Yasemin ÇONGAR
Onun son kuartetlerinden birini dinliyorum şimdi. İnsanın içine doğru kapılar açan bir müzik bu. Bilmediğim yollara çıkarıyor beni, uykuya yatırdığımı bile unuttuğum hevesleri kamaştırıyor.
Minnacık bedenlerimize nasıl sığıyor bu sonsuzluk duygusu, hiç anlamıyorum bazen. Hayat, bir ucundan dişlediğimiz şu küçücük diliminde bile ihtimallerin sınırsız olduğuna nasıl inandırıyor bizi?
Zifiri sessizlikten doğmuş bir müzik bu. Tam on yedi yıldır sağır olan bir adamın bestesi.
Ne haykırdığını işitmeksizin haykıran, her haykırdığında bütün sıçrama ve düşüşleriyle, zirveleri ve kuytularıyla hayatı yeni baştan kuran bir adam düşünün.
İçimizdeki sonsuzluğu bu sayede gözüne kestiriyor belki de, kimbilir.
Kulakları dünyaya büsbütün kapanmasaydı, ses artık sadece kendi içinden çekip çıkarabileceği bir şeye dönüşmemiş olsaydı, Beethoven son dönem bestelerinde bu denli derinlere inmeyecekti belki; zamandan bu denli azade bir müzik bırakmayacaktı bize.
Akreple yelkovana aldanmayanlar
Yaron Zilberman’ın Türkiye’de Son Konserolarak gösterilse de, asıl ismi A Late Quartet yani“Son Kuartetlerden Biri” olan filmi, ilk kuartetin ilk mısralarıyla açılır.
Buradaki “son kuartet,”1827’de elli yedi yaşındayken göçüp giden Ludwig von Beethoven’ın hayatının son iki yılında bestelediği altı kuartetten biri, tam adıyla, Opus 131, Do Diyez Minör Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’dür.
“İlk kuartetin ilk mısraları” dediğim ise, dev bir şairin kendi zirvesine tırmanırken attığı ilk adımlardı aslında.
1888’de Amerika’nın St. Louis şehrinde doğup 1965’te Londra’da kendine memleket olarak seçtiği Britanya’nın bir vatandaşı olarak ölen T.S. Eliot, başyapıtı saydığı, 1948’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasında büyük rol oynayan uzun şiiri Four Quartets’i (Dört Kuartet) oluşturan ve başlangıçta her biri ayrı kitap olarak basılan dört şiirinin ilkine bu mısralarla yürümüştü:
Şimdiki zaman ve geçmiş zaman
Belki ikisi de mevcuttur gelecek zamanda,
Ve gelecek zaman geçmiş zamanın içindedir.
Eğer bütün bir zaman mevcutsa ebediyen,
Geri alınamaz demektir bütün bir zaman.
Olabilecek olan şey bir soyutlamadır,
Sadece nazariyelerin âleminde
Sürekli bir ihtimal olarak kalan.
Olabilecek olan ve olmuş olan şey
Tek noktayı işaret eder, o da daima şimdiki zaman.
Zilberman’ın filminde, kariyerinin sonuna yaklaşan usta bir çellist genç öğrencilerine bu mısraları okuduktan sonra, “Beethoven’ın son kuartetleri hakkında Eliot böyle yazmıştı”der.
Dört Kuartet’i, Beethoven’ın son kuartetleriyle bağdaştıran başkaları da oldu geçmişte. Şairin kendisi ise, bestecinin artık işitmezken yazdığı müzikten yola çıktığını hiç söylememiştir.
Zamanın, daha doğrusu, yüzünü nihayetinde Tanrı’ya döndürmesine vesile olan bir zamansızlık arayışının şairiydi Eliot. Beethoven’ın müziğiyle de burada buluştuğunu sanıyorum.
Dört Kuartet’in son kitabında, bir başka bestecinin, Guillaume de Machault’nun on dördüncü asırda yazdığı “Ma Fin est Mon Commencement” adlı şarkısından ilhamla söylediği gibi,“Başlangıcımdadır sonum” ve “Sonumdadır başlangıcım” diyebilmekteydi iş.
Şair, her an, her yöne doğru ilerleyerek, her bir noktasına tekrar tekrar varabileceğimiz bir daire çizmesini istiyordu belki de hayatın. Daima şimdiki zaman olan bir varoluşun peşindeydi. Ya da, daha büyük ihtimalle, bunun sırrına erdiğine inanıyordu.
