Ufuk COŞKUN
Berlin, Londra ve Paris üçgeninde organize olan Jön Türkler devamla “İttihat Terakki”, Osmanlı’nın son döneminde 1000 yıllık barış ve huzur içinde sürdürülen kadim birliktelikleri tasfiye ederek bu çok kültürlü toplumsal anlayışa ciddi bir darbe indirmiştir.2.Abdülhamid tüm çabalarına rağmen bu birlikteliği/ittifakı 30 küsur yıl kadar uzatmayı başarmış fakat dış destekli İttihat ve Terakki’nin tuzaklarına yenik düşmüştü. İttihat ve Terakki zihniyetinin kodlarında ötekine karşı bir tavır, dışlama ve yok sayma vardır. Kürtlere de daha düne kadar Türk diyen bu zihniyet ülkenin Ermenilerinden, Alevilerine, Kürtlerinden, Lazlarına ve dindar insanlarına varana kadar dışladı, yok saydı, hak ve hukuklarını gasp etti. Kısacası ben farklıyım diyen herkesi imha etti. İçimize öyle bir nefret tohumu ektiler ki bizler yıllardır bilhassa Ermenilerle Kürtlerin esaslı bir Türk düşmanı olduğu gerçeğiyle büyüdük. Birisine kızdığımızda bile ona Ermeni dememiz kâfiydi. Hatırlarsanız bir ara dönemin cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün annesinin Ermeni olup olmadığı sorgulanmış ve bunun üzerinden Gül yıpratılmak istenmişti. Annesinin uzaktan-yakından Ermeni olduğunu ispatlasalardı yandıydı Cumhurbaşkanı!
***
Evet, bu meselenin bir yönü ve kimse bize ittihat ve terakki’nin masum olduğunu söyleyemez. Peki, bu topraklarda bir Ermeni soykırımı yapıldı mı? Yoksa bunun adı tehcir mi ya da sevk ve isyan kararı mı? En önemlisi de meseleye yaklaşımımızı belirleyen temek kriter ne olmalı? Yani yaşanılan trajediye ideolojik ve siyasi bir perspektiften mi bakmalıyız yoksa işi tarihçilere bırakıp belgeleri mi konuşturmalıyız. Ben başka bir şey deneyeceğim. Bir Türk olarak okumalarımdan elde ettiğim kadarıyla meseleye evvela vicdani açıdan yaklaşmak ve mümkün mertebe bir çözüm önerisi sunmak niyetindeyim. Kabul etmek lazım, 1915’te tarihin en büyük trajedilerinden biri yaşandı. Tehcire neden olan sebepler arasında farklı görüşler ve belgeler ileri sürülmekte. 1915 öncesi İttihat ve Terakki’nin Ermenilerin en güçlü partisi olan Taşnak Partisi ile işbirliği sözkonusu. Bu ittifak Abdülhamid’e karşı mı yapılmıştı? Bunun karşılığında Ermenilere ne tür vaatler verildi? Bu kısım aydınlatılmayı hak ediyor.
Diğer taraftan Başbakanlık Devlet Arşivleri Müdürlüğü’nün yayınladığı belgelere göre Ermenilerin Ruslar ve İngilizler tarafından desteklendiğine ve yönlendirildiğine dair bilgiler yer alıyor. 1915 öncesinde Ermeni örgütleri ile İngiliz ve Rus istihbaratı arasındaki ilişkilere bakıldığında İngilizlerin ve Rusların Ermenileri açıktan destek verdikleri ve Osmanlı Devleti aleyhine kışkırttıkları görülüyor. Her farklı unsurun yüzyıllardır barış ve huzur içinde yaşadığı her türlü tehdidi birlikte bertaraf ettikleri Osmanlı İslam coğrafyası en başından beri batılı ülkelerin hedefindeydi. Selçuklular döneminde Haçlı Seferleriyle yıkamadıkları bu birlikteliği Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında en zayıf anında içeriden ve dışarıdan tertiplenen tuzaklarla yıkmayı denediler. Yıllardır bir Şark Meselesi olmayan bu coğrafyanın bir Şark Meselesi oldu. Ermeni örgütlerini kullanarak bu topraklarda 1015 yılından beri tanıştığımız ve hep iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz Ermeni dostlarımızla aramıza aşılmaz duvarlar ördüler. Bugün bile Hatay’da sürdürülen Türk-Ermeni komşulukları kurulan dostane ilişkiler işte bu kadim kültürümüzün birer uzantısıdır. Bir papazla cami imamının aynı sofrada buluştuklarını ve şakalaştıklarını çok kez tanıklık ettiğim bu ülkede hedef; işte bu birliktelik ve tesis edilen kadim dostluklardı..Ve başardılar..
