Ufuk COŞKUN
Türkiye yine kırılgan, kritik, hassas bir o kadar da ilginç bir dönemden geçiyor. İlginçtir. Bugün Kürtleri temsil iddiasında olan bir parti Kobani’yi bahane ederek yaptığı şiddet çağrılarıyla Doğu ve Güneydoğu’da Kürtlerin yaşadıkları yerleri yangın yerine çevirirken diğer taraftan çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu hükümet partisinin Türk Başbakan’ı “hiçbir vandalizme barış sürecini kurban etmeyeceğiz” diyerek inadına barış mesajları veriyor. Kürtlerin yaşadığı yerlere yapılan bu tür saldırılarla acaba barış yanlısı Kürtler mi cezalandırılıyor anlamak mümkün değil! Neyse ki Türkiye kısa süreceğini tahmin ettiğim bir sıkıntının içerisinde. Bugüne kadar geçen sürede hemen her krizi aşan Türkiye, hiç kuşkunuz olmasın bunu da kolaylıkla aşacaktır. Ama onlar asla vazgeçmeyecekler. Ne var ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle Türkiye’deki yeni sosyolojiyi bir türlü okuyamıyorlar. Dolayısıyla Türkiye’yi hala eski Türkiye halkı da nazarlarında uyuşturulmuş ve aptal olarak görüyorlar. Yeni sosyoloji başlı başına bir yazı konusu. Ancak şu kadarını söyleyeyim. Türkiye’de varlık bulan sol, sosyalist, Kemalist, paralelci(Türk-Kürt fark etmez) ne kadar darbe heveslisi insan varsa cesur, özgürlükçü, yenilikçi, derinlik sahibi, internet hızında dünyayı an be an takip eden yeni nesle değil onların dedelerinin yaşadıkları döneme hitap ediyorlar. Bu yüzden bir iki yeri yakıp yıkmakla eski darbe dönemlerine geri döneriz hesabı yapıyorlar. Bu kadar basiretsiz, siyaseti, sosyolojisi olmayan dünya gerçeklerinden kopuk militarist bir kafaya sahipler. Fakat ne olursa olsun Kürt-Türk barışını ziyan edemeyecekler.
Bugün karşımızda artık 2071 hedefleri olan ekonomisi ve siyasi duruşu sağlam, geliştirdiği insan eksenli dış politikayla da bir hayli güçlenen, dolayısıyla bölgedeki yerleşik pazarı/statükoyu bozan ve aktif rol oynamaya başlayan en önemlisi de gün geçtikçe yenilenen bir Türkiye var. Türkiye başından beri bu duruşuna yakışır bir vakarla siyaset geliştirdi. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemize gelen muhacirlere dönük yaptığı bir konuşmada onlara; kendi rızanızla topraklarınıza geri dönene kadar siz bizim misafirimizsiniz, başımızın üstünde yeriniz var” dedi. Bugün Kobani’den gelenlerin sayıları 187 bin civarında olduğu söyleniyor. Diğer taraftan tüm dünya seyirci kalırken Mısır’da Sisi’ye, 250 binden fazla masum insanı öldüren Suriye’deki Esad’a ve hemen her gün çocuk öldüren terörist İsrail devletine tek onurlu tepki hep Türkiye’den geldi ve hala gelmekte. Türkiye aynı zamanda sorunun asıl kaynağına inerek başından beri Esad’ın gitmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bugün ne kadar haklı olduğu apaçık ortada değil mi? İçeride de tüm riskleri üstelenerek, üstelik barış karşıtı bir bloğa rağmen sürecin gereğini yerine getiriyor.
Peki, bu durumda Kürt siyasi hareketi ne yapıyor? Türkiye’yi haksız yere Kobani’ye kayıtsız kalmakla suçlayarak sonu 19 ölümle biten ve 6 ilde sokağa çıkma yasağıyla sonuçlanan bir siyasi basiretsizlik örneği sergiliyor. Ve savaş duyuruları yapıyor. Buna hazırda bekleyen CHP, paralel yapı ve başından beri çözüm istemeyen yaşlı bunak yazarların kan kokan yazılarını da eklersek bu kesimin asıl maksatlarının Kürt halkı ve Kobani olmadığı aksine hedefin Türkiye ve barış süreci olduğu apaçık ortada değil mi?
