Yıldıray OĞUR
25 Haziran 1980 günü MHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı emekli binbaşı Ali Rıza Altınok’un kapısını kiralık evlerini gezmek isteyen biri kadın dört kişi çaldı. Altınok’un eşi Fahriye Altınok, onlara kiralık evi gezdirdi. Sonra da konuşmak ve yemek ikram etmek üzere dört kişiyi evine çağırdı. Yemekler yendi. Sonra silahlar çıkarıldı. Salona dizilen ailenin üzerine kurşunlar yağdırıldı. Kurşunlarla Ali Rıza Altınok, eşi Fahriye Altınok’la birlikte 16 yaşındaki kızları Nilgün Altınok can verdi.
Evin duvarına “Faşist yuvalarını dağıttık” yazan Marksist-Leninist Silahlı Propaganda Birliği üyesi dört kişi kaçtı. Kadın katillerden biri hapiste şiir kitabı yazdı, şiirleri bestelendi. Cezaevinde bir görüş günü çekilen fotosu Hürriyet’in birinci sayfasında “Annesine hasret” diye basıldı. 1991 affıyla da cezaevinden çıktı.
17 Mart 1978 günü gece 22:00’de moloz dökmek için İçerenköy yakınlarında taşocağına giden kamyon şoförü, köpeklerin çalıların arasındaki bir şeyi eşelediğini gördü. Yaklaştı. Manzarayı görür görmez hemen karakola haber verdi. Çevreyi arayan polis beş genç adamın cesedini buldu. Bu arada yakınlardaki gecekondulardan, arama yapan polisin üzerine ateş açıldı.
Kurşunla öldürülmüş insanlara ait cesetlerin bir kısmında darp ve işkence izleri vardı. Biri gözünden vurulmuştu.
Cesetler geçim sıkıntısı yüzünden daha yeni Giresun Görele’den İstanbul’a göç eden ve Otosan fabrikasında çalışmaya başlayan beş arkadaşa aitti. 23 yaşındaki Sinan Koca’nın biri 10 günlük üç çocuğu vardı. 29 yaşındaki ağabeyi Cevat Koca’nın bir, 29 yaşındaki Bahri Bilgin’in yedi, 27 yaşındaki Ömer Bayraktar’ın dört ve Salih Ulu’nun bir çocuğu...
Beş arkadaş kiradan kurtulmak ve Görele’deki ailelerini yanlarına getirmek için birer gecekondu yapmaya karar vermişlerdi. Gecekondu için seçtikleri yer devrimcilerin kurtarılmış bölgesi olan 1 Mayıs Mahallesi’ydi. Ülkücü olan beş işçi, Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu MİSK’e üyeydi. Gecekonduları yaptılar ama başları devrimcilerle belaya girdi. Bir gün kahveye çağrıldılar. Sonradan bunun TİKKO’nun Halk Mahkemesi olduğunu öğrendiler. Suçlu bulundular. İnfazlarına karar verildi. Elleri arkadan bağlanıp, İçerenköy yakınlarındaki taşocağına götürüldüler... Katliamı yapan militanlar 1991 affıyla çıktı.
1979 yılının 18 Eylülünü 19 Eylüle bağlayan gecesi Adana Yapı Meslek Lisesi’nde görevli yedi öğretmen ve bir müstahdem kaldıkları bekârlar lojmanında televizyonda Oyun Bitti filmini izlemeye hazırlanıyorlardı. O sırada içeriye yüzü maskeli ellerine uzun namlulu silahlar olan iki kişi girdi. Yere yatın diye bağırdı ve taramaya başladı. Ahmet Güleç, Davut Korkmaz,Müslüm Teke, Yılmaz Kızılay, Mustafa Karaca ve Özcan Doruk adlı altı genç öğretmen kurşunlarla hayatını kaybetti. Aynı anda yakınlardaki beş bankaya da saldıran militanlar bir de bombalı pankart asmışlardı: Akıtılan kanlar yerde kalmayacak. Korkmayın, artık biz varız.THKP-C.
Hamit Fendoğlu Malatya’nın CHP’li olmayan ilk belediye başkanıydı. Yassıada'da yargılanmış, Meclis’te Çetin Altan’ın kulağını ısırmış, sert ve haşin tavırları yüzünden adı meşhur eşkıya Hamido’ya çıkmış, sıkı bir milliyetçiydi. 17 Nisan 1978 günü Ankara’dan gelen bombalı paketi açtı, yanında heyecanla paketten çikolata çıkmasını bekleyen iki torunu ve odada olan geliniyle birlikte hayatını kaybetti. Türkiye’nin ilk bombalı suikastının faili hâlâ meçhul. En son paralel savcılar Zirve davasından derin devlete bağlamakla meşguldü...