İttihatçı zihniyetin her ne sebeple olursa olsun kadın, yaşlı, çocuk demeden Ermeni halkını bu ülkeden kovması yanlıştı. Devlet arşivlerinde tehcir için alınan tedbirlerinden bolca bahsedilmekte. Hatta bazı valilerin sorumsuzca davrandıkları için idamla yargılandıkları davalar açıldı. Fakat ne olursa olsun bu Ermeni dostlarımızın çektiği acıyı hafifletmez. Ermeni örgütlerin İngilizlerin ve Rusların kışkırtmasıyla işledikleri cinayetler de kuşkusuz kabul edilemez. Bu karşılıklı çatışma ortamının cezasını ülkelerini seven Ermeni vatandaşlarımız çekmemeliydi. Tayip Erdoğan’ın yayımladığı taziye tam da bu noktada çok önemliydi. İçten ve samimi bir taziyeydi bu. Hrant Dink ise ömrünü bu dostluk ilişkilerin yeniden tesisi için harcadı ve ne yazık ki bunu canıyla ödedi. Keza Markar Esayan ve Etyen Mahçupyan gibi Ermeni dostlarımız da bu kadim dostluğun yeniden filizlenmesi için her türlü yaftalanmayı göze alarak büyük bir mücadele örneği sergilemekteler. İçinde benim de yer aldığım bazı aydın, yazar ve entelektüeller de Anadolu’nun diasporadaki çocuklarına geri dönüşün yolları için kampanyalar başlatıyor.
AK Parti ise Türkiye'de farklı inanç grupların bugüne kadar 1014 vakıf arazisi iade etti. Yedikule Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı'na ait, hastane binasının karşısında yer alan 42 bin 259 metrekarelik arazi, Vakıflar Genel Meclisi kararının ardından, vakıf adına tapuya tescil edildi. Diyarbakır'daki Surp Giragos Kilisesi Ekim 2011'de ibadete açıldı. Kumkapı Meryemana Kilisesi ile Mektebi Vakfı'na ait Vorvoks Vorodman Kilisesi de restore edilip ibadete açıldı. Öte yandan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Trabzon Sümela Manastırı'nda ve Van Akdamar Kilisesi'nde ayin yapılmasına izin verildi. Ermeniler ilk defa bu dönemde bu ülkenin onurlu vatandaşları olduklarını hissettiler. Bu ilişki devam etmelidir. Kısacası AP’nin Papanın ve bazı Avrupa ülkelerinin Ermeni soykırımını tanımaları bizleri Ermeni düşmanlığına sevk etmemelidir. Onların vazifesi budur. Her fırsatta Türkiye aleyhine karar çıkartacaklardır. Lakin biz kendi içimizde farklı kesimlerle birlikte dağılan dostluğumuzu, kırılan kalplerimizi yeniden tamir etmenin yol ve yöntemlerini aramalıyız. Benim için mesele budur.
Twitter.com/sivildemokrat
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- AK Parti yeniden yapılanmalıdır
28.06.2019 - Kürtler Her Şeyin Farkında!
19.06.2019 - İttihatçı Zihniyet Karakter Değiştiriyor
14.05.2019 - 1 Mayıs: Sendikacılık ve Emperyalizm
2.05.2019 - Sandıkta FETÖ Operasyonu
8.02.2019 - Milli Eğitim Neden Tarihimize Yabancı?
22.03.2019 - Bekâ meselesini anlayabilme idrakı!
7.02.2019 - Türk Eğitim Sisteminin Bir Felsefesi Var mı?
25.02.2019 - Aklı kutsayan Modernist İslamcılar
21.02.2019 - İthal Düşünce Akımları
18.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































hulya carmikli
Allah yureginize dert vermesin imam insanlik ailesinin onuru icin kiyam etti haklisiniz.