Cem SANCAR
Ne acayip günler yaşıyoruz Çekirge.
Ülke darbeyi yendi, büyük ülke oldu. Temizlik sürüyor ama demokrasi kapıları da açıldı, sıra bu kapılardan girmekte.
Öte yandan medya mecralarında ne şahane beyinlerle tanıştık. Herkes bir biçimde kirlenmişken, menfaat şehrine uzak, dürüstlük mahallesinde oturanlarla kapı komşusu olduk.
Diğer taraftan şehrin yalnızlarında bir şekva temizlenmesi, siyasi devrime adanma ve tecrit edilmişliğin yenilmesine tanık olundu.
Bu arada halkın anlaşılır hiddetini izledik. Toplumsal genetik sırlar ortaya çıktı. Bundan böyle yalanla dolanla tankla tüfekle bu halkı esir etmek uzak ihtimal bir kere!
Gerçekten bu topraklar deli cesaretin toprakları. O da idrak edildi.
Tabii arada hasetten, fesattan fena delirmiş insanlar gördük, darbeci içgüdüsünü, mahkemelerdeki karaktersizliği tanıdık. 100 yıllık vesayetten kurtulalım derken, denize düşüp yılana sarıldığımızı anladık...
Ve lakin muazzam latif bir sosyal değişimin fotoğrafları da gözümüzün önünden geçti.
Askeri radikalliğin baskısı altında eli mecbur kendine Müslüman değil de muhafazakâr diyenlerin -ki sürekli devrim yapmaktadırlar- dünyaya açılan müthiş ve çok renkli arayışını; bu arayışın dip nehirlerinde hür, sosyolojik figürler olarak kadınların öne çıkışını, akabinde selefi radikalizmin derinleşen iç sıkıntısını seyretmekteyiz...
Hem maddi hem manevi anlamda çok acayip günler yaşıyoruz, onu söylemek isterim.
Hakkını vermeliyiz. O da var...
***
Sosyal medyanın 'izan' adındaki, bahçelerinde tevazu yetişen evlerine, 'insaf' kıyılarında ikamet eden insanların yorumlarına bakıyoruz ve oradan öğreniyoruz:
Her kafa-gidik'e, her ağzı bozuğa, dandirikten abuk yazılara zırt diye gözaltı kararı verilmesini eleştiriyorlar!
Bu eleştirilere katılıyorum. Katılmamak elde değil.
Elbette dava açmak, suç duyurusu yapmak bireysel bir hak. O ayrı.
Fakat böyle hastalıklı bir güruh var ve kimsenin de bunları taktığı yok. Biz bu kararlarla onlara dikkat çekiyoruz, adam ediyoruz.
Gerek yok bence de...
***
Şükretmeyen ölüyordu, onu diyordum.
Hayat kendiliğinden akıyor. Çeşitli tecrübeler durmadan yakamıza ilişiyor, kimi acı veriyordu: Evet!
Ve fakat "Yarabbi eşyanın arkasındaki hakikati bana göster" diyen Muhammed'i dua aniden önümüze çıkıyor, yara bilgiye, tecrübe hikmete, nasihate dönüşüyordu.
Kalp kırılmalarının yükselttiği öfke, ferasetin pencerelerinde sulh oluyor, derin bir anlayış yaslanıyordu.
Tabii hiçbir şey anında ve lop diye olmuyordu, biliyorduk, ama 'oluyordu' sonunda. On'çün eşyanın, olan bitenin ardındaki hakikat; olayların arkasındaki hikmet, canımızı yakan şeylerin içindeki 'yeni idrak' bir bal gibi sızıyordu üstümüze.
Yapış, yapıştık...
Hacı Bayram Veli'nin dediği gibi:
"Nagihan bir şehre varıyoruz, orada kendimizi inşa edilirken görüyoruz!" durumundaydık.
(Nagihan: ansızın)
***
İçimdeki ihtiyar konuştu: "Yazarların hayatı uzaktan bakınca heyecan verici, yakından bakınca sıkıcıdır" dedi. "Kim ister o kadar saat kitaba bakanı, denize bakanı. O kadar ay yazılacak bir kitapla boğuşanı? Kim dayanır bir kelimenin peşinde ömür geçirene!"
"Onun için, seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli, diye aslında yazarlara denmiştir" diye ekledi.
"Yazar dememe bakma, düşünürlerin de kaderi aynıdır!"
O böyle konuşunca -bir nevi Jung arketipi- bir aynayı şırak diye yüzüme tutunca diyelim, durdum düşündüm:
Bütün bunlar gerçek mi diye?
Sonra kimseye duyurmadan modern hayatlara, modern sıkıntılara, muhafazakâr ertelenmişliklere doğru şöyle uzuuun bir atar çektim...
İçimdeki ihtiyar biraz sert biriydi. Ne var ki içimdeydi. Benim bir parçamdı. Yapacak bir şey yoktu.
Ardından şehr-i aşka, rüzgâra ve kelimeye sığındım...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019