Dursun Önkuzu. Tokat Zile’den Ankara’ya okumaya gelmişti. Ülkücüydü. Ankara Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’na devam ediyordu. Okul devrimci öğrenciler tarafından işgal edilmişti. Memleketinden dönen Önkuzu, bilmeden okula gidince yakalanmıştı. Devrim Mahkemesi’nde yargılandı. Üç gün işkence gördü. Bisiklet pompasıyla ciğerine hava basıldığı dahi iddia edildi. Okulun üçüncü katından aşağıya atıldı. Kaldırıldığı hastanede öldü.
Ahmet Sarpkaya, 18 yaşındaydı. İskenderun’da oturduğu mahalleyi Kurban Bayramı’nın son günü solcular basmıştı. Ülkücü arkadaşlarına haber vermek için girdiği bir evden çıkarken vuruldu. Sarpkaya, sağır ve dilsizdi.
Alaaddin Gündüz Uşaklı bir dokuma işçisiydi. Ülkücüydü. Doğum için hastaneye kaldırılan karısının yanına giderken 27 kurşunla öldürüldü.
18 Yaşındaki Erdal Çor, Antalya’da hamallık yapıyordu. Ülkücüydü. Antalya Lisesi’nin önünden geçerken çıkan kavgada demir çubuklarla dövülerek öldürüldü.
Feridun Baş, 30 yaşında Samsunlu Ülkü-Bir üyesi bir lise öğretmeniydi. Bir ağaca bağlanarak işkence edilerek öldürülmüş olarak bulundu.
Figen Çöktü, 20 yaşındaydı. Solcu öğrencilerin baskıları yüzünden liseyi bırakmış, Çukurovabirlik’te çalışmaya başlamıştı. Biri amcasının oğlu olan iki devrimci tarafından öldürüldü.
Kilisli Alaaddin Güvenler 17 yaşındaydı, Küçükesat’ta oturan Alican Karaosmanoğlu da, Etlik’te oturan Emin Emekli 20, Siteler’de oturan Mustafa Türköne de sadece 21 yaşındaydı…
1980’den önce Türkiye’deki iç savaşta hayatını kaybetmiş 1500’den fazla ülkücüden bir kaçının hikayeleri ve adları bunlar…
Adlarını ilk kez duymuş olmanız normal. Çünkü o yılları sadece çatışmanın sol tarafından dinledik. Romanları onlar yazdı, filmleri onlar çekti, dizileri onlar yaptı, reklamcı, televizyoncu, gazeteci olarak hikayeleri hep onlar anlattı. Sivil toplumcu olarak davaları onlar takip etti… Ülkücüler kötü marşlar, berbat romanlar, az satan gazetelerle hikayelerini anlatmayı beceremedi, bilinen hikayelerin üstü de komplo teorileriyle kapatıldı.
Herkesin idealleri için yeterince ve eşit miktarda silahlı, katil, gaddar olduğu o yıllardan geriye faşist, katil, gladyo ülkücülerin karşısında insanlık için mücadele eden devrimciler masalı kaldı o yüzden.
Ülkücüler katil, faşist oldu, devrim için vurmak/vurulmak itibar sebebi. Hatta İsrail Büyükelçisi’ni bir evde infaz edip, üç İngiliz işçiyi öldürüp, 14 yaşındaki bir kızı rehin almaktan ibaret bir hikayeden devrimci kahraman ağabey pozisyonu, hatta milletvekilliği bile çıktı.
Bırakın ülkücüleri kendi devrimci yoldaşlarının başına gelenlerle bile dürüstçe ilgilenmediler.
1 Mayıs 1977’deki katliamla ilgili 35 yıl sonra bile dürüstçe konuşamayan, hakikati ucuz komplo teorileriyle kapatan, hepsi silahlı birbirine düşman grupların, çoğunluğun izdihamla öldüğü bir mitingde yaşananların asla sorumlusu olamayacağına inanmış çocuksu tavırlar, trajik savunmalar işittik.
O yüzden Aytekin Yılmaz’ın Yoldaşını Öldürmek kitabında anlattıklarıyla, 17 yaşında cezaevinde anne çığlıkları atarken boğularak öldürülen Şimel Aydın’ın hikayesi kimseyi ürkütmedi. Aliza Marcus’un Kan ve İnanç'ta anlattığı 15 yaşında dağa çıkmış, yakalanmış, “Şehirde tanıdığı insanlara rastladığında kendisine dondurma almalarını isteyecek kadar genç ve toy bir kız”ın itirafçı olduğu için İstanbul’da bir ormanda bulunan cesedinin peşinden de kimse gitmedi. Hiçbir duyarlı avukat o davalara bakmadı, onlar için hiçbir sivil toplum örgütü harekete geçmedi, fotoğrafları eylemlerde taşınmadı.
