Yıldıray OĞUR
Manisa’da ticaretle uğraşan 25 yaşındaki M.A.E, Eren, 1 Nisan 2011 günü Manisa’da bir silah mağazasından birer kurusıkı ve hava gazlı tabanca, kırma tüfek ve fişek aldı ve İzmir’e gitti. Alsancak’taki Diriliş Kilisesi’nin çevresinde keşif yaptı. Milliyetçi olan E., misyonerlik faaliyetlerinden rahatsızlık duyuyordu.
Kilisenin önünde daha önce Manisa’da gördüğü papazı görünce kuru sıkı tabancasını çıkardı 5 el ateş açtı. Sama kurşunlar ne papaza ne de yanındaki kişiye isabet etmedi. Bunun üzerine çantasından tüfeğini çıkardı, papaza doğru yürüdü. Papaz adama sarılarak durdurmaya çalıştı, bu arada tüfekle havaya iki el daha ateş attı. Sonra papazın arkadaşı adamın elinden tüfeği aldı, çevredekilerin yetişmesiyle etkisiz hale getirilen saldırgan hala bağırıyordu:
“Vatan hainleri, Manisa’daki kiliseyi kapatacaksınız. Manisa’daki kiliseyi bombalayacağız. Bunun hesabını El Kaide soracak, hepiniz göreceksiniz.”
Savcıya “borcum var cezaevine, borç yüzünden içeri girmemeyim, bir eylem yapıp gireyim” diye düşündüğünü anlattığı arkadaşının “bari bir örgüt adı var” dediğini o yüzden El Kaide adını verdiği gibi tuhaf bir hikaye anlattı. Daha sonra adını verdiği arkadaşının El Kaide’yle ilişkisi olduğu tespit edildi.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/en-tuhaf-el-kaide-davasi-bugun-basliyor-1070145/
2011 yılında gazetelere haber olmuş bu tuhaf olayda saldırıya uğrayan papazın adı; Andrew Craig Brunson.
Belki adını duyunca tanıdık gelmemiş olabilir. O, meşhur papaz takasındaki İzmir’de tutuklu Amerikalı papaz.
Brunson, Kuzey Karolinalı, Evanjelik Presberiteryan Kilisesi’ne bağlı 48 yaşındaki bir misyoner.
Misyoner bir anne babanın oğlu olarak Meksika’da büyümüş. 80’ler ve 90’ların başına kadar babasının öğretmenlik yaptığı Kuzey Karolina’daki Montreat Koleji çevresinde yaşamış. Kolejde, yine misyoner bir ailenin kızı olan Norine’la tanışmış ve evlenmişler. Illinois’teki Trinity Evangelical Divinity adlı Hrisitiyan üniversitesinde öğretim görmüş.
Sonra anne ve babalarının yolunu takip edip eşiyle birlikte misyonerlik çalışmaları için 1993 yılında Türkiye’ye gelmişler. 23 yıldır İzmir ve çevresinde merkezi Alsancak’taki Diriliş Kilisesi olan misyonerlik çalışmaları yürütmüşler.
Alsancak’ta eski bir İngiliz konsolosluk binasından çevrilmiş kilisesinin 30-40 arasında değişen bir cemaati var. En büyüğü 18 yaşında olan üç çocukları da Türkiye’de doğmuş ve büyümüş.
***
Çıkan haberlere göre, Türkiye’deki misyonerlik çalışmalarının finansmanını ABD’de papaz Brunson’un babasının da üyesi olduğu Christ Community adlı presberiteryan kilise çevresi tarafından karşılanıyordu.
