Uğur Gürses
(Dijital para, kripto para ve Libra)
Dijital paraya temkinli yaklaşanlar birden “haydi yapalım” derse ne olur? İşte bu yıl bu yaşanıyor. Hem de yeni bir para tasarımı ile “Old Lady” ses verdi.
Merkez bankacılığının “Kâbe’si” sayılan toplantılar, bu işin önde gelen merkez bankacılarını, akademisyenlerini, uzmanlarını her yıl ağustos ayında ABD’nin meşhur “yaylası” Wyoming’deki Jackson Hole’da bir araya getiriyor. Kansas Fed’in ev sahipliğindeki toplantıların da her yıl bir ana başlığı var. Bu yıl ki de “Para Politikasının Zorlukları” (Challenges for Monetary Policy) idi.
Doğrusu, önde gelen gelişmiş ülkelerin başında ya popülist şarlatan liderler var ya da yükselen ırkçı ve popülist partilerin yükselişi karşısında “öyle davranma” baskısı altında kalan sağ muhafazakâr liderler. Bu durum da para politikasını yürütenlerin işlerini epey zorlaştırıyor.
İşte ABD’de olan da bu; Trump ticaret savaşı açarken, reel ekonomide resesyon yokken verim eğrisi negatif oldu diye Fed faiz indirimine zorlandı. Fed hala da ne yapacağını bilemiyor. Baskın rezerv para olan doları basan banka da piyasa rüzgarına kapılıp kafası karışınca tüm dünya “sarhoş” oldu.
Merkez bankacılar önünü göremediği için bu toplantılarda en somut çıkışı Britanya Merkez Bankası (BOE) Mark Carney yaptı.
Carney açık biçimde, radikal bir öneride; bir “uluslararası para birimi” yaratılması önerisinde bulundu. Dolar gibi baskın bir para biriminin getirdiği dengesizlikleri gidermek için egemen devletlerce, “ortak sentetik dijital para birimi” yaratılmasını önerdi.
Carney, özetle şöyle bir arka plandan hareket ederek bu öneriyi getiriyor; bugünkü dünyada tek bir para birimi baskın rezerv para. O da ABD doları. Küresel ticarette faturaların yarısı dolarla ifade ediliyor. Küresel milli gelirin yüzde 70’ini oluşturan ülkeler, para çapası olarak doları kullanıyor. Gelişen ülkelerin yaptığı borçlanmaların 3’te 2’si dolar cinsinden. Ülke rezervlerinin de. Küresel tahvil ihraçlarının da. Oysa ABD, dünya ticaretinin sadece yüzde 10’unu, küresel üretimin de yüzde 15’ini yapıyor.
Çin’in yükselişi sürse de Yuan’ın rezerv para rolünü üstlenerek ikinci bir alternatif olması zaman alacak. En iyi ve öncelenmesi gereken çözüm “çok kutuplu sistemi” kurmak. Çoklu rezerv para sistemi, güvenli varlık arzını artıracak, küresel denge faizleri aşağı bastıran baskıları azaltacaktır. Çoklu rezerv para sisteminin yararı, gelişmişlerden gelişenlere yansıyan olumsuz etkilerini azaltacaktır. Böylelikle, kırılganlıklar azalacak, sermaye akımlarının sürdürülebilirliği artacaktır. Carney böyle bir açı koyuyor.
Böyle bir “çoklu rezerv para sisteminin” oluşması uzak gibi görünse de teknolojinin, sanal koşullarda bunu oluşturmaya zemin oluşturduğuna işaret ediyor.
Carney, tarihsel olarak rezerv paranın yükselişinin onun değişim aracı olarak kullanışlılığından dayanak aldığını söylüyor. Rezerv paranın değişim aracı olarak yükselişini ise uluslararası ödemelerde artan rahatlık ve azalan maliyetlere bağlıyor.
Madem ki perakende işlemler fizikselden çok ‘online’a kayıyor, nakit de elektronik ödemelere; giderek maliyetli işlemlerin yeni teknolojik uygulamalar sayesinde ucuz hale gelmesi bir alan açıyor.
