Zülfikar ÖZDOĞAN
Geçtiğimiz günlerde Kürdlerin Suriye’nin kuzeyinde yoğun yaşadıkları alanlarda de facto otonom bir yapı oluşturmaları, Kürd meselesinde yeni bir durum ortaya çıkardı. Bu konu daha önce dört devletin (Türkiye, İran, Irak ve Suriye) iç sorunu iken birdenbire Ortadoğu bazında bir uluslararası mesele olarak ön plana çıkmaya başladı.
Geçmişte de bu meselenin ‘uluslararası bir sorun’ olduğu birçokları tarafından dillendirilmişti, ancak bu bir söylem olmanın ötesine gidememişti. Suriye’deki son gelişmelerden sonra bu olay artık ‘kuvveden fiile’ çıkmış durumdadır. Bugünkü aşamada artık Ortadoğu’da bir Kürd meselesi olduğunu ve bunun uluslararası bir boyut taşıdığını söylemek ve bu bölgenin yeniden şekillenmesi sürecinde bir faktör olarak dikkate alınmak zorunda olduğunu belirtmek herhalde yanlış olmayacaktır.
Tabiatıyla bu yeni bir durumdur. Çünkü geçen yüzyılda Ortadoğu haritası masa başında çizilirken Kürdleri kimse hesaba katmamıştı, buna gerek duyulmamıştı. Örgütlü olmamaları ve hamileri olabilecek, yaslanabilecekleri herhangi bir uluslararası gücün olmaması Kürdlerin en büyük handikabıydı. Ama şimdi 21. yüzyıldayız. Köprülerin altından çok sular aktı. Kürdler, artık eski Kürdler değiller. Bir hayli örgütlüler ve bu düzeye gelmek için oldukça ağır bedeller ödediler. Bu nedenle, ’21. Yüzyıl Kürdlerin yüzyılı olacaktır’ sözü kesinlikle yabana atılmamalıdır.
Baas diktatörlüğü yolcudur
‘Arab Baharı’nın başlamasından buyana Ortadoğu büyük bir devinim içerisinde bulunuyor ve yeniden şekilleniyor. Tunus, Mısır ve Libya’dan sonra Suriye’deki kanlı diktatörlük de sallanmaya başladı. Ne var ki Baas rejiminin dayanakları tahmin edilenden daha güçlü çıktı. Toplumsal olarak Nusayrilere, Hristiyanlara, Sünni orta ve büyük burjuvaziye dayanan Arab milliyetçisi Baas diktatörlüğü, ordu, paramiliter Shebbiha ve El Muhabarat sacayağı temelinde yaygın ve etkin bir denetim ve yönetim ağı oluşturmuş durumdadır. Dışarıda ise İran, Rusya ve Çin gibi otoriter, totaliter ülkelerin oldukça güçlü desteği söz konusudur. Bütün bunlar Baas diktatörlüğünün ömrünü uzatan faktörler olarak öne çıkıyor. Ne var ki, bütün diktatörlükler gibi Baas diktatörlüğü de er veya geç yıkılmaya mahkûmdur. Aksini düşünmek eşyanın tabiatına aykırıdır.
Bu arada Süriye’deki Kürdler, ülkenin kuzeyinde yoğun yaşadıkları Kobani, Afrin, Dêrko Hemko ve Amude bölgelerinde kendi öz yönetimlerini ilan ettiler. Buna en çok şaşıran da Türkiye oldu. Halbuki bu öngörülebilir bir gelişmeydi, pek şaşırılacak bir şey yoktu. Şam’da ve Halep’te sıkışan Esed’in zorunlu olarak silahlı birliklerini kuzeyden çatışmalı bölgelere kaydırması bir süredir bekleniyordu ve bu durum Kürdler için ‘armut piş ağzıma düş’ denebilecek bir ortam yarattı. Türkiye’deki yöneticilerin bunu öngörememesi ciddi bir zaaftır.
Bundan sonra neler olabilir?