7 Ekim 2016 günü İzmir'de oturma izin biten Brunson ve eşi, tekrar oturma izni almak Göç İdaresi Müdürlüğü'ne başvurdu. Fakat Ankara’dan gelen cevap G-82 (Milli Güvenliğimiz Aleyhine Faaliyet tahdit) kodu ile misyoner karı-kocaya oturma belgesi verilmemesi yönündeydi. Brunson ve eşi sınır dışı edilmek üzere Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildiler. 12 gün boyunca burada tutuldular. 19 Ekim günü eşi, Türkiye’den ayrılmamak şartıyla serbest bırakıldı. Papaz Brunson ise 8 Kasım 2016 gününe kadar yani toplam bir ay burada tutulduktan sonra bir gece yarısı Terörle Mücadele’ye getirildi. 9 Kasım 2016 günü hakim karşısına çıkarılan papaz, FETÖ suçlamasıyla tutuklandı. 1 yıla yakındır hapiste. Haberlere göre İzmir’de 8 kişilik bir koğuşta 22 FETÖ tutuklusuyla birlikte kalıyor.
Papazın neden tutuklandığıyla ilgili dava dosyasında gizlilik olduğu çıkan haberlerden ancak bir fikir sahibi olabiliriz.
Tutuklandıktan sonraki ilk haberlerdeki kısıtlı bilgilere göre deliller bir gizli tanık ifadesi, FETÖ’cülerle irtibat ve isminin geçtiği bir şemaydı.
Gizli tanık ifadesinin ne olduğu ve diğer iddialarla ilgili daha ayrıntılı haberlerse 9 ay sonra çıktı.
http://www.sabah.com.tr/gundem/2017/07/19/fetocu-papazin-dosyasi-kabarik-cikti
Sabah gazetesinin ulaştığı bilgilere göre Papaz Brunson,
“bir din adamı olarak İzmir Diriliş Kilisesi Başkanı sıfatıyla FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu, Kürt kökenli vatandaşlara belirli bir amaç doğrultusunda ayrışmayı öneren ve telkin eden vaazlar verdiği ve bu kapsamda İzmir ilinde gerçekleştirilen Protestan Kiliseleri Önderler Toplantısı'nda FETÖ/PDY ile bağlantıya geçilmesi konusunda bir konuşma yaptığı” tespit edilmişti.
Dosyasına giren ifadesinde gizli tanık ise “Papaz'ı 2003 yılından beri tanıdığını, Kaya Prestij Oteli'nde, kilise toplantısı görünümünde daha çok bir beyin yıkama faaliyeti gerçekleştirdiği, bu toplantıda 25 tane Türk üniversite öğrencisinin Amerikan Milli Marşı eşliğinde yemin ederken gördüğünü, papazın Dünya Kiliseler Birliği'ne ve Kanada yetkili makamlarına bir şikayet mektubu yazarak; Türkiye'de Hristiyan azınlığa ve Tuncelili Kürt kökenli ailelere baskı yapıldığı, evlerinin basıldığı ve dövüldüklerini belirterek Kanada'ya iltica etmeleri için alt yapı hazırlanmaya çalıştığını, PKK üyelerinin cezaevinden çıktıktan sonra kiliselere başvurup Hristiyan olduklarını” gibi iddialar ileri sürmüştü.
FETÖ ilişkisi için ifadesinde “2004-2005 yıllarında Brunson'ın yer aldığı kilisenin Pazar ayini çıkışında kendisine yaklaşan birinin istihbarat kimliğini göstererek yardım istediğini ve Kestane Pazarı'nda faaliyet gösteren FETÖ/PDY yapılanması ile kilise topluluğu arasında ilişki olduğunu söylediğini, topluluğun Dinlerarası Diyalog adı altında karşılaştıkları her türlü problemi FETÖ/PDY ile çözdüklerini” söyleyen gizli tanığın kilisenin cemaatinden biri olduğu anlaşılıyor.
Tanık ayrıca “FETÖ/PDY bağlantılı bir avukatın Brunson ve beraberindekilerle bir toplantı yaparak dernekleşme yoluyla bu yasağın aşılabileceği yönünde tavsiyede bulunduğunu” anlatmış Savcılık da bu tavsiyeyi veren kişinin Ege’nin bölge İmamı olduğunu tespit etmiş.