Buradan Carney lafı Facebook’un yeni dijital para tasarımı olan Libra’ya getiriyor. Libra’nın dolar, Sterlin, Euro cinsi rezerv varlıklara dayalı yeni uluslararası sabit dijital ödeme alt yapısını örnek göstererek, bunun mesajlaşma platformlarında kullanıcılar arasında ve perakendeciler arasında el değiştireceğine işaret ediyor.
Tasarımına bağlı olarak, parasal ve finansal istikrara çok belirgin etkilerinin olabileceğine dair kaygısını da not düşüyor. Düzenleyici kurumların, bu tür kaygılara ilişkin önceden adım atmalarının gerekebileceğini de.
Sonuçta, Carney; kamusal sektör tarafından (egemen devletlerin para otoritelerince) yeni bir “Sentetik Hegemonik Para” yaratılmasının tartışılmasının yararlı olacağını açıklıyor. Yani ülkelerde para basma yetkisi olan otoritelerin çıkaracağı dijital para. “Dijital merkez bankası parası” basanların ağı tarafından çıkarılacak bir para.
Sentetik Hegemonik Para’nın, küresel ticarette ABD dolarının baskın etkisini kıracağını, bu sentetik dijital paranın payının artması halinde ABD’den kaynaklanacak şokların kurlar aracılığı ile diğer ülkelere yansımasının azalacağını öne sürüyor Carney.
Böylelikle küresel ticaretin, bir para birimi yerine, sentetik dijital parayı oluşturan sepet içinde yer alan ülkelerin koşullarındaki değişikliğe duyarlı olacağını savunuyor.
Eğer devletlerin katılımı ile böyle sepet dağılımlı bir “sentetik dijital para” olursa kredi piyasalarında doların etkisini ortadan kaldırır, böylece doların küresel finansal çevrimler üzerine etkisini azaltır. Hem de gelişen ülkelere sermaye akımlarının oynaklığını azaltır.
Böylece, sepet içindeki paralar rezerv varlık halini alır. Gelişen ülkeler de dolara bağlı rezerv tutmaktan kurtulur. Bunun da denge faiz oranları üzerindeki aşağı yönlü baskıyı azaltacağı açık. Küresel likidite tuzağını da.
Carney’in önerisi, Brexit eşiğindeki Britanya için çok akıllıca öneri; böylece sterlinin bugünkü bulunduğu yerden “uluslararası dijital para” sayesinde görece daha fazla pay alacağı çok açık.
Bu öneri yankı bulsa da “ortak egemen dijital merkez bankası parası sepeti” halindeki “sentetik bir para” yaratılması belki de hiç olmayacak. Ancak şurası açık; “dijital merkez bankası parası” için birçok ülkenin, yaptıkları takvimler olasılıkla öne çekilecek.
Dijital para nedir?
Önce isterseniz dijital paranın ne olmadığına değinelim.
Birkaç yıl önce dünyayı saran bir ilgi odağı vardı. Finansla ilgili olsun olmasın, herkesin dilinde sıfırdan 20 bin dolara yaklaşan bir kripto para Bitcoin vardı. Herkesin ilgisini çeken şuydu; 300-500 dolar gibi fiyatlanan bir dijital varlık, 20 bin dolara yaklaşmıştı. Şehir efsaneleri türeme talep ve ilgi yaratıyordu; “sıfırdan yatırım yapan genç şimdi Porche ile dolaşıyor” türünden hikayeler “köşe dönme” dünyasının besinidir çünkü.
Arzı sınırlı olan varlığın fiyatının taleple patlayacağı çok açıktı. “Bu teknoloji para eder, daha da edecek” kafasında olan ama finansal okur yazarlığı olmayanlar, “future” pazarının açılmasıyla “düz oturdular”. Zirveden sonra uzunca süre 10 bin dolar altında kalan Bitcoin yeniden 10 bin dolara çıktı.
Bitcoin ve arkasındaki blockchain teknolojisi o kadar da konuşulmadı.
Asıl hikâye, giderek dijital kapsayıcılık içinde her şeyi kollektif hale gelen bireye, özel bir koruma alanı yaratılmasıydı.
Blockchain teknolojisi, geleceğin özel alanı için biçilmiş bir kaftandı. Parası neden bu korumalı alan içinde olmasındı ki? Bitcoin bunu sağlıyordu; şifre kimde ise para onda idi. Transfer bile iki kişi arasında sır kalıyordu. Aracı, transfer merkezi gibi üçüncü bir durak yoktu. Elektronik cüzdanlar vardı.