H.G. Wells, 1895’te The Time Machine (Zaman Makinesi) adlı romanında, böyle bir dairede sonsuz bir gezintiye pekala çıkabileceğimizin fantezisini kurmamış mıydı zaten?
O sırada sadece on altı yaşındaydı Albert Einstein ve Zürih’teki Politeknik’in giriş sınavlarında başarısızlığa uğramakla meşguldü. Altmış yıl sonra, 1955’te, bütün zihinsel üretimini akreple yelkovanın oyunundan öte bir şey olmadığına inandığı zamanın göreceliliği üzerine inşa ettiği bir ömrün sonuna yaklaşırken, karısını yitiren bir arkadaşını şu sözlerle avutacaktı:
“Bizim gibi fizik bilimine inanan insanlar, geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki ilişkinin inatla ısrar eden bir yanılsamadan ibaret olduğunu bilirler.”
Kurtuluşumuzun ölümsüz formülleri
Lise son sınıfta, saçlarını kısacık kestiren, incecik dudaklarına hayatla inatlaşırcasına her gün sürdüğü bordo ruj dışında renkten mahrum, epeyce ihtiyar ve epeyce huysuz bir kalkülüs hocamız vardı. Hiç gülmezdi.
Çok mutsuz ve çok zeki olduğunu düşünürdüm onun. Zeka, mutlu olmanın yolunu da keşfeder elbet diye düşünmezdim o zamanlar. Zekanın, mutluluğun bir kandırmaca olduğunu insana öğrettiğini sanırdım daha ziyade. Eh, on altı yaşında olmak da kolay bir şey değildi.
Çok mutsuz ve çok zeki hocamız tebessüm etti bir gün.
Çilli parmaklarıyla, her dokunuşta ayrı gıcırdayan yeşil tahtaya her zamankinden biraz daha uzun bir formül yazmıştı. Yıllar sonra üniversitede, ekonometrinin son sınavını da nihayet verdiğimi öğrendiğim günden itibaren artık bir daha asla görmeyeceğimden emin olduğum bütün o formüller gibi, o formülü de unutuvermişim. Hocanın tebessümü ve o tebessüme eşlik eden cümle aklımda oysa.
“İyi bakın,” demişti. “Şu anda baktığınız şey, saf müziktir aslında. Ölümlü bir ruhun ölümsüz bir formül üretebilmesi ne kadar güzel.”
Dindar değildi belli ve nasıl da emindi kendinden.
Minneapolis’te bir okuldu orası. Beni çok seven ve çok sevdikleri için de Hazreti İsa’yı“kurtarıcım” olarak kabul etmemi dileyen Amerikalı bir ailenin yanında yaşıyordum. Kurtuluşun tek yolu vardı zahir ve onlar o yolu bulmuşlardı bir kez.
Ölümün “son” değil, “başlangıç” olduğuna inanıyorlardı.
Bordo rujlu matematikçiyle anlaşamayacakları kesindi.
Apayrı yerlerden gelip aynı ebediyet inancında buluştuklarını ise, ancak belli belirsiz seziyordum ben. Kılavuzları, ister irrasyonel bir fonksiyonun nasıl alınacağı hepten belli integrali olsun, isterse bir havarinin kutsal şahitliği, zamandan azade bir yolda yürüyor gibiydiler.
O yola çıkamıyordum ben. Azdım, eksiktim sanki.
Kendi hakikatinden emin olanlar
Dâhiler, kendilerini başka insanlarla eşit sayarlar mı dersiniz? Gerçeğin bilgisine vâkıf bir insan demokrat olabilir mi?
“Tanrı, bazılarının kulağına fısıldar, benim kulağıma ise haykırıyor” diyen Beethoven, mesela, “Tanrı’nın lisanı” diye tarif ettiği bestelerini dinlemekle yetinen biz biçarelerle eşitlenmeye razı mıdır?
Ya gerçek bir âlim? Ya gerçek bir mümin?
Dinin ya da ilmin varoluşun sırrına doğru ilerlediğinden emin bir yolcusu, o yola çıkamayan cühelaya kendi eşiti gözüyle bakabilir mi?
Bir dindarın ya da bir matematikçinin demokratça davrandığına defalarca tanık olmuş olanlarımız için anlamını yitirmesi tecrübeyle sabittir bu sorunun; “Tabii, bakar; niye bakmasın” deyip geçeriz.
