Yıldıray OĞUR
“SDG, Amerikan’ın güçlü bir müttefikidir. Başkan Trump konuyla yakından ilgili ve sahadaki güçlerin son durumunu General Mazlum’dan dinledi. General Mazlum’un Başkan’a verdiği bilgiye göre Türk ordusu henüz güvenlik bölgede öngörülen 30 millik sınırı geçmedi. Ama General Mazlum özellikle Kobani ile ilgili ciddi endişelerini dile getirdi ve bu konuda Başkan’dan konuyu Başkan Erdoğan’la konuşmasını istedi. Bu konuşmanın ardından Başkan Trump, Başkan Erdoğan’ı aradı. Erdoğan, Başkan Trump’a Türkiye’nin Kobani’ye operasyon düzenlemeyeceğinin güvencesini verdi..”
Muhtemelen bugünkü gazetelerde dün Beyaz Saray önünde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in yaptığı bu açıklamanın devamını da okumuşsunuzdur.
Ama biz açıklamanın tam da bu kısmıyla ilgileniyoruz.
Çünkü tam da burası Suriye’de bugün sahada olan bitenler, Türkiye’ye yönelik yaptırımlar gibi geçici durumlardan daha ciddi ve can sıkıcı bir meseleye işaret ediyor.
Pence’in açıklamasında sık sık “General Mazlum” dediği kişi YPG ya da SDG’nın komutanı Mazlum Kobani.
Ajitatif bir slogan gibi duran Mazlum Kobani, onun PKK’daki üçüncü kod adı.
Suriye’deki görevi için sahayla uyumlu bu kod adını kullanıyor.
Gerçek adı Mustafa Abdi bin Halil. 1967 yılında, bugün Türkiye’nin elinde olan Afrin’de doğmuş Suriyeli bir Kürt.
1979 yılında Öcalan Suriye’ye geçtiğinde bir dönem onun ailesinin evinde kalmış. Çocukken tanıştığı Öcalan’la, 80’li yıllarda Suriye’nin tatil merkezi Lazkiye’de denize girerken çekilmiş resimleri var.
Muhtemelen Öcalan tarafından konulmuş örgütteki ilk kod adı Ferhat Abdi Şahin.
Öcalan’ın 19 yıllık Şam hayatı sırasında yardımcılığını, özel sekreterliğini yürütmüş. O yüzden “Öcalan’ın evlatlığı” diye biliniyor.
Öcalan’ın ona çok güvendiği, onun da liderine çok bağlı olduğu belli. 1999 yılında yakalandıktan sonra Öcalan, savcılık ifadesinde bir kaç kez onun adından da bahsetmişti. Bahsettiği konu, 1996 yılında devletle PKK arasında başlayan gizli görüşmeler sonunda PKK’nın ilan ettiği ateşkesti:
“Bu ateşkes konusunu biraz açmak istiyorum. Ateşkes önerisi bize Avrupa Temsilcimiz Kani Yılmaz ve Şahin Kod Ferhat Abdi Şahin isimli arkadaş tarafından getirildi....Bu belge sanırım şimdi Avrupa arşivimizdedir, fırsat olursa ileride bu belgeyi getirtiriz. Genelkurmay'ın Toplumsal İlişkiler Başkanlığı'nda çalışan bir Albay Brüksel'deki temsilciliğimize kadar gelmiş ve aynı önerileri getirmiş. Ben önerilerin ciddiyetine inandım.”
Öcalan adına bu müzakereleri devletle yürüten kişi Ferhat Abdi Şahin’di, yani Mazlum Kobani.
Ankara’nın yıllardır yakından tanıdığı ve bildiği bir isim olduğu anlaşılıyor.
1997-2003 arasında, yani Öcalan yakalandığı yıllarda örgütün Avrupa sorumlularından biriydi. Yani bu ilk diplomasi tecrübesi değil. Daha sonra örgütün askeri kanadı HPG’nin yöneticilerinden biri oldu, Türkiye’de çok sayıda terör saldırısının emrini verdi.
Daha sonra da Suriye iç savaşı başlayınca, kendi memleketine dönüp YPG’nin başına geçti.
Yani çocuk yaşlarda PKK’ya katılmış, çok uzun yıllar Şam’da Öcalan’ın yardımcısı olmuş, Ankara ile müzakereler yürütmüş, Öcalan Suriye’den çıkıp, ülke ülke kaçtığı dönemde Avrupa’da onunla birlikte bulunmuş, terör saldırıları emirleri vermiş “evlatlık” Ferhat, artık ABD Başkanı’nın telefonla aradığı müttefik “General Mazlum.”
ABD’nin Öcalan’ı Kenya’da Türkiye’ye teslim etmesinden 20 yıl sonra geldiğimiz bu nokta üzerine herkesin düşünmesi gerekir.
