Yasemin ÇONGAR
Almanya’da aklı başında, vicdanı yerinde herkes bir süredir aynı şeyi soruyor: “Bu ülkede legal terörizm mi var?” Sorunun meali belli: Alman devleti, aşırı sağ örgütlerin sivillere yönelik şiddet eylemlerine bilerek mi göz yumdu? Son bir ay içinde ortaya dökülen gerçeklere bakarsanız, bu soruya“olumsuz” yanıt vermek pek mümkün değil.
Alman polisinin, faillerin Türkiyeli olduğuna ilişkin önyargısını ele verircesine “Boğaziçi Operasyonu” adıyla yürüttüğü ve kurbanların ailelerine “Öldürülen yakınınız muhtemelen mafya ya da uyuşturucu bağlantısı nedeniyle hedef seçildi” türünden hiçbir somut bulguya dayanmayan açıklamalar yapmaktan utanmadığı seri cinayetlerin, neo-Nazilerin marifeti olduğu ortaya çıktı.
2000-2007 arasında sekizi Türkiye, biri Yunanistan kökenli dokuz kişiyi öldüren çeteye mensup iki kişinin 4 kasım günü intihar etmesi, üçüncü kişinin de teslim olmasıyla deşifre olan tek gerçek ise, Nazi dedelerinin izindeki üçüncü kuşak ırkçıların günümüz Almanyasında ellerini kollarını sallayarak uygulayabildiği vahşetin boyutu değil. Bu vahşetin, Almanya’nın resmî görev tarifi bile hayli mide bulandırıcı olan Bundesamt für Verfassungsschutz (BfV) adlı kuruluşunun gözü önünde, yani doğrudan bilgisi, hatta muhtemel himayesi dahilinde gerçekleştiğine ilişkin ciddi ipuçları da elde edildi.
Avrupalı demokratlar, son günlerde avronun yerlerde sürünmesinden başka bir şeyle pek ilgilenemiyorlar ve borç krizinden kurtulmak için topluca “Kurtar bizi Angela” duasına çıkmış oldukları için de, Berlin’deki federal hükümeti “Karanlık dehlizlerinizde daha neler var” diye sıkıştıramıyorlar. Ama Alman makamlarının “Döner cinayetleri” diye sıradanlaştırmaya çalıştığı ırkçı cinayetlerde BfV’nin parmak izlerine rastlandı bir kez. Gerisi, er ya da geç ama mutlaka gelecektir.
BfV (Türkçe açılımıyla “Anayasa’yı Korumak İçin Federal Teşkilat”) kuruluş yasası itibariyle, Almanya’da demokratik düzeni tehdit edebilecek oluşumlara karşı bir istihbarat ve kontr-sabotaj örgütü olarak çalışıyor. Ancak BfV’nin özellikle göçmenlere yönelik bir “fişleme” merkezi olduğu da, Almanya’yı biraz bilen herkesin malumudur.
Şimdi, BfV’nin Thüringen eyaletindeki bürosunun, göçmenleri hedef alan seri cinayetlerden sorumlu neo-Nazilere pasaport ve kimlik belgesi verdiği, BfV’nin Hessen eyalet bürosu ajanlarının ise dokuz cinayetten altısında mahalde bizzat hazır bulundukları gibi, vahameti azımsanamayacak bilgiler kamuoyuna yansımış durumda. Velhasıl, battı batacak görünen Commerzbank’ını ayakta tutmaya çalışan Almanya’nın, günyüzüne çıktı çıkacak izlenimi vermeye başlayan “derin devleti” ile hesaplaşmak zorunda kalacağı dönem yakındır. Bunu buraya yazalım.
Hâl böyleyken, sırf “Dişlerimi yaptırıp hemen döneceğim” diyerek sırra kadem bastığından değil, Poyrazköy’deki arazisinin ordunun gayrınizami mühimmat deposuna çevrilmiş olmasından tutun da, gözaltına alınacağı haberini devlet katında hâlâ fevkalade muteber olduğu izlenimi yaratan gölgeli MİT’çi Özel Yılmaz’dan almasına kadar çeşitli marifetleriyle, kendisine Ergenekon sanıkları arasında gayet “mümtaz” bir yer edinen Bedrettin Dalan’ın yaptığı “Bana bişeycikler olmaz, Almanya’nın kanatları altındayım” açıklaması apayrı bir mana kazanıyor.
Adalet Bakanlığı dün Dalan için resmen iade talebinde bulunduklarını, ancak Almanya’nın “hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenmesi” nedeniyle bu talebi reddettiğini açıkladı. Ankara büromuzun haberine göre, şimdi Adalet, İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları Dalan’ın iadesini yeniden talep etmek için silbaştan bir dosya hazırlıyorlarmış. Şurası kesin; Şansölye Merkel ve liderliğindeki sağ hükümet bugüne kadar Türkiye’den de, Türklerden de, AK Parti hükümetinden de hazzetmediğini ortaya koymak için pek fırsat kaçırmadı. Şimdi Dalan’ın iadesine direnen Berlin, bunun hukuki dayanakları ne olursa olsun, siyasi manasının, Türkiye’de halen süren ve asıl hedefi Ergenekon’un çelik çekirdeğine erişip, o çekirdeği devletin içinden söküp atmak olan mücadelenin engellenmesi olduğunu kavramalı. Böyle bir engelleme girişimi, ister istemez akla, “Tiefer Staat in Deutschland” yani Almanya’daki derin devlet meselesini getiriyor. Dalan’ı Türkiye’deki hukuk sürecinden kaçırmaya ortaklık etmek, Ergenekon soruşturmasının önüne duvar çekmek demektir. Her duvar gibi o duvar da er geç yıkılır. Ve yıkıldığında bir de bakmışsınız, o duvarın altında kalanları BfV bile koruyamamış! İtalya’daki Gladio davasının anahtar sanıklarından Licio Gelli’nin dillere destan firar ve iade hikayesinin Berlin’de iyi bilindiğinden eminim. Ben de bir başka sefere yazarım artık…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012