Vahap COŞKUN
İttifakların partileri siyasetsizliğe mahkûm eden bir tarafı var. Her bir parti, ittifak içinde olduğu diğer partilerin hassas noktalarını gözetmek, birlikteliklerine zarar verecek meselelere girmekten kaçınmak durumunda kalır. Kritik konularda top dolaştırır, her yana çekilebilir elastiki cümleler kurar. Herkesin gönlünü hoş etmeye ya da en azından ittifak içindeki kimsenin gönlünü kırmamaya özen gösterir. Net bir tavır koymaktan imtina eder.
Eğer bir ittifak taban ve ideolojik açıdan birbirlerine yakın partilerden teşekkül ederse, bu siyasetsizlik hali daha fazla tolere edilebilir. Zira partiler birbirlerine benzer bir dil kullanmaktadır, toplum tasavvurları birbirine yakındır, tabanları arasında geçişler söz konusudur. Dolayısıyla ortak bir noktada durmak adına siyasi rengini belli etmemek her bir partiye daha az zarar verir.
Ancak eğer nispeten birbirinden uzak partilerden bir ittifak oluşursa, her bir partinin diğerinin kırmızı çizgilerine karşı daha dikkatli olması gerekir. Böyle ittifaklarda partiler sözlerini daha fazla yutarlar, beraberliğe halel gelmemesi için kendi politikalarından daha fazla taviz vermek ve daha fazla ortaya konuşmak zorunda kalırlar. Dolayısıyla benzemezlerin ittifakında siyasetsizlik daha derin işler, partilerin kendi tabanları temsil etme güçleri daha da azalır ve parti kimlikleri de daha fazla yıpranır.
Genetiği bozulmuş partiler
Aslında bütün partiler bunu farkındadır, ittifakların partilerinin genetiğini bozduğunu bilirler. Ancak iktidar olmak için % 50 + 1’e ihtiyaç duyulması, partileri ittifaka mecbur kılar. Hiçbir parti tek başına bu oranı elde edemeyeceği için geniş bir şemsiye oluşturmak ve elden geldiğince çok sayıda partiyi bu şemsiyenin altında toplamak bir mecburiyet halini alır. Partilerden biri bir ittifak kurar veya bir ittifaka dâhil olursa, kendini onun rakibi olarak gören diğer partilerin de bir ittifak inşa etmesi veya kendine ittifak içinde bir yer alması kaçınılmaz olur.
Binaenaleyh, İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’in, 26 Ağustos’ta yaptığı “Gelin tüm siyasi partiler hep birlikte ayrı ayrı seçimlere girelim. Her birimiz ayrı ayrı seçimlere girelim” çağrısının, siyasi bir karşılığı yoktur. İttifak, bugün Türkiye siyasetinin bir gerçeği ve bu gerçeği görmezden gelinerek siyaset yapılamaz. Nitekim MHP Genel Başkanı Devlet Başkanı “Akşener’in çağrısının bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur” ifadesiyle, mevcut şartlarda Akşener’in duasına neden âmin denilemeyeceğini, tartışmaya yer bırakmayacak bir sadelikte ortaya koydu.
Cumhur İttifakı’nın bütün bileşenlerinin 2024 yerel seçimlerine heves ve heyecan içinde hazırlanacaklarını ve ortak akıl içinde işbirliklerini sürdüreceklerini belirten Bahçeli “Seçime ayrı girmek isteyenin elini tutan da, önüne geçen de yoktur” sözleriyle, Akşener’e bir de rest çekti.
Ancak Akşener’in bu resti görecek bir eli yok. İYİP’in hâlihazırda ne bir il, ne de bir büyükşehir belediyesi var. Eğer seçimlere tek başına girerse, büyük bir ihtimalle tablo yine aynı olur; İYİP herhangi bir belediye kazanamaz. Akşener de bunu tabanına izah edemez.
Ehveni şer
Siyaset salt ideolojik kabulleri hayata geçirmek, soyut ilkelerin peşinden koşmak için yapılmaz. Siyasetin pragmatik ve pratik bir tarafı vardır. İnsanlar siyasetten gündelik hayatlarını daha da iyileştirecek, kolaylaştıracak somut kazanımlar da beklerler. İttifak, İYİP’e işte bu somut faydayı sağladı; hem Akşener’e hem de İYİP tabanına üzerinde hareket edebilecekleri geniş bir alan açtı.
Akşener, muhalefetin kazandığı belediyeleri kendi hanesine yazdı, her ne kadar CHP tabelası altında olsa da muhalefetin elindeki belediyeleri bir İYİP belediyesi olarak kamuoyuna sundu, özellikle Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına bir İYİP’li başkan gibi muamele etti. İYİP’li bürokratlar belediye kadrolarında istihdam edildi, İYİP’lilerin belediyelerdeki işleri daha rahat çözülür ve görülür oldu.
Tek başına seçime girmek, bütün bunlardan vazgeçmek anlamına gelir. Çünkü Türkiye’de siyasetin iki kutuplu yapısı devam ediyor; İYİP’in HDP gibi oy bakımından domine ettiği bir bölgesi de yok. Bu nedenle İYİP seçime kendi logosuyla girdiğinde ve sandıktan bir belediye çıkaramadığında, büyük bir hezimet yaşar. Akşener’in anlatacağı bir başarı öyküsü kalmaz, İYİP yerelde iktidar olmanın sağladığı avantajlardan ve belediyelerdeki imtiyazlardan mahrum kalır.
Akşener’in bunu partisine kabul ettirmesi çok güç, o da bunun farkında olduğundan her partinin seçimlere ayrı girmesi çağrısında bulunsa da, tamamen köprüleri atmadı. “Biz her yerde tek başımıza seçime girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz” dedi ama hemen arkasından partilerin mahallî işbirliğine gidebileceklerini belirtti. Herkesin gözünü diktiği İstanbul ve Ankara hakkında da günü geldiğinde karar verileceğini belirti. Velhasılı kelam, ittifaka kapıyı yine aralık bıraktı.
Akşener, bir açmazda; ya seçimlere kendi başına girip mutlak bir başarısızlığa uğrayacak ya da içine pek de sindiremediği bir ittifakın içine girecek. Muhtemelen başarısızlığın yıkıcılığıyla uğraşmak yerine gerçekte kırgın olduğu ve kurtulmak istediği ittifakı ehveni şer görecek. Doğrusu başka da bir şansı yok! Bugünlerdeki yüksek sesi belki olası ittifak pazarlığında elini yüksek tutmak için olabilir ama muhataplar da o elin artık o kadar güçlü olmadığını biliyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025