Ufuk COŞKUN
Sokrates, Delphi Tapınağı’nın kapısında yazılı olan “Kendini bil”(Gnothi seauton) sözlerinin içini doldurmak istercesine evvela kendini bilmekle işe koyulan ve sınavsız/sorgulanmamış bir yaşamın yaşanmaya değmeyeceğini ifade eden bir erdem yolcusuydu.
Hz. Muhammed (as.) de “Kendini bilen Rabb’ini bilir” demişti. Yunus’un “İlim kendini bilmektir” sözünü de ilave edelim. İnsanın kendini bilmesi, kendini gerçekleştirmesi, insanlaşma yolunda gayret sarf etmesi; kâinatta tesis edilen ahengin, uyumun en temel unsurlarından birisidir. Yani insanın evrendeki uyumu kendini bilme/ gerçekleştirme ve bir “İnsan-ı kâmil” olma sürecidir.
İbn Arabi, Fusûsu’l Hikem’de şöyle der; “ Bilmelisin ki Allah, insan denilen varlığı kusursuz bir şekilde ruh, beden ve nefs olarak kendi suretinde yarattı.” İnsanı, varlıklar arasındaki en mükemmel varlık olarak gören Arabi’ye göre insan, âlemin ruhudur, anlamıdır. Yani insan olmadan âlem ruhsuz bir bedene benzer. Öyle ki insan yaratılana kadar âlem, cilasız bir ayna gibidir. İnsan bu aynanın cilasıdır.
Yine Arabi’ye göre; Hakk karşısında insan, göz için görmeyi sağlayan göz bebeği gibidir. Bu nedenle “İnsan” diye isimlendirilmiştir; çünkü Allah, onun vasıtasıyla yarattıklarına bakar ve onlara merhamet eder… Âlemde insan, yüzükteki kaş gibidir. Kaş, padişahın hazinelerine vurduğu mühür ve nişandır. Allah, insanı bu nedenle “Halife” diye isimlendirdi. Mühür hazineleri nasıl korursa, Allah da insan vasıtasıyla âlemi korur…
İnsan, özel ve özgün bir değer ifade etmektedir. O, sadece Allah’ın âlemi yönetişindeki halifesi değil, aynı zamanda Allah’ın bilinmesi ve tanınmasındaki yegâne araçtır da.
Bakıldığında insan; koca bir kâinat, içi alabildiğine geniş, bir o kadar da ilahi nizama uygun, uyumlu ve ölçülü… Bu yüzden kâinattaki ölçünün, ahengin, uyumun insandaki tezahürü “Özgürlüktür” diyebiliriz.
İnsan özgürleştikçe, kendini bilir, insanlaşır ve ilahi nizamın en temel unsurlarından biri haline gelir ve ancak o zaman kendi ekseni etrafında dönmeye başlar. Yani kendi bilen, Rabb’ini bilir, ölçüyü bilir, ölçülü olur, özgürleşir ve insan olur.
Allah, insan ve âlem arasındaki ilişkiyi ontolojik, epistemolojik ve metafizik olarak ele almalı ve manevi kişilik eğitiminden geçerek, insan olmanın şerefini kaldığımız yerden yakalamanın yollarını aramalıyız.
Bir ara “Çocuğunu kaybetmiş bir annenin telaşı var üzerimizde” demiştim. Çünkü bana göre insanoğlu yeryüzüne bırakılmış olmanın şaşkınlığını hala üzerinden atamadı. Panik halindeyiz. Acele ediyoruz. Ortalama 70 yıllık gibi kısa bir ömürde nereye yetişmek istediğini bilemeyen insanların bu aceleci tavrı hakikaten endişe verici. Her geçen gün insan olma durumundan uzaklaşan yığınlara dönüşüyoruz.
O yüzden “Kendini bil ve tanı yani kendinden uzaklaşma, kendine yabancılaşma” diyor arifler. Çünkü insan olabilmek yaratılmışların içinde en şerefli konuma yükseltilmiş olmak anlamına geliyor. Bu şerefe ve onura layık tutum ve tavır geliştirebiliyor muyuz? Asıl sorulması gereken soru bu.
Bugün Türkiye nüfusunun %60’ı hemen her gün üç saatini sosyal medyada geçiriyor. Sahte, sanal bir hayatın hastalık kapmış, her geçen gün tükenen canlıları gibiyiz.
Goethe, “Akılsızlar, hırsızların en zararlısıdır” der. Çünkü zamanımızı, huzurumuzu, insanlığımızı, derinliğimizi çalarlar. Sosyal medya trendleriyle birer denek haline dönüştüren zavallı çaresiz insanlar…
Ne görürse, duyarsa sindirmeye çalışan ve adeta bir obeze dönüştürülen insanlar… Bulanıklaşan zihinler… Nefsini bilmekten, kendini tanımaktan uzak, gittikçe insan olduğunu unutan birer nesnelere, mekanik robotlara dönüşüyoruz. Oysa Yunus’un ifadesiyle bizler “Dünyaya ölmek için değil olmak için geldik.”
Tamamen tüketme üzerine kurulan ve dönen çarkın işleyen birer cıvatası konumuna indirgendi insanlık. Güdülerinin esiri haline gelmiş bir köle topluluğu bu.
Artık kimse “İnsan nedir, ben kimim?” sorusunu sormuyor. Belki bu sorunun cevabı insana ekstra bir yük yükleyecek. Kaçıyoruz bundan. İnsanın gözden düşürüldüğü, nesneleştirildiği her daim üstü örtüldüğü bir acayip çağ bu.
Şems’in “Mademki eşref-i mahlûkattanız yani varlıkların en şereflisiyiz. O vakit attığın her adımda yeryüzünde Allah’ın bir halifesi olduğunu hatırla. Buna yakışır bir soylulukla hareket et” düsturunu çiğnedik. Oysa bu, kendini bilmenin bir adımıydı. Sükûnet, sükûn, yani barış, yani insan, erdem ve ahlak demekti.
Andrei Rublev’den (Tarkovsky) bir replikle noktalayalım. “İnsanlara insan olduklarını daha çok hatırlatmalıyız.”
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019