Haberden bir başka bölümü okuyalım:
“Ayrıca, Diriliş Kilisesi'nin Güney Doğu'da kürt kökenli vatandaşlara yönelik ayrı bir topluluğu olduğu ve bu topluluğu Brunson'ın yönettiği ifade edildi.Diriliş Kilisesi'nin inancına göre, kayıp 13. bir kutsal kabile olduğu ve bu kabilenin Kürtler olduğu, bu nedenle ayrı bir Kürdistan kurulması ve kürtlerin layık olduğu Hristiyanlık diniyle buluşmaların temin edilmesi gerektiğine inanıldığı”
***
Papaz Brunson’la ilgili tutuklanmasından sonra gazetelerde çıkmış en tuhaf iddia bu değil kuşkusuz.
Bunlar da tahmin edilebileceği gibi Takvim’den:
“ÇÜNKÜ papaz BRUNSON çok özel görevlerin dışında National Ground Intelligence Center (NGIC) da bulundu...
Peki Türkiye bu ismi ne zaman duydu? Ne zaman öğrendi!
PASTÖR TUTUKLANDIKTAN 20 gün sonra!
Pastör ne zaman alındı?
Ekim'de alındı ama 9 Aralık'ta tutuklandı!
Tam yılbaşına denk gelen günde Türkiye'de ne oldu?
Hatta dünya neyi konuştu?
EVET! REINA SALDIRISINI...
O gece ORTA ASYA'dan gelen katil, masum insanları katletti ve kayboldu. 17 gün sonra yakalandı!
"Saldırıdan geriye ne kaldı?" diye sorsam cevabınız ne olur?
Tabii...
Tekerlekli sandalye ile havalimanında gülümseyerek poz verip gazetecilere konuşan JAKE RAAK!
Gittikten sonra herkesin "BU ADAM KESİNLİKLE AJAN!" dediği isim yani...
Peki Jake Raak nerede görevliydi.
Gittikten sonra ortaya çıkan ve bizi şaşırtan neydi?
JAKE RAAK'ın ayağından yaralandığı, tedavi için ülkesine gittiği ve National Ground Intelligence Center üyesi olduğu!
YANİ ABD ORDUSUNUN İSTİHBARATÇILARINDANDI!
Reina'daydı!
Katliama katıldı mı katılmadı mı bilemiyorum.
Ama bildiğim PASTÖR ile kendisinin aynı TEŞKİLATA ÇALIŞMIŞ OLDUKLARI....”
Burada olaylar daha da karışıyor:
***
“Bunlardan biri daha önce de yazdığım PASTÖR ANDREW BRUNSON'du... Brunsonlar asker kökenli bir aileydi... Kuzey Carolinalı hepsi...
Dede Robert Brunson, KORE kahramanı... Baba Brunson da Rusya'da uzun süre örtülü operasyonlar yapan biri...
Dönelim PASTÖRE...
Andrew Brunson ve eşi Norine, yıllar önce İzmir'e yerleşti. 20 kişilik bir cemaat için dünyanın hiçbir kilisesi Pastör göndermez.
Zaten Andrew Brunson da pastör değildi.
Andrew Brunson, ABD için çok önemli ve özel yetiştirilmiş biriydi. Zamanla çok farklı kişilerle çalıştı.
CIA ile iç içe geçti. Farklı kulvara evrildi. İngiltere ile yakın çalışmaya başladı. Bütün bunlar gözden uzak tutulan İzmir'de oldu...
CIA'nın adamı olan PASTÖR, MI6 ile de çalışıyordu. Daha çok İngilizler'le iş tutuyordu...
İngiltere ile yakın çalıştığı için Türkiye'de daha da güçlendi.
Birçok önemli Türk işadamı ile yakın ilişkiler kurdu.
Bunları konuşan yok nedense! Kimdi bu patronlar!
Devam...
Bunun nedeni Londra'ydı.
Brunson İngiltere'nin İzmir üzerinden Türkiye'de etkili olmasını sağlayan 'Sahil Hattı' projesinin de mimarıydı!
***
Londra alan açıyor, PASTÖR koşuyordu...
Özellikle Ege kıyılarına bakarsanız, İngilizler'in ağırlıkla yerleşim yeri satın aldığını görürsünüz.
Bu plan 10 yıldır devredeydi.
İngiltere'nin İstanbul ve Ankara'da çok güçlü olduğunu düşünürsek, İzmir de stratejik olarak İngilizler'in olmalıydı.