Sadece Bitcoin değil, Ethereum, Ripple gibi diğer kripto paralar da ilgi gördü.
Bu konuda geçmişte iki yazı yazdım; biri 2013’te Bitcoin parlamaya başladığında, diğeri ise 2017 sonunda bu bir “lale çılgınlığına” dönüştüğünde. Hala “Bitcoin nedir” bilmeyenler için özetleyici olabilir:
‘Sanal mangır’ Bitcoin bir hayalin kapısını açtı
Asıl hikâye, parayı basan kurumların kripto paralar konusunda çalışma grupları kurması idi.
Neredeyse çoğu merkez bankası açık ya da örtülü biçimde bu konuda çalışma yürütmeye başladılar. Daha doğrusu, çalışmalarını hızlandırdılar.
İşte bu eşikte, önde gelen bir merkez bankasının başkanının “gelin ortak bir sentetik dijital para birimi yaratalım” çıkışı önemli bir dönüm noktasıdır.
Kripto para, bu paranın yaratılmasında, el değiştirmesinde çeşitli algoritmalar olan ve genelde de arzı sınırlı olan şifreli paralar demek.
Dijital para ise bundan farklı; arkasında bir merkez bankası parası ya da bir varlık bulunan elektronik ortamda tutulan para demek. Bu açıdan kripto paralardan ayrılıyor.
Kripto paranın kendisi bir varlık. Dijital para ise bildiğimiz kâğıt paranın dijital formu ya da arkasında bir varlık, değer olan para.
Dijital para denince akla gelen “dijital merkez bankası parası” akla geliyor. Facebook’un çıkarmak istediği “Libra” da arkasında varlık bulunan, blockchain teknolojisi bazlı bir dijital para olarak tasarlanıyor.
Libra’ya sonra döneceğiz.
Peki neden dünya kripto para ya da dijital para konuşmaya başladı?
Sorun şurada, herkes kendinden görebilir; en başta hayatımızın tüm alanına giren dijitalleşme, mobil cihazlar, bu cihazlardaki uygulamalar giderek daha fazla finansla varlık ve ürün kullanmamızı getirdi. Bu daha da artacak. Çünkü hem erişim olanakları, erişim hızları artıyor, hem de yapa zekâ uygulamaları nedeniyle günlük yaşamımızda daha fazla kullanıyoruz. Bir de bunlar yükselirken, siber güvenlik kaygıları ve risklerin yükseldiği, güvenli bir dijital-kripto para ihtiyacının arttığı da bir veri.
Giderek teknoloji elimizde ve cebimizde; finansal alanda da ödeme, tasarruf, borçlanma, transfer, risk yönetim, danışmanlık gibi temel finansal işlemler yayılıyor.
Şimdi dünyanın gündeminde, bir tarafta kripto paralar, diğer tarafta da “dijital merkez bankası parası” var.
Dünyadaki devlet ve merkez bankası yetkilileri, uluslararası kurumlar kripto paralara mesafeli duruyorlar; çünkü hem bu paraların bir para değil, finansal varlık olduğunu, en önemlisi de üçüncü ya da aracı olmadan “uçtan uca” transfer nedeniyle, para aklama ve terör finansmanı kaygıları nedeniyle rezervasyonları var.
Bu yüzden, resmi bakış açısı daha çok “dijital merkez bankası parası” ya da “uluslarararası sentetik dijital paraya” daha sıcaklar.
Dijital para aslında merkez bankalarının ihraç ettiği ve günlük hayatta kullandığımız paraların dijital formu. Nakit değil.
Banka hesabımızdan EFT yaptığımızda, bir bankanın merkez bankasındaki hesabındaki parasını kendi lehimize bir başka bankaya geçiriyoruz. Sonuçta A bankasından B bankasına gidiyorsa da merkez bankasındaki lehdar bankanın hesabı değişiyor. Birey olarak bizim adımız geçmiyor. Dijital para ise merkez bankasınca yaratılmış bir parasal büyüklükte birey olarak doğrudan o paraya herhangi bir aracı olmadan hükmediyor olmamız demek. Bireyden bireye, bireyden şirkete transfer edilebiliyor, aracı banka olmadan.
