Yasemin ÇONGAR
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dün Türkiye’ye karşı, “tarihî” nitelikte ve “devrimci” sayılabilecek bir karar verdi. Kararın “tarihî” niteliği, Türk Ceza Kanunu’nun 301. Maddesi’ni fiilen “mahkûm”etmesinden kaynaklanıyor. Mahkeme, bu meşum maddenin —2008’de kozmetik operasyon geçirerek eriştiği güya “hafifletilmiş” haliyle bile— Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü güvenceye alan 10. Maddesi’nin ihlaline sebebiyet verdiğini hükme bağladı.
Kararın “devrimci” yönü ise, Strasbourg Mahkemesi’nin, ortada bir mahkeme kararı olmamasına rağmen kendisine yapılan başvuruyu kabul etmesinden ve başvuru sahibinin ihlal iddiasını da haklı bulmasından kaynaklanıyor. Mahkeme, bu kararı, 301. Madde kapsamında, iç hukuk yolları tüketilerek varılmış bir nihaî yargı hükmü, bir “mahkûmiyet” olduğu için almadı. Gerçekten sıradışı bir iş yaptı ve 301. Madde’nin bizatihî varlığıyla, ifade özgürlüğüne karşı bir tehdit unsuru olduğunu, bu özgürlüğü kullananlara yönelik bir taciz vesilesi oluşturduğunu kabul etti. Bu aslında, 301. Maddenin zehrini teyid eden bir karar. İşletilse de işletilmese de, davalara vesile olsa da olmasa da, bu madde yasada yerini koruduğu sürece, ifademizi zehirlemeye ve özgürce fikir beyan edip, yazıp çizmemizi engellemeye devam edecek. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, on yedi sayfalık kararında bu tehlikeyi kayda geçirmekle, Türkiye’de ifade özgürlüğü üzerindeki engellerin kalkmasını isteyen, bunun için mücadele eden herkese önemli bir destek vermiş oldu.
Bunun için, Işıl Karakaş başta olmak üzere mahkemenin yedi hâkimine ve tabii, öncelikle de, bu karara yol açan başvurunun sahibi tarihçi Taner Akçam’a teşekkür borçluyuz.
Akçam, Strasbourg’a 2007’de başvurduğunda, 2006 ekiminde AGOS gazetesinde yayımlanan bir yazısı aleyhine “Türklüğe” hakaret ettiği iddiasıyla yapılan suç duyurularını gündeme getirmişti. Türkiye’de bu suç duyurularını değerlendiren savcılık makamı, Akçam’ın görüşlerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi’nin koruması altında olduğu gerekçesiyle dava açmaktan vazgeçse bile, Akçam, Ermenilerin Osmanlı topraklarında soykırıma uğradığını teslim eden görüşleri ve konu hakkındaki kapsamlı akademik çalışmaları nedeniyle, 301. Madde çerçevesinde halen kovuşturma tehdidi altında olduğunu; aleyhindeki suç duyurularının bir taciz kampanyasına dönüştüğünü; basında kendisi hakkında “hain” ve “ajan” gibi karalamacı nitelendirmeler kullanıldığını; ayrıca hakaret ve ölüm tehdidi içeren nefret mesajları aldığını mahkemeye bildirdi.
Mahkeme dünkü kararında, “Ermeni meselesinde devletin makbul görmediği tarzda görüşler ifade edenler için kaydadeğer bir kovuşturma riski olduğunu” saptadı. Bu riskin, Akçam özelinde “gerçek bir tehdit” halini aldığını not etti. Bununla yetinmedi; 301. Madde kapsamında gelişigüzel ve adaletsiz bir kovuşturma süreci işletilmesine karşı Türk hükümetince alınan önlemlerin yetersiz olduğunu bildirdi. Mahkemeye göre, hâlihazırda 301. Madde’nin lafzı –Türk yargısınca yorumlandığı haliyle– haddinden fazla geniş ve bireylerin kendi eylemlerinin muhtemel sonuçlarını öngörmesine izin vermeyecek kadar da muğlak. Şu saptama kararda aynen yer alıyor:
“301. Madde, ifade özgürlüğünün kullanılması hakkına karşı devam eden bir tehdit oluşturmaktadır. Bu maddeye istinaden açılan soruşturma ve kovuşturmaların sayısından da açıkça görüldüğü üzere, hatır kırıcı, şok edici ya da rahatsız edici olarak algılanan herhangi bir fikir ya da beyan savcılarca kolaylıkla soruşturma konusu yapılabilmektedir. Esasen, 301. Madde’nin yargı tarafından suiistimalini önlemeye yönelik tedbirler kovuşturmadan muafiyet garantisi sağlamamıştır, çünkü siyasi iradedeki ya da hükümet politikasından herhangi bir değişiklik, Adalet Bakanlığı’nın yasayı yorumlama şeklini etkileyebilir ve gelişigüzel soruşturmaların yolunu açabilir.”
Hâsılı, Strasbourg Mahkemesi, 301. Madde’den dava açılmasını Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlayan 2008 düzenlemesinin de ifade özgürlüğünü güvenceye almaya yetmediğini, bu muğlak ve yoruma açık maddeden kimin, ne zaman, nasıl yargılanıp mahkûm edilebileceğini öngörmenin mümkün olmadığnı söylüyor. Ve devam ediyor:
“Bu öngörülemezlik ışığında, Mahkeme, Sayın Taner Akçam’ın ifade özgürlüğüne 10. Madde ihlal edilmek suretiyle müdahele edilmesine yasanın cevaz vermediği sonucuna varmıştır.”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesi mâlûm, şöyle başlar:
“Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dünkü kararıyla demiş oluyor ki, 301. Madde’nin yarattığı belirsizlik, bu temel özgürlüğün ihlalidir.
Son sözü, Taner Akçam’a bırakarak bitiriyorum:
“Kararı, Sayın Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e hediye ediyorum. Bu katil maddenin kardeşim Hrant Dink cinayetini işlemesi için, kendisi de elinden gelen moral desteği vermekte hiç geri durmamıştı. Şimdi bu katil maddenin değiştirilmesi için üstüne düşeni yapacağını ümit ediyorum. Bu, onun Hrant’a ve diğer tüm dava mağdurlarına borcudur.”
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012