Türkiye’nin gün geçtikçe bölgede ipleri elinde tutacak olmasından rahatsız olan ülkelerin derin yapıları epeydir Türkiye’yi en sağlam yerinden vurmak için harekete geçmişti. Gezi, 17 Aralık, Reyhanlı, Roboski, bayrak yakmalar ve IŞİD belası.. Hedef: Barış süreci yani bölgede temelleri sağlam atılacak olan bir Kürt Türk birlikteliği. AK Parti hükümeti Kürtlere, Ortadoğu’da ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda bir birliktelik ve insan merkezli bir medeniyetin yeniden inşası teklifinde bulundu. Bu aynı zamanda iki kadim halkın bölgede oynayacağı rolle de yakından alakalı. Tüm denklemleri altüst edecek olan bu girişimin temelleri Türkiye’de çok önceden atıldı. IŞİD gibi operasyonel bir örgütle bu birlikteliğin sona erdirilmesi hedefleniyor. Birisi bana IŞİD’in neden Kobani’ye saldırdığını izah edebilir mi? HDP bu oyunu görmeyerek ya da planlı olarak bu tarihi fırsatı elinin tersiyle itti. IŞİD nasıl ki bölgede Türk-Kürt barışını vuruyorsa o da Türkiye’de barışı zedelemeye dönük bir siyaset geliştiriyor! Eğer böyle gidecek olursa barış karşıtı marjinal bir kesim olarak kalacak ve yakıp-yıkmak ve tekmelemek dışında elinde hiçbir sermayesi olmadan tarihe gömülecektir. Ne var ki artık bunun bir önemi yok. Kaldı ki biz barışı, ehl-i vicdan sahibi Kürtler ve Türklerle yaptık. Ahitleştik. Biz halklar olarak bu barışı asla ve asla bitirmeme kararı aldık.
Bilirsiniz Ergenekon’un güdümündeki önceki iktidarlar efendilerine karşı uysal başlı, itaatkâr bir politika güdüyorlardı. PKK-Ergenekon işbirliği bu ülkede 30 yıllık bir savaşın ve kanın akmasına sebep oldu. AK Parti’ye kadar hiçbir siyasi irade tabloya bu denli geniş perspektifli bakmamış ve ülkenin hemen her bakımdan güçlenmesinin yolunun barış ve huzur ortamından geçmesi gerektiğini düşünmemişti. Çünkü onlarla yapılan anlaşmada Kürtlerle birlikte bölgede aktif rol oynamak gibi bir dış siyaset güdülmemesi gerekiyordu. Bu yüzden Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle tıpış tıpış denileni yaptılar ve ülkeyi kaos üzerinden yönetmeye kalktılar. Şimdi işler değişti. Türkiye yeni sosyolojiye uygun bir siyaset geliştiriyor. Ve eli her zamankinden daha güçlü. Bu bakımdan artık ülkede çıkartılmak istenen her kaos ortamı ters tepecektir. Her sıkılan kurşun sıkanın ayağına isabet edecektir. IŞİD bir vakit sonra buharlaşacak, Esad gibi diktatöryel rejimler de zamanın ruhuna ters. Onlar da bir vakit sonra tarihin çöplüğüne gömülecek. Ama köklü medeniyete sahip ülkeler yok olmaz. Tarihin en kırılgan anlarında sahneye çıkarlar ve insanlık onurunu yüceltirler. Ortadoğu tam da bu noktada bir doğum sancısı yaşıyor.Ve Türkiye iyi bir ebedir.. Tarih, Türklerle Kürtlerin neler yapabileceklerini er ya da geç yazacaktır.
twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019