Bitcoin kripto bir sanal jeton (token) ise dijital para da merkez bankalarınca çıkarılan “sanal jeton” demek. Farkı ikincisinin bir yükümlüsü var.
Dijital merkez bankası parası, jeton bazlı ya da hesaben olabiliyor. Transferleri de aşağıdaki IMF grafiğinde olduğu gibi çizilmiş (3):
Çok açık ki; hesaben yapılanda bugünkü gibi “bakiye yeterliği” kontrol ediliyorken, jeton bazlı dijital merkez bankası parasında jetonun kendisi bir birimi temsil ettiği için buna gerek yoktur. Elektronik bir cüzdandan, diğerine transfer yeterlidir.
Yine asıl “özel alan” meselesine dönüyoruz; dijital paranın transferi nasıl yapılacaktır?
Merkezi mi (centralized), yoksa dağıtık (decentralized) bir sistemde mi?
Dağıtık sistemde transfer “Dağıtık Kayıt Teknolojisi” (distributed ledger technology-DLT) ile yani “blockchain” sistemi ile olacaktır. Bunun da kapalı bir sistemde merkez bankalarınca yönetilmesi söz konusu.
IMF gibi kurumlar tarafından merkezi sistemin ise daha etkin olacağı değerlendiriliyor. Çünkü sanal jetonların seri numaralarının geçerliğinin kontrol edilmesi, ardından çifte kullanımın önüne geçmek için yeni cüzdana geçmeden önce yeni bir numara verilmesi gibi işlemler, bunu gerekli kılabilir.
IMF çalışmasında, paranın tarihsel gelişimine atıfta bulunarak; “paranın tarihi gösteriyor ki paranın temel işlevleri değişmeyecek, kullanıcı ihtiyaçlarına göre biçimi farklılaşacak”. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte “dijital merkez bankası parasının” yükselişi kaçınılmaz görünüyor. Bunun için de bu dijital paraları çıkarak merkez bankalarının yanıt bulmaları gereken bir dizi soru var. Bunların başında da “sınır aşan dijital merkez bankası paralarının” kapsamı, yerleşik ve yerleşik olmayanların erişebilirliği, para ikamesi, güvenli liman gibi başlıklar geliyor.
Bugün kullandığımız basılmış itibari para, banka hesabı ile dijital merkez bankası parasının tasarım özelliklerinin işlevsel karşılaştırması yapılmış. Dijital merkez bankası parasının “sanal jeton” hali ile “hesaben” olanı da farklı nitelikleri var. Ama genel amaçlı bakıldığında “sanal jeton” biçimi (token) daha işlevsel.
Dijital para neden her şeyin de önüne geçecek?
Bunun çok açık bir nedeni var; mavi küremizde yaklaşık 5.5 milyar yetişkin insan yaşıyor. Ortak yönleri de büyük çoğunluğunun cebinde bir cep telefonu var. Daha fazlası, bu 5.5 milyar yetişkinin yüzde 31’inin yani her 3 yetişkinden birinin (1.7 milyarının) hiçbir banka hesabı yok. Ama bu 1.7 milyar insanın 3’te 2’sinin cep telefonu var.
Bu neden önemli, anlatayım.
Küresel çapta bir finansal kapsayıcılık için, yoksulluğu aşmak için çok önemli.
Banka hesabı ve cep telefonu ikilisi; finansal uygulamalara, banka (ödeme) kartları, mobil para gibi dijital hizmetlere erişim sağlıyor. Dünya Bankası’nın raporuna göre (6) mobil para uygulamalarına özellikle kadınların erişimi, çok büyük faydalar sağlamış. Tek başına aile reisi olan kadınlar, bu sayede hanenin gelirini artırmışlar. Kenya’daki bir çalışma, 185 bin kadın tarımdan çıkarak iş geliştirmeye ve perakende faaliyetlere geçmiş. Kadın aile reisi olan hanelerde aşırı yoksulluk seviyesi yüzde 22 azalmış.
Sadece 2014-2017 arası dönemde 515 milyon yetişkin bir finansal kurumda ya da mobil para hizmeti uygulamasında hesap açmış. Bu da oranı yüzde 62’den yüzde 69’a çekmiş. Merak edenler için, Türkiye’de de yüzde 69 oranında.
