Ufuk COŞKUN
1839 yılı Osmanlı modernleşme tarihinde bir dönüm noktasıdır. 1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırılarak modern usullere uygun olarak Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin kurulması ve padişahın kendi iradesiyle yetkilerini kısıtlaması tarihimizde büyük bir demokratikleşme hamlesi olarak görülür. Ne var ki hayal kırıklığı ve ezikliğin tavan yaptığı bir dönemdir bu.
Bu dönemde Avrupa’dan uzmanlar getirilmesi, yurtdışına gönderilen öğrencilerin ve modern eğitim kurumlarının tesisi gibi sayabileceğimiz yeni adımlar atılmaya başlandı.
Yurt dışına öğrenci gönderme uygulamasının öncülerinden Hüsrev Paşa, 1830 yılında masraflarını kendi cebinden karşılamak suretiyle beş öğrenciyi Paris’e gönderdi. Sonra arkası kesilmedi. Londra’ya Viyana’ya, Paris’e mühendislik, inşaat ve askeri alanlarda tahsil görmesi için öğrenci gönderilmeye devam edildi.
1856’ya gelindiğinde öğrenci sayısı 56’ya yükselmişti. Islahat Fermanı’nın imzalanmasıyla yani Osmanlı tebaası gayrimüslimleri Müslümanlarla eşitleyen ve onların koşullarında düzenlemeler yapan bu fermandan sonra gayrimüslim öğrenciler de yurtdışına gönderilmeye başlandı.
Talep çoğalınca Osmanlı, bu sefer de Paris’te bir okul açma ihtiyacı hissetti. Bu fikir, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan çıktı. Çünkü o, 1813 yılından beri zaten Avrupa’ya öğrenci gönderiyordu. Milano, Floransa ve Roma’ya kafileler halinde farklı alanlarda tahsil görmesi için öğrenciler gidiyordu. Öyle ki dönenlerden Osman Nureddin adlı bir öğrenci sonra Bahriye Nazırı dahi olmuştu.
Mısır’dan sürekli öğrenci transfer ediliyordu. Dönenleri de önemli vazifeler bekliyordu. Uzatmayalım, 1857 yılında Mekteb-i Osmani, Paris’te açılır. Bu okul 9 yıllık bir kira sözleşmesiyle yürürlüğe sokuldu. Okul, Sultan Abdülmecid’in izniyle 6 Kasım Cuma günü bir törenle açıldı. Okulun müdürü 1877 yılında Galatasaray Lisesi’nin de müdürü olacak kişi olan Ali Nizami Bey’di.
Paris’te Ermeni çocuklar için bir de Mekteb-i Muradyan açılır. Masrafları yine devlet tarafından karşılanan Ermeni çocuklarının tahsil gördüğü bir okuldur burası. 1840-1856 yılına kadar yaklaşık 69 öğrenci Paris’e gönderildi. Bunlardan 12’si gayrimüslim idi. 1856-1869 yılına kadar gönderilen 153 öğrenciden ise 56’sı gayrimüslim idi.
Sonrasında sanayi ve tarıma varana kadar hemen tüm alanlarda devlet, Batı usulleriyle gerçekleştirilecek bir kalkınma hamlesine tabi tutuldu. Avrupa karşısında düşülen ezikliğin yine oradaki gelişmeleri Osmanlı topraklarında tatbik etmekle aşılabileceğini inanan bir zümre vasıtasıyla yapılıyordu bunlar.
Fransız devriminin getirdiği, toplumsal alanı da kuşatan ideolojik ilkeleri kendi topraklarına uyarlamayı düşünen bir kafanın düştüğü çaresizlik…
Ne var ki 1838 yılında İngilizler imzalanan Balta Limanı Anlaşmasıyla Osmanlı, piyasadaki tekellerin çoğunu terk ediyordu. İngiliz dostu Mustafa Reşit Paşa’nın da dahliyle Osmanlı ekonomisi tasfiye edilmişti. Yerli ürünlerin direnemediği ve imalathanelerin iflasıyla sonuçlanan hazin bir anlaşmaya imza atılmıştı.
Ama biz yurtdışına öğrenci göndermek suretiyle illa modernleşecektik… Öyle ama daha 1833 yılında İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Palmerston İstanbul’daki İngiliz elçisi Lord Ponsonby’e “Türk/ Osmanlı sanayi mutlaka engellenmelidir” diye yazıyordu. Öyle de oldu. İngiltere, Osmanlı topraklarında kısmi ticari serbestisi kazanmıştı.
İngiltere’ Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’ya da anlaşmanın gereğini yapması için direktif verdi ve orada da fabrikalar iflas bayrağını çekti. Kısacası Hristiyan devletler, aralarındaki teknolojik dayanışmadan Osmanlıyı ısrarlar uzak tutuyordu.
İlk borçlanma teşebbüsü de Mustafa Reşit Paşa’nın üstün gayretleriyle 1850 yılında oldu. Mustafa Reşit Paşa, Fuad Paşa, Mithat Paşa gibi reformcuların marifetiyle ülke topyekûn iflas ettirildi.
Batı okullarında tahsil gören zevatın döndüğünde önemli devlet kademlerinde görev almaları ve bunun kültür sanat, edebiyat, siyaset, ekonomi ve askeri alanlarda etkisini göstermesi Ahmet Mithat’ın “Felatun Bey ile Rakım Efendi” romanında da işlediği gibi ancak kepazelik içinde hayat süren bir alafranga züppe profili ortaya çıkardı.
Bir imparatorluğu işte böyle parçaladılar. Yavaş yavaş, tahsille… Siz siz olun eğitimi yabana atmayın. Daha bunun Cumhuriyet/CHP dönemi de var ama şimdilik yerim kalmadı. Başka yazıya…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019