Cem SANCAR
Tarihimizde ilk defa onlar bizi değil, biz 'darbecileri' yargılıyoruz. Hayat normalleşiyor.
Fotoğraf berraklaştıkça insanın aklına Gezi olayları geliyor.
Gezi'den önce Beyoğlu Platformu adında sivil bir oluşumda yer alıyordum. Belediyenin iyi niyetle kotardığı bir kurul idi bu. Her şey istişare ediliyor, sivil toplum dernekleri, dini vakıflar, Beyoğlu'nun ünlü esnafları, aydınlar herkes fikrini söylüyordu...
Gümüşsuyu, Galata semt dernekleri gibi mahalle dernekleri gelip sıkıntılarını paylaşıyorlardı. O sıralarda açık meyhane-açık WC haline gelen Galata Meydanı anlatılıyor, cadde ve sokakları geçilmez kılan masa ve sandalyelerin düzenlenmesi isteniyor, eğlence yeri STK'ları ise can havliyle kendilerini savunuyor, mutedil bir uzlaşma aranıyordu.
Mesela Gümüşsuyu sakinleri süren park ve meydan inşaatı ile ilgili kaygılıydı, kararlara katılmak istiyorlardı.
İstişareler sürerken son toplantıya bir bölge bürokratı katıldı. Hem ıslah, hem de gerginlikleri azaltıcı bir konsensüs yönündeki yapıcı konuşmaların ortasında söz alıp şunları söyledi:
"Devlet karar alır, gereğini yapar, yapacaktır!"
Toplantı bitti.
O bürokrat bugün FETÖ'den tutuklu!
***
Sonra aradan fazla geçmedi Gezi olayları patladı.
2013'te sosyal medyada o ilk günleri yazdım, ardından Yeni Şafak gazetesi bunu yayınladı:
"İşin en başında gezi parkında çadır kurup direnenlere yöneltilen haksız şiddeti protesto ettik ve demokratlık gereği hükümeti -elbette başbakanı- göreve çağırdık. Bu haksızlık uzarsa işe sırtlanların, engereklerin ve timsahların karışacağını, bunun bir darbe simülasyonu haline geleceğini gırtlaklarımızı yırtarak bağırdık.
Güvenlik bürokrasisinin demokratikleşen ülkeye yetişecek reformlara ihtiyaç duyduğunu, eylemin ilk gününde çadır yakma sertliğini savunanların darbe kafası taşıdıklarını, provokasyonun başlayacağını tekrarladık. Yeminli kötülerin saatlerini beklediğini yazdık durduk...
Fakat uyarılar kara öfkenin gazında kayboldu gitti. Akıllar tutuldu. Basiretler bağlanmıştı bir kere..."
***
An itibariyle bakıyoruz çadırları yakanlar, emniyet müdürü, vali filan toptan terör örgütünden yargılanıyorlar!
Gezi'nin ilk üç, beş gününde tahammüllerle oynayan şiddet, istediğini elde etti. Endişeli genç orta sınıflar karşı cepheye mıhlandı. CHP'nin de balıklama dalmasıyla körlük, üst akıl denen organizasyonun istediği kıvama geldi.
Daha sonra olanlar ise bilinmekte...
Yeşilci, özgürlükçü fikri yapılar kadar eğitimli sınıfların bir kısmı da demokratik bir 'yeni ülke' kurma fikrini terk ettiler. Böylece 'düşmanın' istediği oldu, ülke yarıldı.
Yeni Türkiye'ye doğru hareketlenmiş kitleler yön değiştirdi. Gezi kalkışması denen Vandalizm yenildi evet ama çok seslilik de bozuldu. Toplum kesin çizgilerle ikiye ayrıldı. Gezi'nin finalinde herkes itibar kaybetti.
Bugün 15 Temmuz'u durduran yiğit direnişçileri, oradaki büyük anlamı unutmadan geriye doğru bir bakmalı diye geçiyor içimden.
FETÖ'cü ihanetin tezgâhından kurtulanlar olarak şöyle bir gözlerimizi ovuşturmanın vaktidir zannımca. Sis dağılıyor, gerçek aydınlık yüzünü gösteriyor: Gezi yapay, kışkırtılmış bir yarılmaydı!
Her dış etkiye koşarak paralı asker yazılan Neo Nazi 'sol' örgütleri vs. bir kenara bırakırsak; Polis de, Gezici gençler de, saf aydınlar da hepsi Fethullahçı kadrolar ve 'küresel fitne' tarafından kullanıldılar.
Gezi; reformların, iktisadi, siyasi, demokratik motivasyonların kesintiye uğramasına sebep oldu. Doğal olarak Yeni Türkiyeci olması gereken ve muhalefetleriyle ülkeye hız kazandıracak zümreleri karanlık bir cepheye kattı. Kültürü böldü! Türkiye'nin yükselişini durdurmak için yapılan planın muktedirlerini sevindirdi.
Bu büyük tuzağın, bu yarılmanın aklıselim ile konuşulacağı bir döneme girdiğimiz bence aşikâr.
Evet, tarihimizde ilk defa biz 'darbecileri' yargılıyoruz. Hayat normalleşiyor.
Normalleşsin istiyoruz...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019