Yüksek gelirli ülkelerde bu oran yüzde 94 iken, gelişen ülkelerde yüzde 63 olmuş.
Banka hesabı olmayan 1.7 milyar kişinin yüzde 56’sı kadınlar.
Yoksulların finansal erişiminin olması, kamu yardımlarının doğrudan aktarılması açısından da çok önemi var.
Yüksek gelirli ekonomilerde yetişkinlerin yüzde 43’ü devletten; ücret, emeklilik maaşı, sosyal yardım, işsizlik ödemesi, eğitim ya da sağlık transferleri gibi ödemeler alıyor. Bunun oranı gelişen ekonomilerde yetişkinlerin yarısı kadar.
Muhtemelen Facebook gibi dijital para çıkarma düşüncesine hızlı giriş yapanların aklındaki de bu; 2.4 milyar kişinin Facebook hesabı var, tamamının da muhtemelen cep telefonu var. Banka hesabı ile birleştiğinde, yoksul veya zengin çok büyük bir finansal kapsayıcılık, erişim sağlanıyor.
Dünya Bankası verilerine göre; küresel olarak yetişkinlerin yüzde 52’si (banka hesabı sahiplerinin yüzde 76’sı) bir yıl içinde en az 1 dijital ödeme aldıklarını beyan etmiş. Bu oran, yüksek gelirli ülkelerde yüzde 91, gelişen ülkelerde yüzde 44 olmuş.
Sadece 2014’den 2017’ye 6 yılda küresel oran yüzde 41’ten yüzde 52’lik orana çıkmış. Gelişen ülkelerdeki artış görece daha hızlı olmuş; yüzde 32’den yüzde 44’e. Bunun üssel olarak artacağını kestirmek zor değil.
Asıl can alıcı yeri burası; yüksek gelirli ülkelerde yetişkinlerin yüzde 51’i (banka hesabı olanların yüzde 55’i) son 1 yılda en az bir adet finansal işlemi cep telefonu ya da internet üzerinden gerçekleştirmiş.
Gelişen ülkelerde yetişkinlerin yüzde 19’u (banka hesabı olanların yüzde 30’u) son 1 yılda en az bir adet doğrudan ödemeyi cep telefonu ya da internet üzerinden gerçekleştirmiş.
Gümbür gümbür gelen bir finansal dijitalleşme var; her ne kadar nakit seven bir toplum olursanız olun, kuşaklarla dijital para kullanımının 5-10 yıl aralığında bir vadede patlayacağı çok açık.
Bugün hikayesi dijital paradır. İşte bu yüzden Carney gibi merkez bankacılar, bunu bugünden fırsata çevirmek için manevra alanı yaratıyorlar.
Yarın ülkelerin egemen dijital merkez bankası paraları, ertesi gün uluslararası ortak dijital bir para sistemi çok uzak değil.
Libra
Facebook 15 Temmuz 2019 günü “küresel dijital para” olarak Libra’yı ilan etti. 2020’de süreçleri başlayacak.
Blockchain tabanlı bir dijital para olacak Libra. Dayandığı varlık ise içindeki rezerv varlıklar olacak. Libra yaratıldıktan sonra, kullanıcılar satın alacakları Libra’nın karşılığı kadar kendi para cinslerinden ödeme yapacaklar. Libra yaratmanın tek yolu bu. Örneğin Avrupa’da yaşayan biri 1 Libra eşiti karşılığında Euro ödeyecek. İtibari paralar (“Fiat Money”, merkez bankalarının bastığı para) ödendikçe, Libra miktarı da büyüyecek. Yatırılan paralardan bir getiri elde edilemeyecek. Libra işletmecileri faiz ödemeyecekler.
Libra satın alanlardan toplanan ve merkez bankalarını ihraç ettiği ve bugün bizlerin kullandığı “itibari paralar”, düşük riskli varlıklara yatırılacak; mevduat, kısa vadeli devlet tahvilleri gibi.
Geleceği konuşurken, bazı şeylerde geride kalmanın bizlerde bırakacağı izler olacak; çünkü Libra, içinde bulunan rezerv paralar, “istikrarlı ve itibarlı merkez bankalarının bastığı para cinsleri” olarak tanımlanıyor. Bugünkü hali ile TL’nin Libra sepeti içinde yer alması olanaksız.
