Ufuk COŞKUN
Zaman Gazetesi’nin “Eğitime Büyük Darbe” manşetiyle kamuoyuna duyurduğu bir habere göre; Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlandığı iddia edilen yasa taslağının yasallaşması durumunda dershaneler, etüt merkezleri ve tüm kursların kapatılması öngörülüyor. Dershaneler ve bütün etüt merkezleri 2013-2014 eğitim-öğretim yılı bitiminde kapatılacak. Karara uymayanlara 500 bin liradan başlayan astronomik cezalar verilecek. Ortaöğretime veya yükseköğretime giriş sınavlarına yönelik, evlerdeki özel dersler de dâhil, hiçbir özel kurs verilemeyecek. Ayrıca Zaman(ardından Sözcü Gazetesi’nin manşetine aldığı) “sıkıyönetim gibi” alt başlığı altında da yazı, reklam,afiş, broşür ve benzeri araçlarla bakanlığın veya müşterilerin yanıltılması veya yanıltıcı unvan kullanılması halinde 1 milyon lira para cezası uygulanacak gibi başlık dâhil fevkalade abartılı bir haber yayımladı. Haberin hemen ardından konu sosyal medyada tartışılmaya başlandı. Öyle ki bazı yazarlar örneğin Emre Uslu bu iddia üzerinden hükümeti PKK’nın önünü açmakla itham etmeye varan meselenin özünden bir hayli kopuk twitler atmaya başladılar. Bereket versin MEB söz konusu haber üzerine; iddia edildiği gibi dershanelere para cezası uygulamak, sıkıyönetim uygulamaları getirmek, yazı-reklam-broşür yayınlayan dershanelere maddî yaptırım getirmek gibi alenen yalan ve ilgili kamuoyunu kışkırtıcı ifadelerin taslakta yer almadığına dair bir açıklama yayımladı.
Meselenin aslı;
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı dershanelerle ilgili yaptığı bir açıklamasında; “1 Ocak 2014′ten itibaren dershanelerin ruhsatları yenilenmeyecek. Dershaneler artık yasal olarak da Milli Eğitim sistemi içerisinde yer almayacak” demişti. Ben bu ifadeleri dershanelerin devlet şemsiyesi altından çıkarılması, özel ticari kurumlar olarak yoluna devam etmesi ve eğitimde özel sektörün teşviki olarak anlamıştım. Konuyla ilgili bir yazı yazan Gülay Göktürk Hanım da köşesinden yapılmak isteneni; ilk elde 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 2. Maddesi’nde bir değişiklik yapılarak dershane kavramını mevzuattan tamamen çıkartmak. Dershaneler MEB bünyesinden çıktığı zaman isteyen dershaneler özel okula dönüşecek, özel okula dönüşmek istemeyenler ise yollarına ticari işletme olarak devam edecekler. Artık bu kurumların denetimi Milli Eğitim Bakanlığı’ndan çıkacak, sadece mali açıdan Maliye Bakanlığı tarafından denetlenir hale gelecek” şeklinde özetlemişti. LDT Ürgüp Kongresi’nde bu mesele üzerine konuşurken Gülay Hanım yazısı üzerine Nabi Avcı’nın kendisini aradığını “Evet, beni sadece siz anladınız” dediğini ifade etmişti. (http://www.bugun.com.tr/dershaneler-ve-tesebbus-hurriyeti-yazisi-863566) Ne var ki Sayın Bakan Kanal 24’te yaptığı açıklamada dershaneler meselesini bizim anladığımızdan daha farklı bir biçimde ele aldı ve tüm dershanelerin zamanla özel okula dönüşebileceğinin altını çizdi.Ancak Sayın bakanın biz bu projeyle eğitimin zamanla sivil toplum eliyle yürütülmesini ve yerel yönetimlere devrini hedefliyoruz demesi dikkat çekiciydi.Yıllardır eğitimde yerelleşme, özelleştirme ve farklı okul türleri üzerine yazılar yazan birisi olarak bu konuda bakana katıldığımı ifade edebilirim.Kaldı ki olması gereken de budur.
Diğer taraftan dershanelerin tümden kaldırılması gibi bir planlamanın ve zorlamanın söz konusu olduğunu/olacağını düşünmüyorum. Kaldı ki dershanelerden isteyenlerin özel okula dönüşmesi ve eğitimde özel sektörün teşvik edilmesi aynı zamanda bir zorunluluğun da neticesidir. Çünkü mevcut finansman marifetiyle kamu okullarının yükünün gittikçe ağırlaşması sonucu doğan bir takım olumsuzluklar artık gelinen noktada giderilememektedir. Bu tür projeler devlet eğitim sisteminin başarısızlığının doğurduğu zorunlu sonuçlardır. Çünkü ücretsiz eğitim sanılan aksine eğitim sorunlarını çözmek, iyileştirmek ve kaliteyi arttırmak yerine bizleri tam tersi sonuçlarla baş başa bırakmaktadır.