Öyle de oldu.
Pastör'le!
ABD, sadece İzmir'deki NATO üssünde güçlüydü.
İzmir'de parti teşkilatları veya sivil toplum kuruluşlarının tümü Brunson sayesinde İngilizler'in oldu. Az şey değildi bu!
ABD ile İngiltere arasındaki kavga burada da sürüyordu.
Görmüyorduk!
Andrew Brunson ve eşi Norine Brunson 7 Ekim 2016'da gözaltına alındı. 13 gün sonra Norine Brunson, sınırdışı edildi. Norine, AVUSTURYALI
Rudolf STEİNER'in kızıydı!
Sonraki süreçte Türkiye, Brunson'un Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA ile ilişkilerini ortaya çıkardı.
15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olan FETÖ ile yakınlığı da ortalığa saçıldı...
Bu ağ Brunson'u çok değerli yaptı. Ancak cevap bekleyen çok soru vardı...
Kasım'da Trump Başkan seçildi, göreve gelmeden Andrew Brunson hakkında bilgilendirme verildi. Beyaz Saray'a adım atan Trump, Brunson'un ABD'ye getirilmesi için her yolu denemeye başladı..”
***
Çok ciddi iddialar. Herhalde bu Rudolf Steiner, 20. Yüzyıl başında yaşamış meşhur ezotorist Avusturyalı yazar olan değildir.
Daha önce FETÖ’den tutuklanan Brunson, 23 Ağustos 2017’de yeniden adliyeye getirildi ve bu kez casusluk ve darbeden de tutuklandı.
Hürriyet’in haberinden okuyalım
“İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkartılan papaz Brunson'a "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek, Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs " suçlamaları yöneltildi.
Suçlamaları kabul etmeyen papaz Brunson ise ifadesinde , " Ben İsa mesihi savunan biriyim. Kilise kuran ve bunu devletin bilgisinde yapan bir din adamıyım. Hiç bir İslami hareketi asla desteklemem. Hayatımda da tanıdığım hiç bir FETÖ'cü yoktur " dedi.”
http://www.hurriyet.com.tr/trumpin-iadesini-istedigi-papaza-casusluk-ve-darbe-tutuklamasi-40560412
Papaz Brunson’un hikayesi böyle. Onun için Amerika’da bağlı bulunduğu kiliseler birliğinin öncülüğünde kampanyalar yapılıyor, kiliselerde dualar ediliyor. Eşi de facebook sayfaları üzerinden herkesi Pazar günleri duaya davet ediyor. Bir taraftan da İzmir’de olaylar üzerine kapanması gündeme gelen kilise için yardım topluyor. https://www.facebook.com/AndrewAndNorine/
Amerikan medyasında hakkında sürekli haberler çıkan papazın adı bir yıldır ABD-Türkiye temaslarında sürekli masanın üzerinde.
Son olarak Cumhurbaşkanı’nın “ver papazı, al papazı” teklifiyle konu yeniden bütün Amerikan medyasında yer aldı.
Henüz iddianamesi çıkmadığı için hakkındaki iddialarının ne kadarının ciddi olup olduğunu bilmiyoruz. Bazı iddiaların pek ciddi olmadığı kesin.
Bir de şu kesin;
İzmir’de 23 yıldır küçük bir kiliseyle misyonerlik yapan bir Amerikalı papazla eşitlenmek herhalde en çok Türkiye’de darbe yapmaya çalışıp, 250 insanı öldürtüp, meclisi bombalamış bir kanlı örgütün lideri olan Fethullah Gülen’in hoşuna gitmiş olmalı.
Bugüne kadar adını bile duymamış sıradan bir Amerikalı Hristiyan için artık o, bir Müslüman ülke tarafından “papaz” diye suçlanan ve bir misyoner papazla takas edilmek istenen biri. Ayrıca bu aleni takas talebi de, iade edilmesini bir Amerikan gururu ve kamuoyunun gözünün üzerinde olacağı bir adalet meselesi haline getirmiş olabilir.
Ne diyelim, herkese geçmiş olsun.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025