Ümit KARDAŞ
Ulus-devletin ve ülke kavramının yapı taşı dışlamadır. İtalyan filozof Giorgio Agamben’e göre dışlama, çıplaklaştırılmış yaşam (vita nuda) ile hayat arasındaki sınırları belirler. Antik Yunan’da polisin, modern dönemde devletin dışında hayat yoktur.
Mağaralarda gazla öldürülenler, başlarına bomba yağdırılanlar, gözaltı merkezlerinde ya da ceza evlerinde işkencelere yatırılanlar, ölüm orucuna yatanlar, intihara sürüklenenler, bir korku filmi atmosferinde faili meçhul cinayetlere kurban gidenler.
Zorla kaybedilip cesetleri yok edilenler, gömülemeyenler, çileli bir bekleyiş içindeki anneler. Farklı etnik kimlikleri, inançları, dilleri, kültürleri nedeniyle baskı ve şiddete uğrayanlar.
Zorunlu göçe tabi tutulanlar, çaresizlikle kentlere göç eden yersiz, yurtsuz işsizler, askerlik yaparken deneyimsizlikleriyle ölüme koşanlar, masumiyetlerini kaybedenler, mayınlarda bedenlerini bırakanlar.
İş cinayetlerine kurban gidenler, madenlerde göz göre göre ölüme gönderilenler, açlık sınırında kümelenmiş insanlar.
Aynı ülke içinde, aynı topraklar üzerinde hayatı olan insanlarla, çırılçıplak hayatı olan insanlar.
Çırılçıplak bir hayata geçiş ise her an yaşanabilecek potansiyel bir durum.
İçerdekiler yani rejimin nimetlerinden ve imtiyazlarından yararlananlar ulusu oluştururlar, dışarıdakiler ise karşılaştırma ve ayrışma yoluyla ulusun oluşması ve içerdekilerin bu nimetlere ve ayrıcalıklara sahip olabilmesi için gerekli olan sınırı. (Antonis Liakos-Dünyayı Değiştirmek İsteyenler Ulusu Nasıl Tasavvur Ettiler?)
Dışlama bir istisna değil, düzenli bir uygulamadır. Dışlanması gerekenler çırılçıplak bir hayatın içinde tutulurlar. Hayat içerdekilerin devletin kendilerine sağladığı nimet ve imtiyazlarının bedelini ödememe üzerine kuruludur.
Sadece sayı olarak kayda geçen dışlanmışlar bize hayatın çırılçıplak hayatla olan sınırlarını da gösterirler. Agamben dışlananları tanımlarken citizen (yurttaş) ve deny (inkar) sözcüklerinin birleşiminden oluşan “denizen” kavramını kullanmakta.
Bu tasnife göre yurttaş kabul edilmeyenler, kimlikleriyle, inançlarıyla, dilleriyle, kültürleriyle ve emekleriyle inkar ve imha edilenler denizen”dir. Bugün dünyada ve ülkemizde bu tanıma giren ve sürekli artan bir insan kitlesi bulunmakta.
Cumhuriyet, siyasetçisi, asker-sivil bürokratı, yazarı, akademisyeni, gazetecisi ve yaratılan ekonomik sınıfı ve tek partisiyle çoğunluğu “denizen” halinde tuttu.
“Denizen”leri “citizen” yapma sözüyle iktidara gelen AKP de, verdiği sözün aksine kendi “citizen”lerini yarattı. Elde ettiği güçle sınırda birikmiş olanların hayata dahil olmalarını engelledi. Hayatın içinde kalmak için mücadele edenleri de hayatın dışına itti.
O halde çeşitli nedenlerle “denizen” olanların yani Kürtlerin, Alevilerin, kendini mağdur hisseden Müslümanların, Gayrimüslimlerin, Romanların, eşcinsellerin, emeği çıplaklaştırılmış insanların çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü bir demokrasi inşa edebilmek ve hayata dahil olabilmek için güçlerini birleştirip, aşağıdaki hedefler için mücadele etmeleri gerekmekte.
Dışlanmışların hayata dahil olmalarının birincil hedefi özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı, demokratik bir felsefeye dayalı yeni bir anayasa talebi olmalı.
Herhangi bir etnik kimlikten söz etmeyen, insanı ve yurttaşı hak ve özgürlükleriyle ön plana çıkaran, tüm dilleri ve kültürleri hukuki güvence altına alan bir anayasa.
Dengeleme ve frenleme temeline dayalı güçler ayrılığı ilkesini, hukukun üstünlüğünü temel alan, şeffaflığı, hesap verebilirliği ve demokratik denetimi öngören bir anayasa,
Merkezin yerelle paylaşacağı yetkileri açıkça gösteren, siyaset ve bürokrasi dahil hiçbir vesayet kurumuna yer vermeyen bir anayasa.
Farklı olanların bir arada özgürce, barış içinde ve hukuk güvenliği altında yaşayabilmelerini sağlayacak ilkeleri ve kurumları öngören bir anayasa.
1960 askeri darbesinden,1971 askeri müdahalesine, 1980 askeri darbesinden 28 Şubat 1997 postmodern darbesine, 27 Nisan 2007 e-muhtırasından 15 Temmuz 2016 askeri darbe teşebbüsüne kadar siyasal, toplumsal ve bireysel travmaları oluşturan trajik olaylar yaşandı.
Bu korkunç anıların toplumsal belleğe kaydedilmesini ve yüzleşme yapılmasını devlet iktidarı ve onun ideolojik aygıtları olarak görev yapan medya, siyasi partiler, yargı gibi kurumlar engelledi.
Hakikate ulaşamamak empati yapmanın yollarını tıkadı. Korku, öfke, intikam gibi şiddetli duyguları barındıran travmatik belleğin tedavisi hakikate ulaşmak ve onunla uzlaşmaktan geçmekte.
Güney Afrika’da ırkçı rejimin tasfiyesi sürecinde kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu önünde mağdurlar ve failler yaşadıklarını medya aracılığıyla kamuoyuna anlattılar, acılarını toplumla paylaştılar, failler de toplum önünde özür dilediler.
Böylece mağdurlar tanıklıklar üzerinden kendileriyle uzlaşırken toplumsal uzlaşmaya da yol açtılar. Dışlanmışların hayata dahil olabilecek yolu açmaları için bunu talep etmeleri gerekmekte.
Tarihte yaşanan travmatik olaylarla yüzleşmeden, yitirilenlerin yasını tutmadan, yapılanları eleştiriye tabi tutmadan ve toplumsal vicdanı uyandırmadan kalıcı bir barışı sağlamak ve gerçek bir demokrasiye doğru yol almak mümkün değil.
Mesele her kesimden çırılçıplak bir hayata mahkum edilen “denizen”lerin hayata nasıl dahil edilecekleri yani içerdekiler gibi nasıl “citizen” olacakları.
Oysa Cumhur İttifakını oluşturan siyasi aktörlerin yerel bir seçim öncesi kullandıkları ayrımcı, dışlayıcı, ötekileştirici, şiddeti meşrulaştırıcı nefret söylemleriyle sevginin, umudun ve biz olabilmenin yolunu kestikleri ortada.
Gerçeği kendi tekelinde gören güç illüzyonunun sevginin, uzlaşmanın ve kucaklayıcı olmanın gerçek gücü karşısında direnme imkanı bulunmamakta.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.05.2025
11.05.2025
24.04.2025
2.04.2025
28.03.2025
14.03.2025
8.03.2025
27.02.2025
20.02.2025
12.02.2025