Cem SANCAR
Bob Dylan da güzel oldu. Bir Jean Paul Sartre reddedince bir de şimdi Nobel Edebiyat Ödülünü sevdim. Ters köşe bir hadiseydi...
Geçen gün örtülü iki hanım konuşuyorlardı. Sırf kulak kesildim.
(Kadın neslini dinlerim. Çok şey öğrenirim kendilerinden.)
Yemekten bahsediyordu orta boylusu, tertemiz giyinmişti. Gözlerinin içi gülüyordu.
Moda'da, yaşlı insanların yaşadığı bir evde yemek yapıyormuş her gün. Onu anlatıyordu. Kıymalı yaprak sarma ve hamsi buğulama uçuştu bir ara havada. Neyse ki karnım toktu, iştah krizleri uzakta kaldı.
70 ile 100 yaş arasında beş yaşlı varmış evde. Damatlarıyla kızları da yakında imiş. Bakmışlar yemekler güzel. Onlar da geliyormuş. Sabah 7.30 da gidiyormuş, öğleden sonra 3 gibi çıkıyormuş. Çocuklarını okuldan alıp evine dönüyormuş. Memnunmuş hayatından.
"Gerçek İstanbullular" dedi. "Varlıklı ve asiller. İstanbul'un asilleri!"
Nasıl yani diye sordu diğeri! "Yemek yapmayı bilmiyorlar" dedi öteki. "Hep dışardan yemişler. Çok nazikler fakat. Bir kibarlık var her zaman. Yalnız ev yemeğinin lezzetinden uzaklar, öyle aşık oldular yaptıklarıma..." Beyaz Türklerin ataları diye geçti içimden. Beyazların orijini! Moda, orta- üst sınıf seçkinlerin semti. Beyaz bir yerleşimdi...
Peki şu Beyaz İstanbulluların torun torbasına ne demeli?
Gezide küfür kâfur. Cumhuriyet gazetesi dersen, John zamanlarında direkt lejyoner kafası.Hürriyet ise; masa altından boyuna tekme! Twitter'i hiç söylemiyorum. Geçen gün Kemal Unakıtan vefat etti. Fecaatti beyaz trollerin hali.
Başkanlık mevzusu açılınca Yenikapı ruhu da yalan oldu tabii. Neyse ki talimliyiz bunlara. 15 temmuz bir devrimdir, biz böyle anladık. O devrim sürer. O şehitler o yaralılar o insanlar ayağa kalktılar bir kere! Direniş, hak edilmiş bir şeref...
Neyi muhafaza edeceğiz sorusu mühim bir soru ama!
Kitabımızı, direnişimizi, kültürümüzü ise orası tamam. İyi de zamanın çocuğu olmadan, vaktin evlâdı olmadan nasıl olacak bu işler? Medeniyet bir süreç, değişen bir şey. Kaç 100 yıllık kesintide yeraltından yürüdü, şimdi ise ortalara çıkmakta.
Medeniyeti önceden inkıtaa uğratan hendekleri de kaldırmalı aradan. MeselaKadızadeliler, mesela Çivilizadeler. İsimleri bile kâbus!
Bilgelere zulmeden, sürgünlerde tüketen dedikoduculardan, ezberci "hafızlardan" temizlenmeli. İyi bir kese yapmalı. Onu diyorum.
İstanbul'un manevi fatihi Akşemseddin öyle demiş: "Nice bilginler vardır gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdir. Bunlar bilgi hafızıdır, bilgi sevdalısı değil!"
Küllere tapınmak değil, ateşi canlı tutmak. Böyle alıntılamış geçenlerdeki yazısında Beşir Ayvazoğlu.
Ateşi, güzelliği, eşref-i mahlukatı, kâmil olanı.
Yeni anayasa da kâmil bir ahit yapma isteği işte! Ahit; tanıma, söz verme anlamına geliyor. Sözünde durma anlamına: Güvende olmak!
İrfani miras bu anlamda kıymetli. Oraya dönmeliyiz. Filozofları, bilgeleri konuşturmalıyız.
Nesimi faraza:
"Derviş olan aşık gerek yolunda hem sadık gerek
Bağrı anın yanık gerek can gözleri açık gerek
Alçaktan alçak yürüye toprak içinde çürüye
Aşk ateşinde eriye altın gibi sızmak gerek."
Ya da sürgünlerde parlayan bir yıldızla, Niyazi Mısri ile:
"İster isen bulasın cânanı sen
Gayre bakma sende iste sende bul
Kendi aynanda gözle onu sen
Gayre bakma sende iste sende bul."
Moda’daki 100 yaşındaki beyazlara gelince, “asiller” diyordu aşçı hanım. “Evet bize yabancılar ama bir zarafet de var onlarda!”
Şöyle düşündüm: Bize acil lazım olan yeni bir sözleşmeydi! Beyazlar eli mecbur “yemek” yapanın, iktidar yapma hakkını kabul edecekti. Bundan böyle kimse kimseyi küçük görmeyecekti. Yeni ahit buydu. Eşit olunacaktı.
Bob Dylan evet. Fakat artık şu anlaşılmalı:
Yemek bir mecazdı. Muhafazakârlar olmasa aç kalırlardı...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019