Her şeyden önce Suriye’deki Kürdlerin mevcut kazanımlarından geri adım atacaklarını beklememek gerekir. Türkiye, de facto denebilecek bu durumu kabul etmek zorunda kalacak gibi görünüyor. Bu konu ileride görüşmeler yoluyla masa başında makul bir sonuca ulaşırsa ne âlâ, eğer masa başında halledilemezse yeni bir çatışmanın doğması kaçınılmaz gibi.
Arab milliyetçilerinin ve Türkiye’nin bu konuda ellerinden gelen her türlü baskıyı uygulayacağını ve Kürdlerin etnik bir grup olarak kolektif bir statü elde etmelerini önlemek isteyeceğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Bu durumda Suriye’li Kürdler nereye kadar direnebilirler, neleri kabul edip, neleri kabul etmezler, elbette bu aşamada kesin olarak bilinemez. Bu biraz da ileride oluşacak konjonktürel duruma ve uluslararası güç dengesine bağlıdır. Ama şimdilik şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Suriye’de Kürdler eski konumlarına geri dönmemek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Bu aşamadan sonra mevcut konumlarından geri plana atılmaları bir hayli zor görünüyor.
Suriye’deki Kürdlerin mevcut durumu nedir?
Kesin sayısı bilinmemekle birlikte yaklaşık olarak 2 milyon civarında olduğu tahmin edilen –daha fazla olduğunu söyleyenler de yok değil- Suriye’deki Kürdler arasında PKK parelelindeki Partiya Yekîtiya Demokrat - PYD’nin önemli bir gücünün olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Bu parti geçtiğimiz Haziran ayında 5. Olağanüstü Kongresi’ni gerçekleştirdi ve ‘demokratik özerklik’hedefini programına aldı, Abdullah Öcalan’ın önerdiği eşbaşkanlı örgütlenme modelini benimsedi. Öcalan’ı liderleri olarak gördükleri ise biliniyor. PKK’den bağımsız bir örgüt olmakla birlikte aynı siyasi frekanslara sahip olduklarını zaten kendileri de pek gizlemiyorlar.
Diğer 14 partinin gücü– ki bir kısmı siyasi bir kulüp olmanın dışında fazla bir anlam ifade etmemektedir- PYD’nin gücü kadar bile değildir. Üstelik PYD’de de diğerlerinde olmayan başka bir güç var: Silahlı birlikler. Bugün Kobani, Afrin, Dêrko Hemko ve Amude’de güvenliği sağlayan Halk Savunma Birlikleri (YPG)’nin ana çekirdeğini işte PYD’nin bu silahlı birlikleri sağlamaktadır ve bunlar giderek güçleniyorlar.
Ama bütün bunlara rağmen PYD, bölgede PKK’nin rakip gücü olan Barzani’nin şemsiyesi altında bütün partileri aynı çatı altında toplayan Kürt Yüksek Konseyi içerisinde yer almayı kabul etti. Geçtiğimiz 12 Temmuz’de Erbil’de Barzani’nin önayak olmasıyla yapılan anlaşma çerçevesinde oluşturulan bu yapılanma bugün Suriye’de otonom Kürd bölgelerini yöneten en üst organ konumundadır ve beş kişilik Yüksek Konsey’in üyelerinden birisi de PYD Eşbaşkanı Salih Muhammed Müslim’dir. Barzani attığı bu adımla sadece Irak Kürdistanı’nda değil, Kürdistan’ın diğer parçalarında da sözünün geçtiğini göstermiş oldu. PKK ve PYD’nin siyaseten bunu kabul etmekten öte yapacağı bir şey yoktu. Çünkü konjonktürel güç dengesi bunu zorunlu kılıyordu.
Ne var ki, PKK’nin Barzani’nin bu adımını fazla tartışmadan kabul etmesi stratejik değil ancak taktik bir adım olarak görülebilir. Anlaşılan bölgede ve Suriye’de hızla gelişen olaylar PKK’yı bu taktik adımı atmaya zorladı. Ancak bu, bundan sonra ve sürekli olarak PKK’nin, Barzani’nin liderliğini kabul ettiği veya edeceği anlamına gelmez. Yıllardır süren ve zaman zaman silahlı çatışmalara dönüşen bu rekabetin kimi zaman açık ama daha çok arka planda sürdüğü biliniyor. Çünkü söz konusu olan Kürdistan’da hâkim güç olarak kimin kalacağı ve egemenliğini sürdüreceği meselesidir, yani bir beka sorunudur.