Die Zeit’in “geçmişte yaptığınız ama şimdi pişmanlık duyduğunuz ne var'' sorusuna “Köy korucularına karşı tutumumuz” cevabını veren Cemil Bayık’ın cevabı da o yüzden hiç ses çıkarmadı. Bir Savaşın Anatomisi adlı kitabında bu tutumu daha açıkça eleştirerek yazan Karayılan’ın bahsettiği PKK’nın 80’lerdeki köy baskınlarında öldürülen bebeklerin, çocukların kadınların, sivillerin adından hâlâ silahlı mücadeleyi şimdi bırakmanın rasyonalitesi, AKP’ye faydaları, statüye zararları üzerine süregiden tartışmalarda hiç bahis yok. Sadece devletin işlediği cinayetler, katliamlarla ilgilenenler o yüzden savaşın, silahın, şiddetin kötülüğü hakkında ahlaki ve politik bir pozisyon alamıyor.
Bu kadar kötü bir sicil ortadayken bir de geçen hafta çıkıp bütün halkı potansiyel katil, tecavüzcü ilan etmeye kalktılar.
Şiddete göbeğinden bağlı, geçmişi gözünün yaşına bakmadan adam öldürmüş faşist, otoriter örgütlerde geçmiş, bununla da adam akıllı hiç yüzleşmemiş, devlete değil topluma bunun hesabını hiç vermemiş, kendisine sahte bir melek hikayesi uydurmuş, en son olarak da gidip gemiyi 2015 yılında silahlı başka bir örgütün sivil kanadının limanına bağlamış adamlar/kadınlar bir haftadır Türkiye’ye şiddet atarı yapıyor.
Kendilerine benzeyenler, aydınlanmış insanlar, gezicilik adlı seçilmiş dinin mensupları hariç herkes her an tecavüz edebilir, cinayet işleyebilir. Pegida hareketinin sitesine koymaya utanacağı ırkçı, İslamofobik totolojilerle dolu yazılar solcu/Kemalist abilerin ablaların sitelerinde vicdan patlaması havasında basılıyor.
Bütün hayatları siyaset olmuş, o yüzden bütün hayatı siyasileştirmeye, her olayı davaları, nefretleri için ajite etmeye çalışan, vicdanı kendi hakikatlerinde mutlaklaştırmış, Türkiye’yi iyiler ve kötüler çizgi filmi gibi okuyan bu öfkeli loser amcaların/teyzelerin korkunç cinayetler üzerinden siyasi nebbaşlık yapma gayretlerini bir haftadır hiçbir ahlak, hiçbir insanlık değeri durduramadı.
Tecavüzcü katilin parmak işaretinden, bütün ülkücüleri potansiyel tecavüzcü katil ilan etmek, nefretle dolu oldukları dindar halkı ırkçılık boyutlarında sosyolojik analizlerle suça ortak kılmak, kar topu yüzünden adam öldürmüş manyak esnafı oryantalist tahayyüllerinin ayrılmaz bir parçası olan gerici esnaf tipine kilitleyip, (sanki ilk kez bir esnaf cinayet işliyormuş gibi) talimatı veren örgütün liderliğine Erdoğan’ı yerleştirmek için utanmazsa taklalar attılar.
Bu yazı onlara geçmişlerini hatırlatmak için yazıldı. Bu ülkede şiddeti meşru politik bir araç halinde kullanmış, hâlâ kullanan bunun için bu topluma doğru düzgün hesap vermemiş, yüksek sesle politik şiddetin de karşısında durmamış solcuların/devrimcilerin/onların hayranlarının, memleketin geri kalanına, sevmedikleri halka, hiçbir toplumun ortak/suçlu ilan edilemeyeceği korkunç adli cinayetler üzerinden saldırma, şiddet ayarı, dersi verme halleri de hadleri de olmadığını hatırlatmak için…
Önceki gün İzmir’de öldürülen 19 yaşındaki ülkücü üniversite öğrencisi Fırat Çakıroğlu’nun arkasından her kesimden insandan yükselen duyarlılık toplumun onların zannettiğinden daha olgun, vicdanlı olduğunu gösterdi.
Hâlâ “faşistti öldürülmesi doğru muydu değil miydi” tartışmalarındaki bu ergen kötücülükle, ülkesinden, kendi toplumundan bu denli nefretle malulken uğraşılacak en kötü meslek siyaset olmalı.
Eğer şiddete çok karşılarsa hâlâ devrim için, yüksek idealleri için silahlarını kuşanmış, hâlâ yüksek davaları için adam öldürebilen yoldaşları için o berbat sosyolojik, kültürel analizlerini konuştururlarsa bütün insanlığa ve memlekete eşsiz bir faydaları dokunmuş olur.
Herhalde en çok da kendilerine. Bu saatten sonra ne kadar işe yararsa…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025