Ümit KARDAŞ
- Asliye Ceza Mahkemesi’nin reddi hâkim talebinin kabulüne ilişkin kanuna ve usule uygun verilmiş bulunan 24/04/2015 tarihli kesin karar hukuk âleminde yerini almıştır. Bu karar kesin olduğundan bir başka merci tarafından denetlenmesi mümkün değildir. Bu karara karşı ancak CMK’nın 309. maddesinde düzenlenen ve olağanüstü kanun yolu olan “kanun yararına bozma” yoluna gidilebilir. Buna göre kararda hukuka aykırılık olduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, kararın Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılı olarak bildirir. Oysa İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği hiç yetkisi olmadığı, üstelik mahkeme olmayıp yetkileri belli konulara münhasır bir hâkimlik olduğu hâlde kanunu ve hukuku yok sayarak, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi’nin reddi hâkim taleplerinin kabulü kararının yok sayılmasına karar vermiştir. Böylece hukuk güvenliği herkes için kalkmış, anayasal teminatlar askıya alınmıştır. 10. Sulh Ceza hâkimi ve onu azmettirenler açısından bakımından cezai ve hukuki sorumluluk doğmuştur.
Bu arada hukuk tarihine bir çöküş ve ibret örneği olarak geçecek bir olay yaşanmış, iki hâkim, kararları nedeniyle tutuklanmıştır. Askerî darbeleri yapanlar dahi memnun olmadıkları kararları veren hâkimleri en fazla başka yere nakletmekle iktifa ederken, sivil bir iktidar işi hâkim tutuklamaya vardırmıştır. Buna ses çıkarmayanların bir daha hukuka ihtiyaçları olacağını sanmıyorum. Güç hukuku ayaklar altına almış, kör topal oluşmuş bir hukuk geleneğini ve şeklen olsa dahi var olan yargıyı da yerle bir etmiştir.
Biz yine hukuki bir önem arz eden ve hukuken geçerli olan mahkeme kararının gerekçelerine bakalım.
“–AİHM’nin özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 5. maddesinin 3. fıkrası hükmüne göre, hürriyetlerin en fazla kısıtlandığı bir tedbir olan tutuklamaya, yargısal bazı güvencelerle donatılmış bir ‘hakimin’ karar vermesi gerekmektedir.
–AİHM’nin Megyeri/ Almanya (12 Mayıs 1992 tarihli) ile Brannigan ve McBride/ Birleşik Krallık (26 Mayıs 1993 tarihli ) kararlarına göre, AİHM’nin 5. maddesi kapsamında bahsedilen ‘hakim’ veya ‘mahkemenin’ bazı özelliklere, yargısal güvence ve niteliklere sahip olması gerekmektedir. Bu özellikleri taşımayan makamların sözleşmenin 5. maddesi kapsamındaki hakim ya da mahkeme olarak kabulü mümkün değildir.
–AİHM’nin Brudnicka ve diğerleri/ Polonya kararına göre, bağımsızlığın olup olmadığının anlaşılması açısından özellikle yargılamayı yapan hakimin ya da mahkeme üyelerinin atanması usulü, görev süresi, dış etkilere karşı garantilerin olup olmadığı ve bu mahkeme ya da hakimin dışarıdan bakıldığında bağımsız görünüp görünmediği gibi hususlar da göz önüne alınmalıdır.
–Sayılan bu özellikler göz önüne alındığında: kişilerin hürriyetine ağır bir kısıtlama getiren tutuklama ya da tutuklamanın devamına, tahliye talebinin reddine karar verecek makam ile tahliye talebinin reddi durumunda itiraza bakacak olan mahkemenin; soruşturma makamları tarafından suç olduğu iddia edilen fiillerin işlenmesinden önce kanunla kurulmuş, tam bir tarafsızlık ve bağımsızlık içinde görev yapan bir makam olması gerekmektedir.
–Yukarıda Belirtilen Tüm Bu Yasal Düzenlemelerin ve İçtihatlar ışığında;
–Yürütme organlarının Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmadan önce ve sonra Sulh Ceza Hakimlikleri konusunda basına yansıyan söylemleri,
–Sulh Ceza Hakimliklerindeki sorgu aşamasında basına da yansıyan bir kısım iddialar,
–Sulh Ceza Hakimliklerine atanan hakimlerden bir kısmının görevi kabulden imtina etmeleri, tutuklama kararı vermeyen ya da tahliye karan veren Sulh Ceza Hakimlerinin yetkilerinin değişmesi.
–Sulh Ceza Hakimlikleri kurulduktan sonra çeşitli soruşturmalardaki kolluk operasyondan önce ve operasyon sırasında tutuklanacak kişilerin sosyal medya hesaplarından önceden ilan edilmesi.
–Tutukluluğun devamına ilişkin tüm hakimlerin benzer şablon kararlar vermesi, hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; şüpheliler müdafilerinin hakimlerin tarafsız olmadığı yönündeki iddialarının AİHM’ce çerçevesi çizilen objektif tarafsızlık kriterlerinden haklı sayılabilir yeterli somut nedenin bulunduğu, kanaatine varıldığı anlaşıldığından;”
Devam edeceğim.
www.umitkardas.com
twitter.com/umit_kardas
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
12.02.2025