Cem SANCAR
Pratisyen bir Doktor, PKK'nın öldürdüğü doktor için "Öldürüldüğüne çok sevindim. Cahil biri eksildi dünyadan" diyor. Sonra gelen tepkiler üzerine "hesabım hacklendi, ben yazmadım, adım bu olaya karıştığı için üzüntülerimi bildirir, TR halkından özür dilerim" şeklinde sahtekârlıkta ışık hızını geçiyor. Korkak ve sinsi bir fıtrat. Omurgası deforme, bir alt-insan...
Bodrum'da kıyıya vuran Suriyeli çocuğun cesedi sadece Avrupalıların, Amerikalıların Esed ikiyüzlülüğünü suratlarına vurmadı. HDP'si, CHP'si, Suriyeli mültecilere kin kusan sol-faşolar, hadsiz bir mutant olarak Özkök filan hepsi. Ülkesini taş devrine döndüren Esed'le hatıra fotoğrafı çektiren ne kadar timsah varsa şimdi günah çıkarma seanslarında. Ama boşuna. Kuyrukları kısıldı halkın gözünde.
"Batıcıların" sırtını döndüğü bir katliam gerçeği olarak, Silvan'da mayına basan minik Fırat'ın babası Sabri Simpil'le birlikte söylersek eğer: "Çocuğum paramparça oldu. Buralardan İslam gitmiş!"
Sağduyuları kadar haysiyetlerini de kaybetmiş ex aydınlara misal, bir Mithat Sancar utanmadan "PKK olgun davrandı" diyebiliyor. CNN'de, genç çocukların cesetlerinin üstüne basmış, paçalarına kan sıçramasın diye sıvayarak.
Ne aydın ama! İnsanı bunların içinden çekip almışlar. Boş bir kabuk kalmış geride.
Başörtülü bir hanım bakana yapılan linç bütün insaf sınırlarını aşmış. Söylemediği sözler üzerinden vuruluyor, alay malzemesi yapılıyor. Bunu yapanlar kadın eşitliği-özgürlüğü aktivistleri üstelik.
Kadınlık ölmüş buralarda!
Aynı kadınlar daha önce Sümeyye Erdoğan'a yapılan edepsizliğe göz yummuş 'onu kadın olarak görmüyoruz' demişlerdi. Kadın olmak için canavar olmak gerekiyor demek ki.
"Eğitim bilimleri, tekno-psikoloji ve aile eğitimi alanlarında çok sayıda ulusal ve uluslararası yayınları bulunan bir akademisyenim. Bu alanlarda en fazla atıf alan hocalarından biriyim. Tüm bunları göz ardı ederek kariyerime, kadın ve insan kimliğime aykırı olarak mesnetsiz ve sığ iddialar üstelik kadına karşı ayrımcılık içeren bir üslupla dolaşıma sokuldu." Diye itiraz eden Ayşe Gürcan'ı kimse duymuyor. Karşısındakiler kadın kabuğunda insan taklidi bir şeyler herhalde diye geçiriyorum içimden...
Yine Diyarbakır'da AK Parti Gençlik Kolları eski başkanı Yunus Koca işyerinde silahlı saldırıya uğrayarak öldürülüyor. Türkiye Cumhuriyeti Emniyeti psikopat katilleri yakalıyor. Hani o "diktatörün polisleri" var ya, onlar! PKK sevişgenleri fırsattan istifade terör aklaması için yırtınıyorlar.
Ne yüzsüzlük, ne ahmaklık.
Yunus Koca'dan geriye kalansa kimin insan olduğunu gösteriyor bize: "Ne güzel bahar gelecekti memleketime. Karadeniz Dağları'nda Horon tepecek; Cudi'de halaylar çekecektik beraber..."
Ve Akdeniz'de kuşlar gibi ölüp giden gariban Müslümanlar ve cehennemden kaçan esmer insanların Avrupa kıyılarında batırılan kayıkları...
Kalp yerine 'çip' takmış AB robot bürokratları. Çöken Yeni Roma'nın modern Vandalları ile vicdan karşı karşıya.
Ardından "Sarayın savaşı" diye höyküren beyni alınmış yobaz bir mutasyon... İnsanın haykırası geliyor bu evrimin alt seviyelerinde kalmış 'Alzaymır' hastalarına:
AK Parti hükümeti ve Erdoğan Türkler, milliyetçi ve laik-Kemalist kesim olmak üzere halkların kahir ekseriyetine çözüm sürecini zaman içinde kabul ettirebilen ve bunun yanı sıra %70- 80'lere varan halk desteği ile süreci başlatabilen tek siyasi güç ve iradeydi. Çözümün şiddet ve silah yolu ile değil, diyalog ve müzakere ile olacağını halka en iyi anlatan siyasi iradenin adıdır Erdoğan...
Dünya 5'ten büyük diye BM'nin sömürgeci yapısını ortaya seren, maskeleri düşüren, 2 milyon mülteciye elini uzatan adamın adıdır...
Duyarlar mı? Hayır...
Boynuzları hışımla bilenmiş Bizon Biraderlerin paralel ekranlarına çıkıp ahkam kesmelerine bakarsak anlarız aslında durumu:
1000 yıl sürmesi beklenen 28 Şubat foslayınca, Küresel Efendiler deşifre olan Ergenekon Gladyosu'nu oyundan çıkarıp yerine, eteklerinin altındaki Fethullahcıları koymaya karar verdiler. Ve 2. Cumhuriyetçi Bizonlar bu geçişi kazasız belasız sağlama işine memur edildiler. Tabii "deli cesareti olan birine" toslayana kadar! Mesele o!
Batının paralı askerleri de, Bizonlar da o nedenle homur homur...
Ateş altında bir ülkede denizin derinliklerine bakıyorum. Bir denizanası muhteşem kanatlarını açıyor bana! İçinde küçük ışıklar yanıyor. Selam veriyorum ve soruyorum: "Nasıl olacak bu iş?"
Işıl ışıl bir kanaviçe gibi öyle bir açılıp kapanıyor ki! Bir ana kucağına benzetiyorum onu.
"Ya insan olamamışlarla, çocukları denize atanlarla, insana, insafa, kendi halkına düşman, katillere âşık olmuş zavallılarla ya da insanlarla yürüyeceksin" diyor. "Ara çözüm yok. Örtbas bitti!"
Ne denizanasıymış be diye geçiriyorum içimden.
Bir denizanası kadar onurlu olmak var bu hayatta......
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019