Aynı şekilde, yatırımların tutulacağı saklamacı kuruluşlar da, hem coğrafi olarak dağıtılmış olacak, hem de yatırım sınıfı kredi derecesine sahip olacaklar.
Libra, üç ana temele dayanıyor; birincisi güvenli, ölçekli ve güvenilir bir blokchain tabanı, ikincisi varlıklardan oluşan bir rezerve dayanıyor, değerini de bundan alıyor, üçüncüsü de İsviçre’de kurulacak bağımsız bir kuruluşça yönetişimi yapılacak. Bu kuruluşu (Libra Association) oluşturacak kesimlerin farklı coğrafyalardan, farklı ticari, akademik ve kar gütmeyen ya da çok taraflı kuruluşlar da olacak. Bugünden Visa ve Mastercard gibi kredi kartları kuruluşları, Pay Pal gibi dijital ödeme kuruluşları, Vodafone gibi iletişim kuruluşları, Uber ve Spotify gibi uygulamalar şimdiden katılmış durumdalar.
Libra açık bir sistem olacağından, geliştirmecilere açık bir yapı olacak.
İlan edildikten sonra asıl büyümenin ve katılımların olacağı çok açık.
2.4 milyar Facebook kullanıcısı hazır, milyarlarca cep telefonu ve banka hesabı “Voltran”ı oluşturacak.
Teknik tarafında eleştiri getiren, eksiklikleri ve potansiyel riskleri gösterenler var. Ancak, Libra’nın ya da bunun gibi ayağı bugünden yere basan potansiyel yeni oluşumlara “tetikleme” işlevinin yerine geldiğini düşünüyorum.
Britanya Merkez Bankası başkanı Mark Carney’i de heycanlandıran, arkasında rezerv varlıklar bulunan, çoklu ulusal paralardan oluşacak bir “dijital merkez bankası parasıyla” da beraber gidebilecek bir model bu tasarım para Libra.
Türkiye’de son gelişmeler ne?
Türkiye ekonomik zorlukların içinde bir yandan enflasyon, istikrarsız TL, “L” tipinde seyreden bir ekonomik durgunlukla baş etmeye çalışıyor olsa da, son yıllarda iki şey dikkat çekiyor; internet üzerinden yapılan kredi kartı harcamaları hızla büyüyor, temassız kartla yapılan harcamalar da.
İki grafik koyalım;
İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde yerli kartlarla yurtiçi ve yurtdışı harcamalar Temmuz 2019’da aylık 17 milyar TL’ye dayanmış durumda. Bunun bir önceki yıl başında kabaca 10 milyar TL olduğu hesaba katılırsa müthiş bir hızla büyüyor demek. Bu tutar toplam kredi kartı işlemlerinin yüzde 20’sini buluyor.
Temassız kartlarla yapılan ödemeler de öyle Temmuz 2019 itibariyle 1.5 milyar TL’ye yaklaşmış.
Evet o klişe ile bitirelim; “olaylar hızla gelişir”.
Uğur Gürses
Kaynaklar:
- The Growing Challenges for Monetary Policy in the current International Monetary and Financial System, Mark Carney, Governor of the Bank of England, Jackson Hole Symposium 23 August 2019
- Casting Light on Central Bank Digital Currency, Tommaso Mancini-Griffoli, Maria Soledad Martinez Peria, Itai Agur, Anil Ari, John Kiff, Adina Popescu and Celine Rochon with contributions from Fabio Comelli, Federico Grinberg, Ashraf Khan, and Kristel Poh, IMF 2018
- Fintech : The Experience So Far, IMF 2019
- Central bank digital currency and the future of monetary policy, Michael Bordo, Andrew Levin 23.9.2017
- Central bank digital currencies, BIS Committee on Payments and Market Infrastructures Markets Committee, BIS Mart 2018
- The Global Findex Database 2017, Measuring Financial Inclusion and the Fintech Revolution, World Bank
- Libra İzahnamesi, (White Paper)
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.12.2022
18.07.2022
18.02.2022
13.02.2022
29.01.2022
24.01.2022
17.01.2022
10.01.2022
4.01.2022
2.01.2022