Yıldıray OĞUR
Korkulu gözlerle bakan adamın adı Mahmut İlhan.
Köyünden zorla çıkarılıp Silopi’ye sürülmüş bir aileden. 1988 yılında kardeşiyle birlikte tutuklanıp PKK’lıların yerlerini göstermeleri için Cudi Dağı’ndaki bir operasyona götürülmüş. “Şu mağaraya bir bakayım” diyerek kaçmış askerlerin elinden. Kardeşinin önünde arkadan taranmış, ama kurtulup PKK’ya katılmış.
Geride bıraktığı karısı, çocuğu ve ailesi sağ olduğunu haberlerini almışlar.1994 yılına kadar. Önce haberler kesilmiş. Sonra da bir çatışmada öldüğü haberi gelmiş.
Cenazesi hiç gelmemiş ama ümitler kesilmiş...
Ta ki 2006 yılında Sky Türk’te yayınlanan Serdar Akinan’ın Kan Uykusu belgeselinde onu görene kadar.
2000’lerdeki milliyetçi tırmanışın katarsis anlarından biri olan o belgeselden bize nefretle doldurulmuş gençlerle birlikte miras kalan Osman Pamukoğlu, kuvvetleriyle iktidara yürümekten daha yeni vazgeçti. Erdal Sarızeybek ve buğulu mavi gözleri ise öfke patlaması anlarında başvurulmak üzere hâlâ televizyonların konuk odalarında bekletiliyor...
“Bayrağımız ordaydı... Devlet yoktu. Bir kurmay albay görevi kabul etti. Binlerce Mehmetçikle destan yazdı” diye Hollywoodvari bir girişle açılan bu ilk Türk Vietnam filmi tadındaki belgeselde anlatılan “destan”, Pamukoğlu’nun “Askerime leş toplatmam” sözleriyle manşetlere çıktığı 1993’teki Hakkâri operasyonu.
Belgeselin ortasında bir yerinde asker kamerasının çektiği bir PKK’lının yakalanışı görüntüsü “İlk kez yayınlanan görüntüler” altyazısıyla giriyor.
Hakkâri İkiyaka dağlarında 1993 ağustosunda bir akşamüstü. Kamera saatine göre saat 17:00-18:00 suları.
Arazi taraması sırasında bir kovukta elinden yaralı olarak bulunan PKK’lı korku içinde etrafına toplanmış askerlere bakıyor.
Bir asker su veriyor PKK’lıya, bir sıhhiyeci elindeki yarayı sarıyor. Kameranın kayda geçiş nedeni anlaşılıyor böylece. Bu videonun bu propaganda kasetine özenle yerleştiriliş nedeni de.
Merhamet taklidi yapan otoriter bir ses “Niye öldüreyim, yazık günah sana” diyor.
O sesin sahibi olan, timin komutanı Binbaşı Serhat Karadeniz’i az sonra belgeseldeki bayraklı fonun önünde dinliyoruz:
“O kadar inandırılmıştı ki kesinlikle ve kesinlikle kendisini öldüreceğimizi beynine yerleştirmiş örgüt bunun. Kendisini teselli edip iyi bakacağımı söylememize rağmen çok güzel de ikna edilmiş. Kendisinin takım komutanı olduğunu itiraf etti, nereli olduğunu söyledi ama grup hakkında bilgi vermemekte direndi.”
Ordumuzun kahrının nasıl şedit olduğunu saatlerce anlatan belgeselin, uzun uzun dakikaları yaralı bir PKK’lıyı tedavi eden asker görüntüleriyle lütfunun da ne kadar karşılıksız olduğuna ayrılıyor. Diyaloglar, yaralı eli pansuman görüntüleri herşey kurmaca.
Görüntüler Pamukoğlu ile siyasete de giren emekli binbaşının “Biz bunun tedavisini yaptık doktorlar tarafından daha ileri sorgu için tugaya gönderdik” sözleriyle bitiyor.
O PKK’lı, evet, 12 yıldır öldü bilinen Mahmut İlhan. Komutanın lafı biraz yuvarlayarak söylediği o cümlecik, İlhan ailesi için bir ümit vesilesi oluyor. Acaba hafif yarası tedavi edilmiş ve ifadesi alınıp tutuklanmış olabilir miydi? Peki, nerdeydi ve niye bugüne kadar tek bir haber bile alamamışlardı ondan.
Aile belgesel üzerine bütün kapıları çalıyor. Her yere bakılıyor, soruluyor. Mahmut İlhan adına hiçbir yerde rastlanamıyor. Son olarak 2010 yılında BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata İçişleri Bakanı’na bir soru önergesiyle soruyor İlhan’ın ve yine 1994 yılında son olarak Ertürk Yöntem’in TRT’deki programında göründükten sonra haber alınmayan PKK’lı İbrahim Yüce’nin akıbetini. Cevap iki ay sonra geliyor. Bakan Atalay imzalı yazılı cevapta “İbrahim Yüce ve Mahmut İlhan hakkında kayıtlarda herhangi bir bilgi ve belge yok” deniyor.
Mahmut İlhan’ın akıbeti hakkındaki son bilgiler Murat Karayılan’ın Bir Savaşın Anatomisi kitabında yer aldı. “Bize gelen bilgilere göre” diyen Karayılan, İlhan’ın o videonun çekilmesinden bir saat sonra öldürüldüğünü anlatıyor.
1994’te programa çıkardığı PKK’lıdan hâlâ haber alınamayan Ertürk Yöntem son olarak geçen ay Ankara’daki Gazetecilere Özgürlük yürüyüşünde en önde görüldü.
Mahmut İlhan’ın son görüntülerinin propaganda için yayınlandığı Kan Uykusu’nu yapan Serdar Akinan ise Kandil’de Karayılan’la Kürt sorununu müzakere edip, PKK içinde “Ergenekon’da görüş ayrılığı yok” mesajlarını ovaya indirirken, köşesinden ve twitter’ından “Kürt halkının demokratik özerklik taleplerini anlamalıyız” çağrıları yaparken, Kürt haklarının son yılmaz savunucusu yakın arkadaşı Nuray Mert’e destek çıkarken...
30 yıldır bu savaş neden bitmiyor ki zannediyorsunuz?
Kendi inisiyatifiyle...
Oya Eronat linç ediliyor günlerdir. Hatip Dicle’nin YSK’ya takılan mazbatasını hemen almaya giden AKP’nin Diyarbakır altıncı sıra adayı. Benim içinse 3 Ocak 2008’de dershane saldırısında üniversiteye hazırlanan 17 yaşındaki tek oğlu Eren’i kaybeden bir Kürt anne o. Evet öfkeli. Belki bu yüzden siyaset dehlizine hiç sokulmamalıydı. O saldırı için HPG sitesinde önce “Ölen gençlerin ailelerinin TC devletinin kirli politikalarına alet olmamaları gerekiyor”, “Kürdistan’ın başkentinde kendine sefa sürenlere insani tepki gösterildi” yazıları çıktı. Tepkiler büyüyünce de “Eylem, güçlerimize bağlı bir birimin kendi inisiyatifi ile gerçekleştirilmiş olma ihtimali mevcuttur” gibi bir açıklama. Bir musluk tamirinde iki fayans kırılmış gibi... Oya Hanım’ın acısını o mazbata gidermez ama belki ona karşı daha saygılı bir dil helalleşmek için bir başlangıç olur...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025