Cem SANCAR
Düşünüyorum da herkesin içinde bir biçimde Işid de var, Mevlâna da. Tercih senin! Mühim olan sen hangi yolu seçeceksin?
Aşkı mı, hiddeti mi?
Gerisi hikâye...
Fakat bizim ulema çok enteresan! Eski Türkiye'nin milliyetçi-kavimci-asabiyetçi genleri sürüyor.
Kadınların aşağılanması, kadınları sünnet ettirme, recmetme, cariye etme, namaz kılmayanları, farklı inanıştan insanları öldürmek olarak bilinen çürüme...
Uydurma hadislere ve post-uydurma fıkıhlara dayanan ve Kur'an'ı tadil edip yeni bir din icat eden koyu taassup yüksek sesle tartışılmaya başlar başlamaz, haydaaa!
Bir bakıyorsunuz Mevlâna eleştirilmeye başlanmış. Ne alaka?
Anlamak imkânsız. Selefi sefilliğin foyası dökülürken velilere, hikmet kaynaklarına karşı ırkçı saldırıların işaretleri veriliyor.
Biri şöyle diyor: "Arapça, Farsça yazmıştan hayır yok bize, en iyisi Türk sufisi."
Yok demek geliyor içimden, en iyisi Alman sufisi! Brezilya sufilerine hiç girmiyorum, çünkü ateistliğin değil asıl din görünümündeki "ataistliğin" dibi yok...
Gözümüzün önünde küreselleşmiş, küçülmüş bir dünyada İslam'ın renklerine tahammülsüz, önüne geleni kâfir ilan eden, höt zötçü, onu bunu asıp derisini soyan tek biçimci eğilimle nihayet yüzleşiliyor.
Ondandır, karşı saldırılar başlıyor. Bu iş Yunus Emre'ye, Ahmet Yesevi'ye kadar gider. Göreceksiniz olay İbni Arabi'ye kadar varacak...
Yalnız dikkat etmeli tabii!
Misal Celaleddin Rumi gibi velilerle uğraşmak zor! Hele arkasında Şemsi Tebrizi gibi bir pir var ise.
Dillere özen göstermeli kavlimce. Sonunda bu bir zihniyet tartışması. Bize gerekli olan şey mahalle kavgası değil. Edep dairesinde konuşulmalı derim naçizen. Ham sofuluk, adı üstünde ham!
Bu arada dikkat ediyor musunuz, uydurma hadisler, şişirme fıkıh tartışmasında bütün konuşma kadınlar üstünden yürüyor.
Bu yeni başladı ve iyi ki başladı.
Kadına hürmet etmeyen, küçümseyen, baskı altına alan, hayat alanlarını daraltan, pagan erkek cinsiyetçiliğini gelenek diye yutturan ideoloji, Işid belası vesilesiyle açığa çıktı.
Gerçekten de "üst, alt, yan ve de ofsayt aklın" planları varsa, Allah'ın da planları var!
Uzun sürmüş bir nobranlık çatır çatır çatırdıyor. Kadınlara eziyet etme, köle etme, onların yerine konuşma küstahlığının parçalandığı günler yaşıyoruz.
Tartışmalar bu menzilde yürümekte.
İsrail'i güçlendirmenin peşindeki kötü niyetli merkezlerin Arap Baharını tersine çevirme, açılımları engelleme ve de Müslüman coğrafyada parçalanmışlıklar yaratmak için yapageldikleri radikal planlar; büyük bir hayra dönüşebilir mi?
Bütün bunlar İslam'ın hakiki yüzünün, irfani güler yüzün, birlikte yaşamakların öne çıkmasına neden olabilir mi? Öyle umuyor benim deli gönlüm.
Gerçi daha yeni başlıyor konuşma...
Hayatı, kadın varoluşu üstünden okuyan gözlemciler bilirler ki tek tek kadınlardan değil -çünkü içine "cinsi bir put" kaçmış ahir zaman taassubunun cinsiyeti yok- rahim olan bir imgeden söz ediyoruz.
Bu konularda yazan, konuşan azimli aydınlar kadar, yıldız gibi parlayan, sesi açılmış kadın arifleri daha da çok göreceğiz yakında.
İşte o zaman Anadolu irfanının güneşi hepimizi ısıtacak...
Kadın, "Hakk'ın nurudur, sadece sevgili değil. Sanki hâliktir, mahlûk değil" diyen Mevlâna için yaratıcı sıfatlarına o kadar yakın!
"Sevgi boş bir laf değil. İnsan sevdiğini, dostunu, yoldaşını bir annenin bebeğini sevdiği gibi seviyor mu sevmiyor mu? Gerisi yalan" demiş mealen mesela Şemsi Tebrizi.
Anne sevgisi demiş! Oraya dikkat çekmek isterim...
Ya, "Hangi suçtan dolayı öldürüldükleri sorulur o gün... mazlum kız çocuklarına" diye fısıldayan Tekvir Suresi.
Kız çocuklarına soruluyor kıyamet hallerinde: Sizi diri diri toprağa gömmek isteyenler kim?
Kısaca, bir Facebook arkadaşımın dediği gibi: Anadolu, ana dolu! Görmek isteyene.
Günümüzde kadınlara da benimsetilen aşkı, sevgiyi "sekse" indirgeyen faydacı, hazcı, gelgeç kültür aslında bir erkek kültürü! Köle tüccarının kültürü.
İnsanın doğasına, sırrına karşı kurgulanmış robotik bir imha planı.
Bu tartışma mühim, onu diyorum. Aşk dini, merhamet dini ve kadınlık durumu...
İslam, dünyanın modern sorunlarına doğru konuşan barış dini olarak öne çıkacak inşallah. Mazlumların mağdurların dini, hakikati olarak hem de.
Bu, kadınlar üstünden olacak, başlayacak.
Bahtımız oradan açılacak...
***
Tavsiye: Anlamın izinde (Kuran okumaları) Ayşe Şener. Mana yayınları.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019