Yusuf Kaplan
Dünyada ruh, yalnızca Türkiye’de var.
Bunun, bizi gelecek adına ümitvâr kılan en önemli göstergesi şu: İnsanlığın sorunlarıyla hemdert, hemdost ve hemhâl olan insanlar yalnızca bu ülkenin çocukları şu çivisi çıkmış dünyada!
Bunu görüyor bütün dünya da!
O yüzden üzerimize üzerimize geliyorlar, o yüzden içerden ve dışardan çepeçevre kuşatıyorlar ya!
Eğer biz, üzerimizdeki yükün, insanlığın yükünü taşıma yükünün yükümlülüklerini hakkıyla yerine getirebilirsek, kim ne tür plan, tezgâh, tuzak kurarsa kursun, kim ne türden oyunlar oynarsa oynasın, hepsini püskürtürüz Allah’ın izniyle...
SÖMÜRGECİ EĞİTİM, KÜLTÜR VE MEDYA REJİMİ YIKILMALI!
Ama bu ruh aşınıyor hızla...
Bu ülkedeki pozitivist, ezberci, sığ ve diplomalı câhil yetiştiren seküler eğitim sistemi; her Allah’ın günü genç kuşaklarımızı kurşuna dizen, bu ülkenin ruh köklerinden uzaklaştıran yayınlarıyla sömürgeci medya rejimi; bu toplumun medeniyet birikimini yoksayan, yok etmeye çalışan metamorfoz yemiş fikir, kültür ve sanat dünyası yıkılmalı -kimsenin gözünün yaşına bakmadan hem de!
Bu ülkenin ruh kökleri, sâbiteleri, aşılamayan evrensel değerleri sömürgeciler tarafından değil, cellâdına âşık tasmalı çekirgeler, zihinleri sömürgeleştirilen yerli sömürgeciler tarafından yok ediliyor, kurşuna diziliyor...
Dünyanın sömürgeleştirilemeyen tek ülkesi olacaksınız, sonra da varlık nedeninizi, dünya tarihini yapmanızı mümkün kılan ruh köklerinizi oluşturan, yüzyılların mücahedesi, mücadelesi ve çilesiyle inşa ettiğiniz ruhunuz, medeniyet ufkunuz ve dinamikleriniz yerli sömürgeciler tarafından yerle bir edilecek ve siz hiç bir şey olmuyormuş gibi hareket edeceksiniz!
İşte bu olmaz!
Bir toplum, kendi intiharını seyredemez!
Hele de insanlığın dün umudu olmuş, yarın da umudu olabileceğini gösterecek kadar dünyanın mazlumlarına, yoksullarına, kimsesizlerine kucak açan bir ülkenin çocukları, intihar edemez, kendi intiharını seyredemez!
DÜNYANIN İHTİYACINI HİSSETTİĞİ RUHU BİZ SUNABİLİRİZ YALNIZCA!
Öte yandan bir de dünyanın eşiğine sürüklendiği bir kültürel nihilizm felâketi var.
Amerika’dan bütün dünyaya ânında yayılan ayartıcı ve sığ “pornografik” kültür, dünyanın her bir köşesinde algı melekelerini ve düşünme kabiliyetlerini, duyarlıklarını ve duyarlılarını yitiren bir güruh üretiyor yalnızca.
Dünya hiç bu kadar tüketimin kölesine dönüşmemişti!
Dünya hiç bu kadar ruhunu yitirmemişti.
Dünya hiç bu kadar çölleşmemişti.
Şunu aslâ unutmayalım: Dünyanın ihtiyacını hissettiği ruhu, biz sunabiliriz yalınızca.
Yeter ki, biz, sahip olduğumuz ruhu müdrik olarak hareket edelim; öncelikli olarak atmamız gereken hayatî adımları daha fazla ertelemeden atalım; asıl işimize bakalım; eğitim, kültür ve medyada seferberlik başlatalım; hem İslâm’ı hem de dünyayı iyi tanıyan; hem aşağılık kompleksine kapılmayan hem de “ver mehteri” gibi genç kuşakları aptallaştıran, içi boş, hamaset yüklü sloganlarla ayartan aşırı-özgüven duygusu tuzağıyla kibrinin kölesi yapmayan, aksine kendi çocuklarımızı, yürek ülkesinin çocuklarını yetiştirmeye yoğunlaşalım, “kendi geleceğimizi nasıl inşa edebileceğimiz ve insanlığın önünü Hakikat medeniyetine nasıl açabileceğimiz” zorlu meselesi üzerinde kafa patlatalım, işte o zaman bizi kimse durduramaz.
O yüzden ne yapıp edip ruhumuza, ruh köklerimize gözümüz gibi sahip çıkacağız...
Ne yapıp edip bu ülkenin çocuklarına diriltici ruh aşısı yapacağız...
Ve şunu aslâ unutmayacağız: Maddî gelişme geçicidir; asıl gelişme fikir, sanat, ilim, irfan, hikmet, ve elbette ki ahlâk güzergâhlarında elde edilecek manevî gelişmedir.
Manevî açıdan gelişmiş, sâbitelerine, ruh köklerine yürekten sahip çıkan bir ülkenin çocuklarını hiç bir maddî güç yok edemez.
Fikrî birikimi güçlü, ruh kökleri muhkem, istikameti sağlam bir toplum, kaybetse de, kazanır mutlaka sonunda.
Tıpkı Selçuk çocuklarını tarihten silen Moğolların, bir süre sonra, Selçuk çocuklarının insanı kanatlandıran engin ve zengin ilim, irfan ve hikmet birikimleri ve ruh kökleri karşısında diz çökmeleri gibi...
YÜZLERCE DEĞİL BİR KAÇ TANE ÇIĞIR AÇICI ÜNİVERSİTE!
O yüzden çok okula, yüzlerce üniversiteye ihtiyacı yok bu ülkenin.
İnsanlığın önünü açacak hem kendini hem de dünyayı iyi tanıyan; bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan; insanlığın yükünü omuzlarında taşıma şuuruyla nefes alıp veren; aldığı nefesi hakikatin sesine, hakikatin sesini insanlığın nefesine dönüştürebilecek diriltici bir ruha sahip öncü kuşakları yetiştirecek, dünyaya dünya çapında fikir adamı, sanatçı, bilim insanı armağan edecek üç beş çaplı okula, birkaç çığır açıcı üniversiteye ihtiyacı var. O kadar.
Son olarak, her zaman söylediğim gibi: 10 yılda 100 yılın tohumlarını ekemezsek, yok olmaktan kurtulamayız.
Vesselâm.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020