Bir sorun çözülmezse sürekli boyut değiştirerek, mutantlaşarak daha içinden çıkılmaz bir hale gelebiliyor.
Türkiye’nin çoğunluğu, ‘ordu sefere çıktı’ harareti içinde ne kadar farkında bilinmez ama son bir haftadır yaşananlarla artık dünyanın “Kürtler ” diye bir meselesi var. Kürt meselesi de artık uluslararası bir sorun.
Tabii ki daha önce de Kürt meselesi dünyada büyük güçlerin, devletlerin gündemindeydi. Ama bu kez farklı olan ilk kez dünyadaki entelektüel çevrelerin, medyanın ve sıradan insanların da gündemine girdi.
Trump karşıtlığı, “Trump IŞİD’i bitiren müttefikimize ihanet etti” söylemi, Türkiye’nin otoriterlik yüzünden kötü imajı ne derseniz deyin, bu askeri operasyonun dünyadaki algısı, Suriyeli Kürtleri ya da genel olarak Kürtleri Filistinliler gibi mazlum, hakları savunulan, dayanışılan bir halk pozisyonuna getirdi.
Bu yüzden Türkiye, bir taraftan dünyaya YPG’nin PKK’yla olan aleni bağlarını teşhir etmeye çalışırken, bu duyarlılıklar sebebiyle tam tersine PKK’nın önünde YPG üzerinden uluslararası bir meşruiyet alanı açıldı.
PKK’nın önde gelen komutanlarından biri artık ABD başkanının telefonla arayıp görüştüğü müttefik bir “general.”
Operasyonun şimdiden üzerinde durulması gereken başka ciddi sonuçları da var.
Operasyonla, 40 yıldır ilk kez şehirlerde alan hakimiyeti kuran PKK’nın faşizan ideolojik fantezilerini hayata geçirdiği “Rojava Devrimi” ütopyası çöktü.
Uğruna çözüm sürecini feda ettikleri, binlerce genci ikna edip saflarına kattıkları, benzerini Türkiye’de yapmak için hendek terörüyle bölgeyi yakıp yıktıkları bu ütopya Esad ve Putin’in pek de demokratik ve ekolojik olmayan kollarında artık.
Ama o ütopya çökerken, tam tersine bir gelişme yaşanıyor. Bugüne kadar PKK’yla mesafeli Kürtler arasında bile askeri operasyon, yeni bir Kobani sendromu ve Kürt milliyetçisi bir his dalgası yaratmış görünüyor.
Bu kez öfkenin değil, yeisin egemen olduğu bir hissiyat bu.
PKK’yla kavgalı olan Barzani çizgisindeki televizyon kanallarının operasyon karşıtı yayınlar yapıyor, Irak, İran ve Avrupa’da PKK’yla mesafeli Kürt hareketleri protesto gösterileri düzenliyor, açıklamalar yapıyor.
Nurcu gelenekten gelen bir Kürt aydını olan Mücahit Bilici’nin dün Duvar gazetesinde çıkan “Kürt mülk sahibi olmasın” başlıklı yazısı Türkiye’deki Kürtlerin açığa çıkamayan hissiyatlarını yansıtıyordu.
Operasyonun Kürt asabiyesine dokunmasının sebepleri arasında,
Suriyeli Kürtlerin büyük bir devlet karşısında yalnız kalması, tarihin tekerrür edip bir kere daha büyük bir gücün ihanetine uğranılması, operasyon için kullanılan milliyetçi, fetihçi dil kadar, Türkiye’nin Irak Kürdistan referandumuna sert tepkisi, Demirtaş ve HDP’lilerin tutuklanması, son kayyım kararlarının yarattığı birikim de var.
Yurtdışında görünür olabilen ama Türkiye’de görünür olamayan bu algı ve his, kısa, orta ve uzun vadelerde ciddi kırılmalara neden olabilir.
Bütün bunları sürecin nükteleri olarak görmek pek mümkün değil.
Bu riskleri dile getirmek de vatan hainliği değil.
Ülkenin iyiliğini düşünmenin tek bir yolu yok.
Acil bir durumu çözmek için askeri yöntemlerle sonuç almayı ülke için en doğru yol olarak görüp desteklemek kadar, bu kestirme yolların, acil çözümlerin kısa ve orta vadede yaratacağı hasarları düşünüp bir maliyet hesabı yapmak da ülkenin iyiliğini düşünmek demek.
Ayrıca kendi ülkesinin aynı anda hem ABD hem İran, hem Avrupa Birliği hem Arap Birliği, hem İsrail hem Filistin tarafından kınanmasından, Trump gibi bir meczubun diline düşmesinden, Putin gibi bir Rus milliyetçisine mahkum olmasından rahatsız olmak da herhalde vatanseverlikten sayılır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025