Cem SANCAR
Sümbül sever misiniz? Boynu bükük mor bir külhanidir sümbül. Sümbül Efendi derseniz İstanbul'da bir büyük düşünür. Şehrin sahibi evliyalardan bir zat.
Sümbül Sinan, Halvetiyye yolunun yolcusu. Asıl adı Yusuf, şöhreti Sümbül. 1475-1480 Merzifon'da doğmuş, süper zeka bir çocukmuş. İlk tahsilini doğduğu yerde yaptıktan sonra İstanbul'a göçmüş, medreseye gitmiş.
Çelebi Halife namında bir şeyhin müridlerinden biriyle okuldan arkadaşmış. Bir gün yolda Çelebi ile karşılaşmışlar. Sümbül Sinan yanındakinin kulağına; "Al sana pilavcı bir sufi daha!" demiş. Arkadaşı "İnsan uzaktan anlaşılmaz. Gel bir sohbeti dinle, sonra karar ver" şeklinde itiraz edince peki demiş, muhabbete katılmış. O gece uzun sürmüş! Cazibeden evine gidememiş, orada uyumuş. Sabah da Çelebi'nin yoluna dahil olmuş.
Bir gün hoca talebelerinden tekkeye çiçek getirmelerini istemiş. Herkes birbirinden güzel demetlerle hocalarının huzuruna çıkmışlar.
İçlerinden bir tek Sinan, solmuş kuru bir sümbülle gelmiş! Çelebi sormuş:
"Hangi çiçeğe elimi attımsa Allah'ı zikrediyordu. Koparıp da zikri kesemedim. Baktım biri kendiliğinden kopmuş, onu getirdim" deyince... Üstadı Sinan'a, Sümbül lakabını hediye etmiş.
Üç yıl kadar süren nefis terbiyesinden sonra şeyhinin arzusuyla irşat için Mısır'a gitmiş.
Yine Çelebi'nin vasiyetiyle İstanbul'a dönen Sümbül Sinan, Kocamustafapaşa Tekkesinde şeyh olarak göreve başlar. 33 yıl bu tekkede taliplere nasihat eder...
Sümbül Efendi Hazretleri bir taraftan öğrenci yetiştirirken diğer taraftan da Fatih ve Ayasofya Camilerinde Kur'an-ı Kerim tefsir ediyormuş. Yavuz Sultan Selim Camii inşa edildikten sonra, burada ilk vaaz verme şerefine nail olduğuna bakılırsa iyi bir hatip. Tefsir, hadis sahasında geniş bir bilgiye sahip. Arapçayı çok iyi bildiği devran ve sema zikrini savunmak için yazdığı risalelerinde başvurduğu kaynaklardan anlaşılmakta.
Sümbül Sinan; eşyasız, küçücük bir odada yaşamış. Aynı odadan öte aleme sır olmuş, geçmiş...
Şeyhülislam Ebussuud Efendi derseniz, kuvvetli bir zahir âlimi.
Adeta paralel bir iktidar. Hırslı, celalli bir adam. Üç padişah eskitmiş. Elinde tekfiri, sanki bir ustura. Adını anmak öd telini titretir.
Tasavvuf ehlilerin hâl ve davranışlarını eleştirir ve hallerinin şeriatla bağdaşmayacağını söylermiş.
Ebussuud 'un şeriata aykırı görüşlere sahip oldukları iddiasıyla idam fetvası verdiği üç bilge şeyh; İsmail Maşûki , Muhyiddin Karamâni ve Hamza Bâli!
Yunus Emre'nin şiirlerinin okunmasını "açık küfür" görecek kadar katı bir kişi. Sufilerin devranıyla, semahıyla "kâfirlerin horoz tepmesi" diye alay ediyor...
Ebussuud efendi Sümbül Sinan'ı her gördüğünde taciz eder, incitirmiş. Hatta bir defasında Sümbül Efendiye:
"Senin cenaze namazını papaza kıldırtacağım!" demiş.
Sümbül Efendi ise sadece "âmin, inşallah" diyerek yanıt vermiş. Aradan epey bir zaman geçtikten sonra dervişlerini toplayıp şöyle vasiyet etmiş:
"Beni Fatih camiine götüreceksiniz. Musalla taşından kaldırılıncaya kadar sarık ve cübbemi tabutumun üzerine koymayacak ve hiç kimseye haber vermeyeceksiniz " demiş. Aynı gün avluda Osmanlı hanedanından bir sultanın cenazesi de bulunmaktaymış.
Ebussuud Efendi önce "gariban" cenazenin namazını kıldırmış, sonra da Sultan hanımınkini. Dervişler, namazdan sonra mübareğin sarık ve cübbesini tabutun üzerinekoyuvermişler!
Şeyhülislam Ebussuud Efendi bir bakmış ki mevtanın üstünde Sümbül Sinan dergahına has sarık ve cübbe!
Olayı idrak edince tabutun üzerine kapanarak ağladığı rivayet edilir.
Aslını astarını, gerçek finali biz bilmiyoruz. Belki bir tarihçi yazar bir gün.
Tekkeleri, zaviyeleri serbest bırakmalı, yasal kılmalı, asıl onu söylüyorum.
Mahrum kalmamalıyız güzel kokulardan.
Hem bu gri çağda, kim sevmez çiçek bahçesini? Kim korkar boynu bükük bir sümbülden?
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019