Ama cevabını o kadar kolay elevermeyen bir başka soru kafamda dönüp durur benim:
Nasıl?
Nasıl oluyor da, ilmin ya da dinin doğrularını “hakikat” sayan bir insan, o hakikate uzak olanlarımızla eşit olduğunu kabullenebiliyor? Kendi formüllerinin ölümsüzlüğünden emin bir dindar ya da bir matematikçi, demokratça davranmayı nasıl becerebiliyor?
Demokrat zihniyet, doğrularımızın tek değil çoğul, mutlak değil göreli ve hatta geçici olduğunu öngörmez mi zira? Bunu yaparken, insan aklının sınırlarını da sürekli hatırlatmaz mı bize?
Mutlakın varlığına ahdedenler, yanılma ihtimaline nasıl açarlar yüreklerini? “Bilenler” ya da“bildiğine inananlar,” son tahlilde, “bilinemezci” olan bir duruşu nasıl benimserler?
Saatlere güven tazeleme vaktidir
1955 New York doğumlu, Amerikalı teorik fizikçi Lee Smolin’in son kitabı, bu soruların çevresinde yeni turlar attırdı bana. Uzun ve iddialı bir adı var kitabın: Time Reborn: From the Crisis of Physics to the Future of the Universe (Yeniden Doğan Zaman: Fiziğin Krizinden Evrenin Geleceğine).
Smolin, Cincinnati’de liseden atılmasından on iki yıl kadar sonra, 1979’da, henüz yirmi dört yaşındayken Harvard’dan teorik fizik doktorasını almış ve kendi alanında çok tanınmış bir bilimci. Teorik fiziğin en önemli araştırma merkezlerinden birinin, Ontario, Kanada’daki Perimeter Institute’un kurucusu. “Halka Kuantum Yerçekimi” diye bilinen kuramın mucitleri arasında sayılıyor. Ve benim üzerine epeyce okumama rağmen hâlâ pek anlamadığım, dolayısıyla da anlatamayacağım bir biçimde, “Sicim Kuramı” ile “Halka Kuantum Yerçekimi”nin birbiriyle bağdaştırılabileceğini göstermeye çalışıyor.
Ancak Smolin’in fizik üzerine, özellikle de Leibniz’den yola çıkarak fizik kuramlarının tarihi, dolayısıyla gerçekliği algılama biçimlerimizin evrimi üzerine yazdıkları, benim gibi teorik fizik bilgisi kıt olanların da kavrayabileceği kadar sarih.
Aynı zamanda, bir asi Smolin.
Bir önceki kitabı The Trouble with Physics (Fiziğin Sıkıntısı), kitabın kapağının da hemen akla getirdiği üzere fizik biliminin yaygın yöntemlerini tersyüz etmek pahasına, fizikçilere “konsensüs yerine kavga” öneriyordu.Smolin’e göre, paradigmalardan yola çıkıp, bu paradigmalarda görüşbirliği sağlanarak ilerlemek yerine, birbirine rakip çalışmalar yürütülmesini, bu çalışmalarda çatışan sonuçlar elde edilmesini ve aynı konuda çoğulcu, hatta çelişik yaklaşımlarla ilerlenmesini özendiren bir fizik ortamına ihtiyaç var.
Yeni kitabı Time Reborn’da, bir bakıma, bu ihtiyacı karşılamak için kolları sıvamış Smolin. Kendi deyişiyle, fizik biliminin nicedir kapı dışarı ettiği bir şey olan “şimdi” kavramını yeniden içeri almaya çağırıyor meslektaşlarını. Bununla da yetinmeyip, “şimdi”yi fiziğin ve hatta bütün beşeri düşünce sisteminin ortasına yerleştirmemizi öneriyor.
Zamanı yeniden doğurma çağrısı bu. “Saatlere güven tazelemenin vakti geldi” diyor Smolin. Zamandan azadelik hissinin daima bir yanılsama, zamanın ise aslî olduğunu anlatıyor.
“Bildiğimiz ya da tecrübe ettiğimiz hiçbir şey, zamanın gerçekliği kadar tabiatın özüne yakın değildir” diyerek Einstein’a kafa tutuyor. Fiziği, değişmez matematiksel eşitliklerin sultasından kurtarmaya, vaktiyle Edmund Husserl’in “tabiatın matematizasyonu” dediği şeyden silkinmesini sağlamaya çalışıyor.