Türkiye, Kürdistan’ın bütün parçalarında PKK’nin gücünü geriletmek ve yok etmek için var gücüyle çalışıyor. Irak’ta Federe Kürd Devleti’nin oluşmasından sonra Suriye’de de Kürdlerin benzer bir statü elde edip PKK’nin burada etkinlik kazanmasının Türkiye’nin kırmızı çizgisini oluşturacağını ve bir müdahale nedeni sayılacağını bizzat Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu açıkladı.
Çünkü onlar da biliyorlar ki Suriye’den sonra gözler Türkiye’ye çevrilecek, Irak’ta ve Suriye’de Kürdlerin statü elde etmelerinden sonra en fazla Kürd nüfusa sahip olan Türkiye’de Kürdlerin benzer haklara sahip olmaması sürekli olarak sorgulanacaktır. Bunu önlemek için Türkiye bir yandan Kürdlerin Suriye’de özel bir statü elde etmelerini önlemeye çalışıyor, ya da statü elde etmeleri önlenemezse bunun profilinin düşük olması için ön hazırlıklarda bulunuyor, bu amaçla Sünni Arabları öne sürüyor; diğer yandan Barzani ile anlaşıp PKK’nin konumunu zayıflatmak yönünde gayret sarf ediyor; öte yandan da anadilin seçmeli ders olması gibi bir takım kısmi reformlarla Türkiye içindeki Kürdleri kazanmanın yollarını arıyor.
Önümüzdeki süreçte gelişen duruma göre Türkiye’nin bu türden kısmi reformları gündeme getirmesi kimseyi şaşırtmamalıdır. Örneğin anadilin seçmeli dil olmaktan çıkarılıp yaygınlaştırılması, Kürd dilinin mahkemelerde ve devlet dairelerinde kullanılmasının önünün açılması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi vd.
Ama görünen o ki, Kürdlerin en azından bir kısmı bununla yetinmeyecek, etnik bir grup olarak kolektif bir statü edinmek için mücadele edeceklerdir. Yani Türkiye’deki Kürd meselesi daha çok su kaldırır. Kısa sürede çözüleceğini sananlar yanılırlar. Çünkü Kürd hareketinin istemleriyle, Türkiye’deki yöneticilerin bu konudaki planları ve programları arasında bir hayli mesafe vardır. Bu mesafe daralmadan bir çözümden söz etmek iyi niyet dileğinden öte bir anlam taşımaz.
PKK’nin stratejik planı
PKK’ye gelince: PKK bir süredir ‘4. stratejik aşama’ olarak adlandırdığı ‘devrimci halk savaşı’ taktiğini uyguluyor. Kendi yayınlarında belirttiklerine göre bu ‘stratejik aşama’ şunu içeriyor: Kırlarda alan hâkimiyeti sağlamak, kontrolünü ele geçirdikleri yerleşim birimlerinde KCK kurallarını ve yapılanmasını yaşama geçirmek. Bu somut olarak şu anlama geliyor: kırlarda belirli alanlarda tam kontrol, kentlerde toplumsal yaşamın tüm alanlarında (hukuk, eğitim, kültür, güvenlik, idari yapılanma vb) KCK’nin yasalarını ve kurallarını geçerli ve kabul edilebilir bir toplumsal sözleşme konumuna ulaştırmak..
Bu amaç doğrultusunda PKK’nin son zamanlarda yerleşim yerlerine yönelik silahlı eylemlerini artırdığını örüyoruz. Ayrıca, ‘Türk ordusuna katılmayın’, ‘çocuklarınızı TC’nin okullarına göndermeyin’, ‘vergi vermeyin’, ‘mahkemelere başvurmayın’ türünden çağrıların artmasını da bu strateji doğrultusunda okumak gerekir.
PKK neden bu yolu seçti?