Neticede bugün karşımızda 25 milyon öğrencisi, 1 milyona yakın personeli ve 62 bine yakın devlet okuluyla tek bir bakanlık tarafından kumanda edilen dev bir sektör var. Ve bu yapı vergilerlerle finanse edildiğinden ekonomik olarak ülkeyi zorlamaktadır. Diğer taraftan eğitim mevcut finansman modeli marifetiyle de daha çok üst gelirli ailelere dönük ayrıcalıklı bir duruma da dönüşmektedir. Bu bakımdan devlet okullarının kötü performansının dershaneler aracılığıyla kapatılmak istenmesi aslında birazda bu yüzdendir. Bu durumda yapılacak en doğru şey elbette dershaneleri tümden kapatmak değil bilakis dershanelerden isteyenleri özel okula dönüştürmek en önemlisi de eğitimin büyük ölçüde özelleştirilmesini gündeme almaktır. Eğitimde özel sektörün teşviki projesi bilindiği gibi 2003 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından engellenen ve veto edilen bir projeydi. Bu gecikmiş projenin hayata geçirilmemesi için hala çeşitli bahaneler ileri sürülmektedir.
Özel okullar ve Tevhid-i Tedrisat engeli;
Özel okula dönüştürülmek istenen dershanelerle ilgili olarak akla şöyle bir soru da gelmektedir. Türkiye’de özel okullar ne kadar” özel”? Demokratik dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kendi eğitim politikalarını, müfredatlarını ve sistemlerini kendilerinin belirlediği bir özel okul anlayışı söz konusu mu? Ne yazık ki bu soruya olumlu bir cevap veremiyoruz. Çünkü Türkiye’deki özel okulların ders programları, müfredatları kamu okullarında olduğu gibi tek merkezden hazırlanmaktadır. Dolayısıyla ne farklı kesimlerin kendi okullarını açma imkânı tanınmaktadır ne de farklı alternatif eğitim modellerin gelişmesine fırsat tanınmaktadır. Çünkü karşımızda bu ortamın oluşmasını engelleyen ve bugün eğitimi birçok yönden tıkayan 430 sayılı yasa bulunmaktadır.1924 yılında ”Türkiye dâhilindeki bütün müessesatı ilmiye ve tedrisiye Maarif Vekaletine merbuttur” denilerek devlet denetimi dışında eğitim veren tüm öğretim kurumlarının varlığını son veren ve hala buna izin vermeyen bu kanun engelinin gelinen noktada ülkeyi hem finansman olarak hem de kalite olarak zorladığı bir vakıadır. Bu bakımdan Tevhid-i Tedrisat engelini aşıp serbest piyasada farklı özel okulların rekabet edebileceği bir ortamın artık tesis edilmesi elzemdir. Bu durum hem maliyeti düşürecek hem de ülke genelinde eğitim kalitesinin artmasına neden olacaktır.
Dershanelerin ve farklı özel okulların MEB çatısı altından çıkarılıp serbest piyasada kendi aralarında rekabet edebilecekleri bir ortamı tesisi ise kesinlikle eğitimin çeşitlenmesine, renklenmesine, zenginleşmesine en mühimi de kalitesinin artmasına neden olacaktır. Bu konuda “Paralel eğitim olmaz” diyen Sayın Cumhurbaşkanına da katılmadığımı ifade ediyorum. Paralel eğitim elbette olur hatta olmalıdır. Eğitim ne kadar farklı, renkli, bol seçenekli ve modelli olursa bu o kadar özgür ve kaliteli bir ortam demektir. Cemaatin kamuoyunda oluşturmak istediği algıyı da sahici ve samimi bulmuyorum. İş ilkesel olarak eğitim meselesini aşmış daha farklı bir boyutta ilerlemektedir. Dershaneler elbette birer tabu değildir. Dershane= eğitim demek değildir. Okul= eğitim demek anlamına gelmediği gibi. Tabii ki bu dershanelerin eğer gerçekleşirse -ben bir mahallede küçük bir bakkalı bile kapatamayan devletin dershaneleri tümden kapatacağını ihtimal vermiyorum ama- kapatılmasını meşru göstermemelidir. Türkiye’de bir zaman sonra eğitimin büyük ölçüde topluma bırakılacağını ve eğitimde özel sektörün payının artacağını düşünüyorum. Kanımca yapılmak istenen de budur. Bunu eğitime darbe olarak değil bilakis devrim olarak görmek daha sahici ve samimi bir yaklaşım olacaktır
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları




















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019