın Mercury’nin hayatında çocukluktan iz bırakmış bir “kalıt” olduğudur.
Bu, Bohemian Rhapsody şarkısında aşikar şekilde karşımızdadır.
Elbette şarkıya ilişkin sözünü ettiğimiz "brikolaj"ı besleyen bir dizi simge-sözcük arasında şeytanın bir adı olan "Beelzebub" da var. Ancak, şarkıdaki sözlerin ne anlatmak istediğine ilişkin bazı yorumlarda da karşımıza çıktığı üzere, iyilik-kötülük, tanrı-şeytan arasında karmaşık ve fantastik bir çatışma hikayesinde "tanrı"dan yana tercih "Bismillah"la simgeselleştirilmiş görünmektedir. Ve Mercury'nin, İslam'ın en önemli yapı taşı niteliğindeki bu ifadeyi alaycı, küçültücü, aşağılayıcı mahiyette kullandığını düşündürecek bir akış yoktur ortada.
Dahası, filmde tam aksi yönde düşünmeyi teşvik eden çok çarpıcı bir sahne var: Bohemian Rhapsody’nin ticari getirisi konusunda hayli karamsar ve endişeli olan yapımcı (Mike Myers) ile Mercury arasında geçen bir diyalog bu…
Orada yapımcı “Ne iş bu İşmillah” diye suratını ekşiterek sorduğunda Mercury hayli anlam yüklü bir yüz ifadesi eşliğinde düzeltiyor: “İşmillah değil, Bismillah…”
Sonrasında yine yapımcının “Ne demek bu Bismillah, kim ne anlar bundan” tepkisi üzerine de şunu söylüyor:
“İsteyen, istediği gibi yorumlar…”
***
Filme gidin ve esas ismi Farrokh Bulsara, efsane ismi Freddie Mercury olan müzik abidesinin hayatında İslam’ın bırakmış olabileceği izin, onun “çocukluk brikolajı” olan şarkısına nakşettiği “Bismillah” aracılığıyla ne kadar derin olduğunu, sözünü ettiğim sahneyi izleyerek hissedin!..
Evet, bu iz ne kadar olumlu, ne kadar olumsuzdur, bilmiyoruz. Acaba, onu çocukluktan itibaren ha bire “İyi niyet, iyi söz, iyi eylem” (Good thoughts, good words, good deeds) diye bunaltmış Zerdüştî babasına bir tepkinin dışa vurumu mudur bu?..
Yoksa tersine, hep mutlu etmek için çırpındığı ve filmin sonuna doğru izlediğimiz üzere, Afrika’da açlıktan ölenlere yardım (Live Aid) konserine katkısından bahsederken, “İyi niyet, iyi söz, iyi eylem; sen hep öyle demez miydin Baba” diyerek kalbini kazanmaya çalıştığı o babadan yana bir tepki midir; o babayı inancından dolayı mazlum ve de mahzun kıldığını düşündüğü İslam’a karşı?..
Dedik ya, bilemiyoruz. Ama şarkının ilk kulaklarımıza dolduğu zamandan bugüne alımlanmasına, bu alımlanmada “Bismillah” sözcüğünün nasıl dillere dolandığına bakarak bir yorum yapmadan da geçmek istemiyorum!..

Mecusî kökenli, eşcinsel yönelimli bir naçiz şahsiyet olarak Freddie Mercury’nin 1975’ten bu yana yeryüzündeki milyarlarca insana çektirdiği “Besmele”nin yanına, 100 bin küsur kişilik ordusuyla Diyanet, 100 bin küsur sene uğraşsa yaklaşamaz.
Öyleyse siz karar verin; bir yanda eşcinselliği sapkınlık sayan Diyanet, diğer yanda eşcinsel yönelimli Mercury…
“İyi niyet, iyi söz, iyi eylem” bunların hangisinde?!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları







































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019