Kendileri bu yolu seçmelerinin nedeni olarak TC yöneticilerinin uzlaşmaz tutumu olduğunu söyleseler de tek nedenin bu olmadığı biliniyor. Ortadoğu’daki gelişmeler, Suriye’de hızlanan çözülme süreci ve Kürdlerin beklenmedik biçimde otonom bölgeler oluşturması, bu arada Barzani’nin giderek ön plana çıkması ve profilini Türkiye dahil herkese kabul ettirmesi, PKK’yi harekete geçmeye, inisiyatif almaya ve konumunu güçlendirip atak politikalar uygulamaya zorladı. Aksi takdirde güç kaybedeceğini, geri planda kalacağını ve ileride oluşması muhtemel Ortadoğu denkleminde yer alamayacağını öngördü ve bu nedenlerle harekete geçmek gereğini duydu.
Ne var ki bu harekete geçme olayı sanıldığı gibi her zaman planlı bir biçimde olmuyor, kimi zaman ‘panik atak’ biçiminde gelişiyor, bu nedenle de başlarına beklenmedik işler bile açabiliyor. CHPDersim milletvekili Hüseyin Aygün’ün kaçırılması, sivillere yönelik kimi eylemler, BDP milletvekilleriyle gerillaların dağda tesadüfi buluşturulmaları gibi… Gelen tepkiler üzerine bu tür aceleyle organize edilen eylemlerin ‘şık olmadığını’,’ amaca hizmet etmediğini’, ‘Kürd özgürlük hareketine zarar verdiğini’ daha sonra kendileri de itiraf etmek zorunda kalıyorlar.
Son zamanlarda bu türden ‘itiraf’ların artması oldukça ilgi çekicidir. PKK gibi son derece hiyerarşik ve disiplinli yapılarda bu tür ‘itiraf’ların artması, örgütün belirli bir endişe ve bunun getirdiği bir zorunlu eylemlilik içerisinde olduğuna delalet eder. Bunun daha çok tarihsel anlamda ‘treni kaçırmak’ endişesinden ve konjonktürel koşullara hızla ayak uydurmak kaygısından kaynaklandığını sanıyorum. Elbette yanılabilirim de…
PKK’nin başarı şansı nedir?
PKK, içinde bulunduğumuz 2012 yılını, önüne hedef olarak koyduğu ‘4. stratejik aşama’ açısından sonuç alıcı bir yıl olarak belirledi. Kış gelmeden belirli bölgelerde alan hâkimiyeti sağlayıp, bazı kentlerde KCK kurallarını hayata geçirmek ve 2013’e bu güçlü temelden giriş yapmak istiyordu. Ne var ki, 2012’nin Eylül ayında bulunmamıza rağmen henüz istediklerini tam olarak sahaya yansıtamadılar. Bundan sonra gerçekleştirebilirler mi, bilinemez. Gerçi son zamanlarda kimi yerlerde ardardına yol kontrolleri yapıyorlar, Şemdinli ve Beytüşşebap gibi bazı küçük yerleşim birimlerinde kontrolü ele geçirmeye çalışıyorlar ama bu eylemlerle amaçlarına ulaştıklarını şimdiye dek beyan etmiş değiller. Bu da hedeflerine henüz ulaşamadıklarını gösteriyor.
Buna karşılık Türk ordusu gerillaların kırsal alanda hâkim olmamaları için sürekli olarak operasyonlar yapıyor, alan hâkimiyeti vermemeye çalışıyor. KCK soruşturmalarında ise herhangi bir gevşeme şimdilik söz konusu değildir. Bu anlamda Türkiye’deki yöneticilerin, PKK’nin ‘4. stratejik aşama’ kartını önceden gördüğünü, ‘güvenlikçi’ politikaya bu nedenle dönüş yaptığını, tabir-i caizse gardını buna göre aldığını söylemek mümkündür.
Yani AKP’nin ‘demokratik açılım’dan çark etmesi sadece önümüzdeki seçimlerin kendileri açısından öneminden ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı hesaplarından ileri gelmiyor. Aynı zamanda PKK’nin strateji değişikliği de bu konuda rol oynamış görünüyor. Çünkü PKK’nin ‘4. stratejik aşama’ hedefleriyle Erdoğan hükümetinin ‘güvenlikçi’ politikası birebir örtüşüyor, birbirinin yanıtı niteliğini taşıyor.
