Ufuk COŞKUN
Geçen hafta KanalA Hangi Taraf’ta İlhami Işık’ın HDP’nin Öcalan’ın silah bırakma mesajını ileteceği haberi hepimizi heyecanlandırmıştı. Silahların susacağı, bir daha anaların ağlamayacağı, gençlerin ölmeyeceği yeni bir döneme adım atmak, kendimize temiz bir sayfa açmak fikri ve duygusu, haberi hangi vicdan sahibi yurttaşı heyecanlandırmaz ki. Bu süreçte emeği geçen herkesi tebrik etmiştim. Ne var ki HDP kanadı, Abdullah Öcalan’ın PKK’nin silahları bıraktığına yönelik açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyleyerek sevincimizi kursağımızda bırakmayı başardı. Elbette bu haber üzerine söylediklerimi geri alacak değilim. PKK, Türkiye’de eninde sonunda silahlara veda edecektir. Buna yönelik çabaların artması, çalışmaların hız kazanması için hemen herkese sorumluluk düşmektedir.
Yıllardır çözüm süreci diyoruz.. Barışa dönük binlerce yazı kaleme alındı. Akil insanlar heyeti oluşturuldu. TV’lerde saatlerce barış, çözüm süreci ve silahların bırakılmasına dönük konuşmalar yapıldı. Ama hiçbiri Diyarbakır Belediyesi önünde toplanan bir grup ananın çocuklarına kavuşmak için başlattıkları eylem kadar tesirli olamadı. Üstelik bu eylemler tam anlamıyla bir samimiyet testi gibiydi.. Bu ülkede barış adına son 20 yıldır sürdürülen çok ciddi bir çaba söz konusu. Rahmetli Turgut Özal, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis gibi birçok cesur siyasetçi, bürokrat, asker insanımızın büyük gayretleri oldu. Ne var ki ülke içinde çöreklenen ve dışarıdan kontrol edilen kirli yapılarla mücadele edemediler. Barış her defasında engellendi. İlk defa AK Parti hükümeti döneminde derin yapılarla çok ciddi mücadeleler verildi. Çok direndiler, türlü operasyonlar tertiplediler, yazarlarından, akademisyenlerine, medya patronlarından sanat camiasına varana kadar topyekûn bir direnç sergilediler. Lakin bu çabaları, halkın büyük oranda desteği, sağduyusu ve ülkeyi yönetenlerin de basireti karşısında hep başarısızlıkla sonuçlandı.
Türkiye çözüm sürecinde son aşamaya geldi. Barış, en nihayetinde tesis edilecek. Bundan zerre kuşku duymuyorum. Bundan böyle çatışmalı, kanlı, kaoslu 90’lı yıllara geri dönmeyi kimse göze alamaz.Barış yanlısı olmayan Kürt ve Türk kesiminin bilmesi gereken şudur; bu vakitten sonra Türkiye geri döndürülemez bir barış ortamına girmiştir. Buraya kadar emeklerimizle getirdiğimiz bu ortamın bozulmasına ve tekrar çatışmaların başlamasına asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, cumhuriyet tarihinin en çok mağdur edilen iki kesimiyle birlikte yeni Türkiye’nin inşasında aktif rol oynayacaktır. Çözüm süreci Türkiye’nin refahı, huzuru, zenginliği demek. Türklerle Kürtlerin bölgedeki güçlü birlikteliği demek. Bölge insanının umudu, geleceği, demokratikleşmesidemek. Ülkede barınma cesareti gösteren hainlerin ayıklanması ve Türkiye’nin dünyada etkili, yetkili bir ülke olması demek. Bu yüzden halktan büyük destek görüyor. Bu yüzden bu uğurda siyasi hayatının en büyük riskini alan bir partiye ve onun temsilcilerine baş tacı yapıyor. Her defasında demokrasi, özgürlük ve barış diyen halka rağmen bu ülkede hiçbir şey yapamazsınız.
Yıllardır barış adına başlatılan her çabayı, yazılan her satırı, söylenen her sözü önemsiyorum. Fakat en esaslı sözü halk söyler diyorum ben. Bu anlamda sevgili dostum Faruk Aksoy ile birlikte başta hükümete ve ülkedeki tüm sendikalara bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Hükümetin de destek vereceği insan hakları derneklerinin, sendikaların, sivil toplumun aktif rol oynayacağı en az 100 bin Türkün ve Kürdün bir araya gelip Silahlara Veda Mitingi yapmasına ortam hazırlasınlar. Tamamen sivil, sessiz sakin, sloganların atılmadığı, Türkçe ve Kürtçe silahların bırakılmasına dönük hazırlanan pankartlarıyla düzenlenecek büyük bir mitinge imza atabiliriz. 100 bin Türk ve Kürt, Türkçe ve Kürtçe pankartlar eşliğinde ellerinde karanfilleriyle birlikte silahlara veda diyebilir. Provokatörlere pirim vermeden, çatışma ortamı isteyen sözde aydınlara, siyasi partilere ve derin yapılara inat tek bir yürek olup barış sesimizi yükseltebiliriz.
Evet, buradan tüm sendikalara, sivil örgütlere, duyarlı, vicdan sahibi Türklere ve Kürtlere sesleniyoruz.Gelin hep birlikte ses verelim. Bilinmelidir ki hiçbir söz, hiçbir yazı halkın tek yürek olup söyleyeceği silahlara bırakın çağrısından daha tesirli olamaz. Cumhuriyet tarihinin en demokratik en anlamlı en olaysız tek bir sloganın bile atılmadığı bu miting, halkın barışa ve çözüme sahip çıktığının en bariz göstergesi olacaktır. Hükümete de sesleniyoruz. Gelin bu anlamlı mitinge önayak olun. Çözüm süreci boyunca sessizliğini koruyan sivil örgütler; gelin siz de bu anlamlı mitingle sessizliğinize bir son verin.
Ehl-i vicdan sahibi yazar dostlarımıza da sesleniyoruz. Gelin siz de bu mitingin gerçekleşmesi için destek verin. Barış ancak özgürlükçü, sağduyulu insanların Türküyle Kürdüyle, tüm farklı kesimleriyle birlikte yaşama arzusu güdenlerin işidir. Ve çok şükür buna müsait bir imkân yakaladık. Bu ülkede erdem ve ahlak sahibi insanların vereceği mücadele Türkiye’nin kaderini belirleyecektir. Kalıplaşmış kavramların, korkuların ve vehimlerin ötesinde duru bir zihinle insanlığımızı ön plana çıkartarak kendi aramızda özgürleşmeyi, barışı, huzuru, hukuku ve adaleti sağlamanın yol ve yöntemlerini aramak durumundayız. Herkes elini vicdanına koyarak bu meseleyi önce insani açıdan yaklaşmak durumundadır. Gelin Türkiye’nin en anlamlı, en demokratik, en ahlaki en vicdani mitingine imza atalım. SİLAHLARA VEDA MİTİNGİ.
Twitter.com/sivildemokrat
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019