Bütün bunların, formüllerinden gayet emin matematikçilerle, kuramlarına âşık fizikçiler tarafından pek hoş karşılanmadığı kesin.
Öte yandan, Time Reborn’un “şimdi”ye yaptığı güzellemenin, demokrat zihniyeti kavramayı ve içselleştirmeyi kolaylaştıran bir yönü de var bence. Zamanın içinde yaşayabilmekle başlıyor zira iş. Ve bu, o kadar da kolay değil aslında.
Zamanın gerçekliğini, çocuğumuzun hızla küçülen giysileri ya da aynadaki yüzümüzün derinleşen çizgileriyle belki her gün farkediyoruz çoğumuz ama yine de aşkımızın “ebedi”olmasını dilemekten alıkoymuyoruz kendimizi. Teorik fizikten anlamışız anlamamışız, dindar ya da dinsizmişiz pek fark etmiyor; her şey gibi gerçeğin de geçici olduğunu söyleme cesaretini nedense pek bulamıyoruz içimizde.
Zamanın dışında ve zamanın içinde düşünmek
Newton’dan Einstein’a, sicim kuramcılarından kuantumculara kadar birbirlerine karşı teoriler geliştirmiş fizikçilerin ortak bir doğruları varsa eğer, o da evrenin bazı mutlak, zamansız kurallara göre işlediği konusunda görüşbirliği içinde olmaları. Time Reborn, işte asıl bu konsensüse çengel atıyor.
Şöyle düşünmemizi öneriyor mesela: Enerjinin, kütleyle ışık hızının karesinin çarpımına şu an için eşit olması, her zaman eşit olacağı anlamına gelmez. Matematikte, bir üçgenin iç açılarının toplamı daima 180 derecedir, ama tabiatın üçgenleri bu kurala hemen hiçbir zaman uymaz.
“Neye hayran olup neyi yüceltirsek – Tanrı, matematiğin doğruları, tabiat kanunları – ona zamanı aşan bir varoluş atfediyoruz” diyor Smolin.
Matematiğin, tabiatta aslında var olmayan rakamlarla, eğrilerle kurduğu formüllerin, metafizik bir aşkınlık fantezisini de içinde barındırdırmasını “tehlikeli” bulan Smolin’e göre, matematiğin aksine, her şart altında aynı kalan, idealize edilmiş davranış ve ilişkilerle değil, değişime açık – adı üstünde – “fiziksel” olgu ve tezahürlerle uğraşan fizik biliminin kendini bu metafizik tehlikeden koruması gerekiyor. Sunduğu seçenek basit: “Ya özü itibariyle matematikseldir dünya ya da zamanın içinde yaşar.”
İyi de matematikten boşanabilir mi fizik? Hem zamanın içinde yaşamak ne demek?
İster daha iyi bir ebeveyn, daha iyi bir eş veya daha iyi bir yurttaş olmak ya da bir toplumun optimal örgütlenmesi olsun meselemiz, bu konuda tarafımızdan keşfedilmeyi bekleyen değişmez bir doğrunun varlığına inandığımızda, zamanın dışına düşüyoruz. Mesela, iktisadın ya da siyasetin doğru teorisinin on dokuzuncu asırda yazıldığına inananlar, Smolin’e göre, zamanın dışında yaşıyorlar. Bir fikrin, o icat etmeden önce de varolduğunu varsayan bir bilimci de, keza, zamanın dışında düşünüyor.
Oysa işlerini, yeni keşfedilen fenomenleri tarif etmek için yeni fikirler ve onları ifade edecek yeni matematiksel yapılar geliştirmek diye anlayan bilimciler zamanın içindeler. Siyasetin amacını, toplum evrildikçe ortaya çıkan yeni sorunlara yeni çözümler getirmek olarak anlayan siyasetçiler de öyle.
Zamanın kısa tarihi ve “açık gelecek”
Tabiatın kanunlarının da zamanla değişebileceğini, fiziğin evrim geçirmeye açık bir bilim olması gerektiğini anlatırken Smolin’in işini kolaylaştıran şey, aslında yine bilimin kendi tarihi.