PKK içeride henüz kalıcı bir askeri kazanım elde edemediği gibi uluslararası düzeyde de herhangi bir kabule mazhar olabilmiş değildir. Yani, 28 yıllık silahlı direnişe rağmen diplomatik bir başarıdan söz etmek olanaklı değildir. Aksine örgüt ABD’nin ve AB’nin terör listelerinde yer almaya devam ediyor. AB ülkelerinde PKK yapılanmalarına karşı operasyonlarda son zamanlarda ciddi bir artış var. Fransa, Hollanda, Almanya ve Danimarka’da son bir yılda PKK yapılanmalarına karşı yeni operasyonlar düzenlendi. Yani uluslararası tecrit durumu hâlâ sürüyor.
Bu arada Barzani, hem Türkiye, hem de uluslararası kamuoyu nezdinde prestijini giderek artırıyor. Hem ailesinin tarihsel geçmişi, hem Federe Kürd Devleti’nin edindiği prestijli konum, hem de yürüttüğü denge politikası nedeniyle Barzani PKK’ye göre birkaç adım önde bulunuyor.
Ayrıca, Ortadoğu bağlamında PKK’nin üzerinde yer aldığı İran ve Suriye hattının geleceği pek parlak görünmüyor. Yani, PKK, orta ve uzun vadede kaybetmesi muhtemel bir siyasi fay hattı üzerinde bulunuyor. Bütün bu faktörlerin ileride PKK’nin lehine işleyeceği konusunda elimizde hiçbir veri mevcut değil.
Elbette, PKK’nin de güçlü olduğu noktalar da yok değil. Örgütsel yaygınlığı, katı ve sert hiyerarşik yapısı, silahlı güçleri ve en önemlisi kitle desteği bu anlamda sayılabilir.
Ne var ki günümüzde bu artıların kazanmak için yeterli olduğu söylenemez. Çünkü çağımız, 30-40 sene önceki gibi ‘ulusal kurtuluş savaşları çağı’ değildir. Ulusal kurtuluş hareketleriyle dayanışma gösterebilecek ‘dünya sosyalist sistemi’nin ve ‘uluslararası işçi hareketi’nin yerinde ise yirmi küsur yıldır yeller esiyor. Farklı bir dönemde ve farklı koşullarda bulunuyoruz. Eğer mevcut başarıların sürekliliği ve kalıcılığı sağlanamazsa, bölgesel ve uluslararası düzeyde gereken siyasi destek elde edilemezse, bugün olumlu görünen faktörlerin ileride hızla olumsuz bir niteliğe bürünmesi hiç kimseyi şaşırtmamalıdır.
Unutmamak gerekir ki bir hareketin en güçlü noktası aynı zamanda en güçsüz noktasıdır. Güçlü olduğunuzu sandığınız konuda rüzgâr tersine dönerse –ki dönme olasılığı her zaman vardır- çıkacak fırtınada alabora olmak işten bile değildir. Uluslararası siyasetin ne denli acımasız olduğunu bizim neslimiz ne yazık ki çok acı bir biçimde öğrendi.
Sonuç
Ortadoğu coğrafyasındaki gelişmeler önümüzdeki dönemin son derece sert geçeceğini gösteriyor.
Suriye’deki gelişmeler hem Kürdlerin, hem Türkiye’nin, hem de bölgenin kaderini değiştirecek gibi görünüyor.
Suriye’deki rejim düşerse İran’daki molla diktatörlüğünün eli kolu budanır, Ortadoğu’daki ‘şii ekseni’ kırılır.
Bu da yeni bir güç dengesinin oluşması anlamına gelir. Ilımlı Sünni hareketler güç kazanır.
Bölgedeki hiçbir ülkenin bu gelişmelerden etkilenmemesi düşünülemez.
Elimiz yüreğimizde, hepimiz kopacak yeni fırtınaları bekliyoruz.
Kısacası, siyaseten oldukça türbülensli bir döneme giriyoruz.
Kemerleri bağlamakta fayda var!..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2013
26.09.2013
11.08.2013
15.06.2013
8.01.2013
11.12.2012
26.11.2012
15.11.2012
3.11.2012
15.10.2012