Cem SANCAR
Geçtiğimiz 21 Aralık yılın en uzun gecesiydi. Gelenekte 'Şeb-i yelda' idi yani.
"Şeb i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir?
Müptelayı gama sor kim gece kaç saat?" demiş ya Fuzulî.
En uzun geceyi kahinle, saatbilici ne bilir? Derde müptela olmuşa sor onu, gece kaç saat sürer anlarsın, mealinde söylemiş.
Herkesin finalde teke tek karşılaşacağı o en uzun geceyi düşündüm ister istemez. Kaçışı olmayanı...
İnsan ibretlik bir öykü. En sağlam haberler insanlardan geliyor.
Misal Steve Jobs! Dijital çağın müteveffa krallarından. Nakitle de ölçülebilen başarı denilince akla gelen ilk kişi. Apple ve Pixar'ın kurucusu. Walt Disney Şirketi'nin şahıs olarak en büyük hissedarı ve dahi yönetim kurulu üyesi. Ölesiye kıskanılan Dünya Zenginleri listesine girmiş post modern bir "ilah"...
Kanser teşhisi konup hastalık amansız bir hale gelince şöyle yazıyor:
"İş dünyasında başarının zirvesine ulaştım. Başkalarının gözünde benim hayatım başarının somut bir örneğidir. Ancak işi bir tarafa bırakırsak, çok az keyif aldım. Sonunda, zenginlik alışık olduğum hayatın sadece bir unsuru. Şu anda, hasta yatağımda yatıyorken bütün hayatımı hatırlıyorum. Anlıyorum ki tüm gurur duyduğum tanınma ve zenginlik solgun ve yaklaşan ölümün yüzünde anlamsızlaşıyor. Karanlıklarda yaşam ünitesinden gelen yeşil ışıklara bakıyor ve mekanik uğultularını duyuyorum. Ölümün yaklaşan çizgilerinde tanrının nefesini hissediyorum. Şimdi biliyorum, bir ömür boyu biriktirdiğimiz zenginlik bitecek. Zenginlikle ilgisi olmayan şeylerin de peşinden gitmeliyiz. Bundan daha önemli şeyler olmalı. Belki ilişkiler, belki sanat, belki de gençlik günlerimizin hayalleri.
Hiç durmadan zenginliğin peşinden gitmek, kişiyi benim gibi şaşırmış birisine çevirir.
Tanrı bize, herkesin kalbindeki sevgiyi hissetmek için duygular vermiştir. Zenginlikle gelen yanılsamalar değil. Hayatım boyunca kazandığım serveti birlikte götüremiyorum.
Ne götürebiliyorum, sadece aşkla çöktürülmüş anılar.
Kaybedilen şeylerin telafisi olabilir. Fakat kaybolduğu zaman bulunamayan bir tek şey var 'hayat'.
Şu anda hayatın hangi evresinde olursak olalım, zamanla, perde iniyorken onunla yüzleşeceğiz.
Ailenize, eşinize, arkadaşlarınıza değer verin.
Kendinize iyi bakın. Diğerlerine değer verin..."
"Diğerleri" kelimesi can yakıcı burada! Şaşırmayın, insanlara kıymet verin diyor Jobs.
Servet, şan şöhret, iktidar sarhoşluğu boşa çıkıyor ölüm yaklaşınca. Sana sadece anlar kalıyor. Kaç mutlu anın var? Kimle sarıldın, kucaklaştın? Kimle kardeş oldun, kime ne hayrın dokundu diye soruyor insan kendine demek!
İyi bir insan olmak elbette zor şu adaletsiz, çelme takıcı dünyada. Fakat gelen o en uzun geceyi de unutmamalı. Şeb i Yelda'yı...
Efsane şair Turgut Uyar söyle yakarmış Münacat şiirinde:
"sen yarattın, sendeyiz, suyumuz, toprağımız kanımız
artık bize soluk ver, bizi besle, kendini hatırla
ey biraz yavaş, biraz kutsal, beklerken az sevinçli
seni bağışlamam çünkü ben büyük bir dirim taşırım
çünkü ben ey derim ve severim ey demeyi bilenleri
biz bir aşk nedir biliriz seninle, biz biliriz
ey kim varsa orda o tek olanın adına çekin kürekleri..."
Hattızâtında insan kürek çekerken yoruluyor. Yolda hata yapılıyor. Oturmak, sırtını devirip yatmak gibi değil! Bir yol var, engelli engebeli. Düşmez kalkmaz sadece Allah ve her ölümlü illa ki tökezliyor.
Fakat yolda olmak, ilerlerken kendini düzeltebilmek mühim. Bir de bir kıblen varsa eğer bu insanlar için de ülkeler için de heyecan verici.
İnsana doğru bakıyoruz. Barış bizim temennamız, selamımız. Şiddet durmalı. Evin içinde huzur olmalı ki evi kalkındıralım...
Kalbini öldürmeye değil yaşatmaya ayarlamış bilgelerin torunları olarak şu dünyaya afilli naralar atmak için değil bet bereket için geldik. İşler bizim için hiç kolay olmadı, biliyoruz. İlle velakin ufkaortak bir mutluluk ideali koymalı daima.
Edip Cansever'in dediği gibi:
"Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte / Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel / O başkası yok mu bir yanındakine veriyor / Derken karanfil elden ele..."
Gerçek böyle...
Gönlünde kış olanın, ömrüne bahar gelmiyor.
"İnsan kötüdür. İnsan insanın kurdudur!" diye lafa başladığın zaman artık vicdana yer kalmıyor. Merhameti kalbinden söküp attın mı bittin demek oluyor!
Steve Jobs ömrünün son noktasında bize bir sır veriyor:
Tanrı ile en uzun sürecek geceye hazırlanırken diğerlerine, "ötekilere" bakmalı, onlara bi'şöyle sarılmalı!
Merhametli insanlarla birlikte aynı semanın ve de aynı kaynaktan gelen ışığın altında bir umuda doğru yürümeli.
Ta ki, O sevgilide eriyeceğimiz şeb-i yelda'ya kadar...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019