Ali BAYRAMOĞLU
Ülkenin kısa ve orta vadeye yönelik iki temel, belirleyici ekseni var.
Biri, malum, CHP’ye yönelik operasyonlarla yaşanan muhalefet baskısı ve otoriterlikte derinleşme sürecine tekabül eden eksen.
Diğeri ise Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan Kürt meselesinin şu veya bu şekilde silahsız bir aşamaya geçmesi, dolayısıyla çözüm istikametinde yol almasına işaret eden eksen.
Paradoks açık.
İlki demokratik kapanmaya, ikincisi ise açılmaya işaret ediyor.
Bu iki süreç şu ana kadar ayrı yollardan yürüdü, daha doğrusu yürüyebildi.
Zira barış sürecinin ilk aşaması, DEM dışında muhalif siyasi partilere kapalıydı. Devlet-Öcalan ilişkilerine dayanan, devlet merkezli ve güvenlik odaklı bir aşamaydı. İktidar bu süreci yürütürken, CHP’ye yönelik operasyonlara da devam etti.
Ancak bugün bu evrenin geride kaldığı ortada. İçinde bulunduğumuz aşamada devlet merkezli süreç, adım adım siyaset merkezli olmaya ilerliyor.
Barış süreçleri çok etaplıdır; tek solukta tamamlanmaz.
Nitekim silah bırakma kararı, işin ilk ve başlangıç aşamasıydı.
Şimdi, içinde bulunduğumuz ikinci aşamada, bu kararın tam olarak uygulanması gerekiyor.
Ancak bu uygulamanın bazı koşulları var.
Bu koşullar arasında şunlar sayılabilir:
Silah bırakanların hukuki statüsü,
Hapishanelerdeki Selahattin Demirtaş gibi kişilerin durumu,
Barış sürecini yürütenleri güvence altına alacak yasal düzenlemeler,
Öcalan’ın hareket alanını genişletecek düzenlemeler.
Tüm bu başlıkların görüşülme ve gerçekleşme yeri Meclis’tir.
Meclis demek, siyasi partiler ve onların görüş, beklenti, tavır ve koşullarının devreye girmesi demektir.
Ülkeye hâkim iki farklı sürecin birbirine yakınlaştığı yer işte burasıdır.
Meclis Başkanı’nın kurmaya çalıştığı komisyonun esas çerçevesi ve fonksiyonu da bu bağlamda karşımıza çıkıyor.
Şöyle:
Komisyon fikriyle, yasal düzenlemeler konusunda Meclis’teki tüm partilerin bir uzlaşıya varması isteniyor.
Ancak muhalefet partilerinin bazı koşulları var.
Bir kere, AK Parti-MHP ve muhtemelen DEM üyelerinin basit çoğunlukla oluşturacağı bir gündemin ve alınacak kararların figüranı olmak istemiyorlar. Nitekim CHP, nitelikli çoğunluğu komisyona katılımının ön koşulu olarak ilan etti.
Ayrıca komisyonun gündemi bakımından da farklı eğilimler var. AK Parti bu komisyonu teknik bir çalışma birimi olarak görmekte. Buna karşın muhalefet partileri, gündemi sınırlı düzenlemelerin ötesine taşıyacak bir demokratik boyutun da olması gerektiğini savunuyorlar. Mealen şunu söylüyorlar:
“Toplum barıştan yana, ama söz konusu örgüt elemanlarının entegrasyonu ve Öcalan’ın hareket alanı olunca bu destek yüzde 20’lere düşüyor.
İktidar, toplumun en az destek verdiği yönleri bize yüklemek istiyor.
Öcalan’ın koşullarını, Karayılan’ın İsveç’e yerleştirilmesi gibi meseleleri bizim çözmemizi, ama diğer konulara karışmamamızı istiyor. Bunu kabul etmeyiz. Demokratikleşme ekseninin de bu komisyonda tartışılacak konular arasında olması gerekir. Demokratikleşme deyince akla önce bazı engellerin kaldırılması geliyor. Kayyumların kaldırılması, aynı zamanda diğer belediye başkanlarıyla ilgili tutuklu ve gözaltındaki kişilerle ilgili hak ve hukuk meselelerinin devreye girmesi demek…”
Tartışmalar sürüyor…
Ancak şu açık: Komisyon tartışmalarıyla birlikte Türkiye’nin paradoksal görünen bu iki farklı ekseni birbirine değmeye başlamıştır.
Kaldı ki bu kaçınılmazdır.
Siyasette veya herhangi bir siyasi alanda, birbirinden ayrı duran iki paradoksal sürecin temas etmemesi, birbirini etkilememesi ve karşı karşıya gelmemesi mümkün değildir.
Gerçek anlamda temas ettikleri anda, siyaset nasıl bir şekil alacak?
O da ayrı ve önemli bir tartışma konusu…
Başka yazıya.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025