Cem SANCAR
Güneş açınca tırak diye adaya bahar geliyor. Fenalıklar Fabrikasının el altından üstümüze saldığı 'Kara Büyüye' inat bahar, kurduğumuz büyük düşlerin fidelerini suluyor.
Bahçede ecdadın diktiği yediveren gül açıyor, isketeler yeniden-doğumu müjdeliyor. İyot ve çimen kokusu insanın içini velveleye veriyor.
Biliyorum artık neşemiz yerine gelecek! Diriliyoruz. Kıyamdır bu.
Niye olmasın?
İmparatorlukların kalbinde, bilge bir coğrafyadayız nihayetinde. Onların torunlarıyız...
Havalar ısınınca kargalar ortaya çıktı fakat! İnsan sevmiyorlar fazla. Kanlı bıçaklı bir düşmanlık şeyindeler. Ekmek atıyorum, pek yüz vermiyorlar. Bir surat, bir surat.
Terk edilmiş kedi, köpek sürüleriyse güneşte daha bir sempatik. Yalnızlık bitti, dışarıya çıkan insanlar ekmeklerini paylaştı, karınları doydu, yalanıyorlar.
Geçen gün bir tanesi, yaşlı, kır kürklü, adı Kanki idi yanılmıyorsam. Kuyruk salladı, yanıma yaklaştı.
Ateş isteyecek sandım, çakmağı arandım. "Abi" dedi, "Biz her şeyin farkındayız, bakma sen o asabi kargalara!"
"Tamam" dedim Kanki'ye vapura bindim. Açtım laptopumu. Birden ağır bir koku!
Karşıma nefes darlığı çeken şişman, derbeder bir adam oturmuştu. Dili ağzına büyük, dört parmak dışarda, gözlerinde şişe dibi gözlükler.
"Halam" dedi! Başımı salladım. Meczuplara hürmetim vardı. Ne dediklerini anlamamam ırgalamazdı zatımı.
Evsizlerin nişanesi koca çantasını yerleştirdi köşeye. Yanındaki tanıdık balıkçı kalktı, duble bir çay aldı. Adam cebinden çikolatalı bir bisküvi paketi çıkardı. Hapır hupur, döke saça yemeye başladı.
Arada muzip gözlerini bana dikiyor, dilini çıkarıp gülümsüyordu...
Bu tatlı gariban bir süredir yaz-kış adada. Yazın izin verilen teknelerde uyuyor. Kışın ise gürül gürül yanan sobanın, demli çaya ve okeye oturmuş, kül yutmaz, mantara basmaz balıkçıların yan masasında takılıyor.
Şahit olmuştum. Deniz Zencileri, garibin çayından, ilacına her şeyiyle ilgileniyor, şakalarıyla ona koca bir aile duygusu yaşatıyorlardı.
Adı Mesut'tu. Havalimanından malulen emekliydi. Hovarda bir adammış zamanında. Bir kaza geçirmiş, beyni hasar görmüş, engelli hale gelmiş. İki dairesi, iki çocuğu ve karısı varmış. Evlerini elinden almışlar, maaşına kredi borcu yüklemiş, terk etmişler. O da sokağa düşmüş, sonunda adaya kapağı atmış...
Birkaç gün sonra, gecenin son vapuruyla dönerken yine karşımdaydı bizimki! Siyahları çekmiş, tıraş olmuş, yeni bir çanta kuşanmış, dönüyordu.
Hikayeyi bilen bir balıkçı tercüme etti olan biteni. "Donuyordu kışın. Telefon ettik İBB'ye. Götürdük, hasta olmasın diye."
Gelip almışlar. Yıkamışlar, paklamışlar. Gündüz çıkıp gezebilirsin, gece gel yat sıcak sıcak demişler.
Bahar kapıyı çalınca fakat dinlememiş bizimki. Adayı özlemiş. Telefon etmiş, gidip almışlar.
Fırsatını bulmuşken "Tamam da niye 'Halam' diyor peki?" diye sorasım geldi. "Selam diyor abi, lisanı öyle" dedi balıkçı.
Mesut'un kaderini, bu ikinci hayatını düşündüm. Bir film gibiydi sahiden hayat. Yerini bulmak mühim meseleydi...
Bir şair "Aslında tek bir şeyi anlatıyorum / Aynı yerden başlayarak" diye yazmıştı.
Dilimde tuhaf bir şişme (Allah Allah!) vapurdan inip eve doğru yürürken, karşı kıyıdaki İstanbul çoktan kepenklerini indirmiş, ışıktan ziynetlerini takmış, giyinip süslenmiş, deniz kenarına sere serpe uzanmıştı.
Bu şehrin güzelliği bir yeraltı nehriydi usta! "İçerden" bakmayınca görünmüyordu.
Kuşlar ve börtü böcek ve mütevazı insanların, hepsinin bu dünyada bir kısmeti, bir nasibi vardı. Herkese yer vardı burada. Kargalara bile...
Hayalimdeki sevgiliye dua niyetine "Tedirgin ellerinde bir çeşme saklıyorsun, içmesem öleceğim; bakışım onda öyle" diye seslendim.
Sonra cümleten mutlu, mesut bir yaz diledim.
Muhabbetler artsın istedim...
2013'te burada yayınlanan 'İnadına mesut...' adındaki makalemin üstünden uçarak yazdım.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019