Ufuk COŞKUN
Hanefi mezhebine mensup Muğlalı Sünni bir Türkmen olarak, oldum olası Alevi, Kürt, Ermeni, Hristiyan, Musevi demeden bu ülkenin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini savundum.
Ve elbette hangi meşrepten olursa olsun bu ülkeye sadık kalmaları durumunda savunmaya da devam edeceğim.
Normalde kimliğim, inancım ve rengim hakkında görüş belirtmeyi sevmem. Aynı şekilde kimsenin inancını, düşüncesini, dinini, dilini, kıyafetini, nereli olduğunu da merak etmem.
Ne hazindir ki bizim ülkede meramınızı anlatmak için bu yola başvurmak zorunda kalıyorsunuz. Ne acayip bir ayrışma bu.
Bilindiği gibi Türkiye'de yaşadığımız kadim sorunların kökeninde tek parti döneminin yeni bir ulus yaratma projeleri yer almaktadır. Bize ne olduysa o dönem oldu.
Yıllardır, “Düşen bir Kürdün ya da Alevinin elinden ilk tutanın Sünni bir Türk olması büyük önem arz etmektedir” dememin bir nedeni de budur.
Çünkü ehl-i vicdan sahibi insanların bir diğerinin hak ve hukukunu sahiplenmesi, özgürlüklerine sahip çıkması en başta Gladyo’nun tuzaklarını boşa çıkaracaktır.
Bilindiği gibi Alevi açılımı 2009 yılında başladı. Bu tarih aynı zamanda Alevilerin resmi anlamda ilk kez tanındığı, muhatap alındığı bir tarihtir.
Başka bir deyişle Alevi açılımının başladığı tarih, Alevilerle başlatılan toplumsal barış sürecinin de ilk adımlarından birisi olmuştu.
Ne yazık ki epeydir yazarlarımız da dahil olmak üzere siyaset bu alana sessiz kaldı.
Artık kimse eskiden olduğu gibi farklı kesimlerin hak ve özgürlüklerini gündem yapmıyor. Herkes bir diğerinin ipini çekmekle meşgul. Ve ne hazindir tuhaf şekilde içe kapandık.
Geçenlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kabul ettiği bir karar, İstanbul İBB Meclisi’nde gündeme getirildi. Cemevlerinin bundan böyle belediye kayıtlarına ibadethane olarak işlenmesini içeren önerge, Ak Parti ve MHP’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildi.
İzmirizmir.net yazarı İlhami Mısırlıoğlu bu konuda çok önemli bir çağrıda bulundu. “Atılan bu yanlış adımı Cumhurbaşkanı Erdoğan düzeltebilir” dedi.
İlhami, Ak Parti ve MHP’li meclis üyelerinin bu önergeyi reddederek yanlış yaptıklarını ve hatta bu konuda çok önemli bir fırsatın da kaçırıldığını ifade ediyor.
Çünkü yıllardır kimsenin kılını kıpırdatmadığı cemevleri, “Alevi Açılımı” gibi bir alanda Ak Parti’nin ve demokrat kesimlerin verdiği bunca emek, taktik bir yanlışlıkla heba edildi.
Bugün resmen kabul edilmese de cemevleri zaten defacto bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Aleviler istedikleri takdirde devletten beş kuruş destek almadan kendi inanç merkezlerini inşa edebilirler ve ediyorlar da.
Alevi yazar bir dostum, “yalnız” diyordu “Alevi örgütlenmelerinin siyasi içerikli mekânlar olmaktan kurtarılması gerekiyor. Alevi örgütlerinin siyasete atılmak isteyenler için bir atlama taşı olarak görülmesi bu örgütlerin etkinliğini zedelemekte ve Aleviliğe zarar vermektedir.”
“Alevilerin en azından temel hak ve özgürlükler noktasında totaliter ideolojilerin etkisinden çıkmaları gerekmektedir” diyerek bir uyarıda bulunmuştu. Burası ayrı bir tartışma konusu ancak Alevilerin cemevi talebi haklı bir taleptir.
Aleviler, farklı farklı yaklaşımlara sahip olsalar da kendi mabetleri saydıkları Cemevi’nin yasalarda, yönetmeliklerde “ibadethane” (Mabud/Mabet/İbadet) olarak anılmasını her zaman hak etmişlerdi, bugün daha da hak ediyorlar.
İlhami dostuma katılıyorum. Cemevlerini ibadethane olarak gören vatandaşların bu eğilimine saygı duyulmalıdır. Onların ibadethanesine eşit hizmet verip vermeme kesin kararı ise din uzmanları ya da ilahiyatçılara bırakmak yerine sivil siyasetçilerin olmalıdır.
İBB Meclisi’ndeki Ak Partili üyelerin bu yanlış adımı sivil siyasetin ilkelerine gücüne, reflekslerine uygun düşmemiştir.
Devlet, Alevi vatandaşlarının zaten var olan bu hakkını sadece tanımalı, kolaylaştırıcı olmalı, Camilere tanınan kolaylıkların cemevlerine de tanınmasını sağlamalı ve yasal güvenceye alınan bu durumda da, kimsenin hakkının yenmediğinden emin olmak için hakemlik yapmalıdır.
Tersi durumdaki her adım sivil politikayı zayıflatır, yeni statükoları güçlendirir. Mayınlı arazide yol almada uzmanlaşan Cumhurbaşkanımız, gecikmeden bu konuya el atmalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019