Öyle ya, pürüzsüz gibi görünen maddenin atomlardan, bölünmez gibi görünen atomun protonlardan, nötronlardan ve elektronlardan ve nihayet, son nokta gibi görünen protonlarla, nötronların kuarklardan oluştuğunu biliyoruz artık. Bu “artık” kelimesinin yerine “şimdilik”kelimesini koyduğumuzda ise, iş çözülüyor zaten.
Şu anda “doğru” görünen bu bilginin zaman içinde hem maddeye ilişkin beşeri algı geliştikçe ama hem de maddenin kendisi zamanla değiştikçe, aynı kalmayacağını teslim etmekle başlıyor iş.
Yarıçapı 46 milyar ışık yılı olan evrenimizin gidip göremediğimiz her bir köşesindeki ve bu evrenin ötesinde, varlığını gözlemlemeyi bile henüz beceremediğimiz muhtemel evrenlerdeki farklı şartların nasıl farklı bir madde yapısına imkan verebileceği konusuna girmiyorum bile.Smolin’in, hayatı mümkün kılan bir evrende yaşamamızı, “kozmolojik doğal seleksiyon”dediği bir nevi fiziksel evrim teorisiyle açıkladığını da not etmekle yetineceğim.
Time Reborn, Newton’ın zamandan azade kıldığı kanunları gibi, Laplace’ın evrenin şimdiki halini, “geçmişinin sonucu ve geleceğinin sebebi” gibi görmesine de itiraz eden bir kitap.Wells’in zaman makinesini de, Einstein’ın hıza ve konuma göre uzayda farklı zaman dilimleri olduğunu göstermekle böyle bir makineyi muhtemel kılmasını da, zamanı “esas,” uzayı“sonuç” sayan bir yaklaşımla, yüzünü bir yanıyla yine Leibniz’e dönerek reddediyor Smolin. Bir bakıma, fizik biliminin gelişimini anlatırken, “zaman” konusundaki fikirlerimizin kısa tarihini de, bilimsel terminolojiye biraz ilgisi olan herkesin takip edebileceği bir üslupla sunuyor bize.
Time Reborn’un iddiası ve etkisi bununla sınırlı değil ama.Smolin’in çabası, 1947 doğumlu Brezilyalı filozof Roberto Mangabeira Unger’in devletin, piyasanın ve toplumun demokratik örgütlenmesi üzerine“deneylere ve revizyona tabi”bir düzen arayışıyla örtüşüyor. Kitabın birkaç yerinde Unger’le ortak çalışmalarına atıf yapıyor yazar; fizik gibi, demokrasinin de zaman içinde değişimi esas alan, bunun getirdiği çoğulculuğu teşvik eden bir “açık gelecek”tasavvuruyla ilerleyebileceğine inanıyor.
Smolin’i okurken, matematiğin “saf müzik” hali olan formülün ölümsüzlüğüne inanan huysuz hocamın, çoğulculuğa kapıyı kapatıp kapatmadığını epey düşündüm ben. Hazreti İsa’nın “kurtarıcı” olduğuna samimiyetle inanan bir ailenin, bu inancın da bir tarihi, dolayısıyla bir başlangıcı, bir evrimi olduğunu hatırlaması, zaman içinde yeni dönüşümler geçireceğini kabul etmesi, dolayısıyla şu anda “kalıcı ve tek doğru” görünen şeyin geçiciliğine küçücük de olsa bir kapı aralaması kolay mı diye sordum kendime.
Politik bakışımızın, dinsel inancımızın, kimliğimizin, varoluşumuza ilişkin ilahi ya da fiziksel açıklamalarımızın “zamanımıza özgü” olduğunu söyleyebilmek hangimiz için, ne kadar mümkün?
Zor belki. Ama Smolin, “zaman içinde” düşünmenin, demokrat zihniyete giden yolda ne kadar büyük bir adım olduğunu da hatırlatıyor insana.
Peki ya, bir ezgide, bir mısrada yakaladığımız mükemmeliyet? Beethoven’ın son kuartetlerini dinlerken içimde kabaran sonsuzluk duygusu?
Bu duyguyu seviyorum ben. Smolin’e rağmen, sevmeye de devam edeceğim sanırım.
En azından, “şimdilik.”
---------------
* Four Quartets’i T.S. Eliot’ın kendi sesinden dinlemek için:
http://www.youtube.com/watch?v=Ga8tQrG4ZSw
** Lee Smolin’in Time Reborn’daki yaklaşımını anlattığı panel tartışmasını dinlemek için:
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012