Murat BELGE
İnternet gazetelerinden birinde gezinirkendi, yanılmıyorsam, bir söz gözüme ilişti ve belleğime yerleşti. Söyleyen, Ülkü Ocakları’nın eski Genel Başkanı’ymış (Alaattin Aldemir). Şu günlerin sıkça kurcalanan “Öcalan’la konuşma” üzerinde sürüp gitmekte olan kavga hakkında görüş bildirmiş. Görüşünü mizahi bir dille belirtmiş. “Öcalan’la görüşmeyip Cibuti Başkonsolosu’yla mı görüşeceklerdi?” diye soruyor. Evet. Doğru soru. Kiminle kavga ettiysen, barışmanın daha iyi olduğuna karar verdiysen, onunla konuşacaksın.
Aldemir’e hak verir ve esprisine gülerken zihnime biraz farklı şeyler üşüştü. Yıllardan 2025 içindeyiz. “Öcalan’la konuşma” dediğimiz aşamaya bu yıl, Devlet Bahçeli’nin beklenmedik “açılım” çağrısıyla “mülaki olduk”. Çok değil, üç-beş yıl önce içimizden biri “Öcalan gelsin, Meclis’te konuşsun, derdini anlatsın” demiş olsa ne yapardık? Daha doğrusu şimdi bu çağrıları yapmakta olanlar o zaman nasıl tepki verirdi?
Şimdi de tepki verenler var ve bu tepkilerine baktıkça o zaman ne yapacaklarına dair fikir edinebiliyoruz. Hatta belki edinemiyoruz çünkü o zaman bu tepkiler çok daha sert olurdu. “Vatan haini” haykırışları semaya yükselir, hapishane kapılarının önü kalabalıklaşır, belki silahlar da konuşurdu. Bu tepkilerin en “şedid” olanlarını da bugün Öcalan’ı Meclis’e davet eden ya da Cibuti Başkonsolosu’nu hakemlik etmeye çağıranların yol arkadaşları, ülküdaşları çıkarmakta olurdu (Bugün de öyle olduğu gibi — bir zaman önce çeşitli nedenlerle yollarını ayırmış “eski” ülküdaşları). Daha ötesine gerek yok, “Kürt Sorunu” diyeni tepelemeye ahdetmiş kişilerdi bunlar.
Oysa o zaman Kürt sorununu Kürtler’le konuşmaya hazır bir siyasi önderlik yaşatılabilse, Kürtler adına konuşmaya gelen de muhtemelen Abdullah Öcalan değil, hapse attığımız Selahattin Demirtaş mizacında biri, birileri olurdu. Ve şimdi her biri kendi mezarında yatmakta olan onca Türk ve Kürt genci şimdi ellerinde tüfek değil kâğıt kalem olarak yaşıyor olurdu.
Her zaman, her ortamda, her sorun karşısında “müzakere”ye açık ve hazır olmak… Ya da olmamak. Bu “iki yol ağzı”nda kendi yolunu seçmek zorunda kalmış toplumlar arasında Türkiye açık olmamayı tercih ettiği için buraya bu şekilde geldik. Buna da şükür — açılır gibi olan yolu yeniden kapatmaya hazırlanan güçler umarız hedeflerine ulaşmazlar. Ama dünyada olup bitenlere baktığımızda bu tercihi yapanın yalnız Türkiye olmadığını görüyoruz. Sonunda iş geliyor, kaba kuvvete dayanıyor ya da öyle algılanıyor. “Benim kuvvetim seni bastırmaya yeter!” Evet, devletler güçlü, egemenler güçlü. Ama bir bakın çevrenize, benzer mücadeleler arasında müzakereyi ilkesel düzeyde reddederek başarılı olmuş bir devlet var mı?
Burada (ve şimdilik) keseyim. Bundan sonra Kürt sorununun ve bu mücadelenin girdiği evrelerin derinlemesine analizine girmek gerekecek ki, bu ayrı bir çabanın konusu.
Yazarlar
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKürt sorunu: Aslında çözülmesi en basit sorunumuz 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025