Ufuk COŞKUN
Erdoğan 2013 yılında “76 milyon hep birlikte Büyük Doğu’yu inşallah inşa edeceğiz” demişti. Geçenlerde de 4. Necip Fazıl Ödül Töreni'nde İdeolocya Örgüsü’nden bahsetti. “Biz üstadın ömrü boyunca hep bekleyip durduğu o inkılap var ya, işte onu gerçekleştirmek için çalıştık, çalışıyoruz. Türk milleti olarak daha dünyaya son sözümüzü söylemedik" diyerek çok önemli bir perspektif çizdi. Huzurdakiler anlıyormuş gibi yaptılar ama bunun aynı zamanda bir tepki ve ortaya konulan bir tavır olduğunu idrak edebildiler mi bilmiyorum.
Bu mevzu üzerine Şükrü Sak, Nabız Haber’de ardı ardına tam üç bölümlük doyurucu bir yazı dizisi kaleme aldı. Sak, Erdoğan’ın İdeolocya Örgüsü’ne yaptığı vurgunun “çıtayı yükseltmek” olduğunu, bu durumun, “İslâmcı kılığında” İslâm ideali olan İdeolocya’ya arkasını dönen düşük tabiatlı, parsacı çapsızların “kelliğini” ve müptezelliğini ortaya çıkardığının altını çizdi. Ardından Büyük Doğu geleneğinden gelen nadir entelektüellerden biri olan Salih Tuna da meseleye temas eden güzel bir yazı yazdı, o kadar.
Salih Tuna ve Hilal Kaplan gibi aydınlar için “Müslümanlara hesap verecekler” pankartı açanlardan, İslamcıları tasfiye edecekler diyen endişeli beyaz İslamcılardan, peygamberimize dahi İslamcılık öğretmeye kalkan pek akıllı, ilerici/kinci pozitivist zevattan, FETÖ için insan hakları bildirisi yazacak kadar liberalleşen toparlak yüzlü muhalif İslamcı süt oğlanlarından ses çıkmadı.
Çıkmadı çünkü hocası, yazarı, aydını, koalisyoncusu, kaygılısı epeydir Bay Kemal’in kayığına binmiş, sinmiş, sessiz bir vaziyette yol alıyor!
Karşı mahalle olarak tabir edilen( aslında öyle mahalleler yok) yerden bu konuda sesler gelmedi değil. Örneğin 28 Şubat’ta “Şöyle bir zamanda Necip Fazıl gibi erkek bir sese ne kadar çok ihtiyacımız olduğu ortada değil mi?” diyen Ahmet Hakan, Necip Fazıl “bir düşünce adamı değildir” deyiverdi. Bir Aydın Doğan yazarından da bu beklenirdi.
Üstad vaktiyle bunlar için; “fikir” yüzüne sigara dumanı üflenmiş kedi gibi kaçırır bunları diyordu. Yukarıdakiler için de; bunlar ahlakı birbirlerine sırıtmak, zor karşısında kıvırtmak zanneder. Zor karşısında kıvırtmak yani, malı tatlı, canı tatlı, kafadan yana üzüntüye gelmeyen, hiçbir rizikoya girmeyen, bedavacı, lüpçü, boş bir hayatın müdavimleri…
Zamanının ötesinde bir mütefekkirdi Necip Fazıl. İdeolocya yani ferdin ve toplumun inşasındaki bütün esasları veren orijinal, özgün, buraya ait fikirler manzumesi… Dejenere olmuş bir kültürde evvela doğru düşünce faaliyetini yerli yerine oturtarak bu toprakların ruhuna uygun bir kalkınma hareketinin esaslarını, “essahtan” söylediği eser.
Büyük Doğu, İslamiyet’in emir subaylığı… İslam içinde ne yeni bir mezhep ne de yeni bir içtihat kapısı… Sadece “Sünnet ve Cemaat ehli” tabirinin ifadelendirdiği mutlak ve pazarlıksız çerçeve içinde, olanca saffet ve asliyetiyle İslamiyet’e yol açma geçidi ve bunu eşya ve hadiselere tatbik işi. Kendi cebimizde kaybettiğimiz ve hep yabancı ceplerde aradığımız anahtarın kum üzerindeki yuvası… “Büyük Doğu budur” diyordu. Hem mana hem madde, hem zaman hem mekân. Bütün insanlığa örnek halinde Doğu âlemine remz…
Bir mütefekkir ve aksiyon adamı olarak, “içimizle dışımız ve köklerimizle dallarımız arasında, dünya çapında, çile dolu muhasebe yapabilecek bir tek insan bile yetiştiremediğimizden” muzdaripti. Bu sebeple buraya ait orijinal yeni fikirler üretmeyi teklif ediyordu.
Ama çileli ve pahalı bir yol bu. Aynı zamanda insanın omuzlarına bindirilen ağır bir yük. İthal fikirlerin esiri olmuş bu zevat asla bu yükün altına girmek istemedi. Şiir ezberlemek daha kolaylarına geldi. Çünkü bu yol nefsi zora sokabilme yoluydu. Kolay mı Salih Mirzabeyoğlu gibi bu yükü omuzlamak? 10 yıl içeride bedel ödemek, çile çekmek. Hangisinde bu omuz, yürek, fikir ve cesaret var.
Belediyelerden yemlenmek, makam mevki için takla atmak, dert sahibi insanlara iftira atarak tehdit etmek varken! Bu yüzdendir ki Necip Fazıl’ın ortaya koyduğu fikri, düşünceyi, davayı, derdi sürekli gözden düşürdüler. Ondan nefret etmelerinin yegâne nedeni budur.
Çünkü onlar çileyi değil istirahati, zoru değil kolayı, yürümeyi değil oturmayı, savaşmayı değil, teslim olmayı, hürriyeti değil esareti velhasıl küresel baronların sadık birer kölesi olmayı tercih ettiler. Çünkü onlar asla bu toprakların insanı olmadılar. O yüzden yılandan kaçar gibi bu kutlu davadan kaçıyorlar. Şimdi anladınız mı Erdoğan’ın İdeolocya Örgüsü üzerinden verdiği mesajı?
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019