Cem SANCAR
Geçen gün sinema filmi gibi bir rüya gördüm.
Rüyamda "Biz yokuz!" diye vadimizi ele geçirmişti nemrut adamlar! Yağmurlu bir yüzle bir araya gelmiştik fakat. Paslı zırhlarımız ve itirazımız vardı bu işe.
Gece çıktık, yanyana durduk. Aşağıdaki vadi öyle yeşildi, deniz öyle sihirliydi ki! Şehir kolyelerini falan takmış takıştırmış, karşı limana uzanmıştı.
Sırtımızda çiçek desenli, kristal camdan silahlar! "Üzülme" dedim yanımdaki siyah giyinene. Elindeki buzlu camdan bazukaya baktım.
"100 yıldır aklımızı almışlar, dilimizi koparmışlardı. Geçmişimizi silmişler, yol gösterici işaretleri bize unutturmuşlardı. Başka âlemlerdeydik önceden. Kaybolmuştuk. Yokuz diye oldu bunlar, merak etme halledeceğiz inşallah..."
Tuhaf bir rüyaydı. Yaşımı kestiremiyor, kaç erkek, kaç kızdık hatırlamıyordum. Sadece eski şehrin yarı bodrumlarında seherde öten bir kumru figürü vardı aklımda. Bir de bir kravat gibi boynumu sıkan ezberler. Kravatı çıkarıp attım. Bir şangırtı oldu. Silahlar tuz buz. Oh be!
Sonunda uyandım...
***
Sufi der ki: Papağan aynaya bakmış kendini görmüş. Aynanın arkasında meğer biri gizlenmişmiş! Gizlenen konuşunca, papağan taklit etmiş, dillenmiş. Sonra da haspam, aynadaki kendini Tanrı sanmış...
Bunu kalp kitabından okuyunca, ilham enseme aktı, oturdum şöyle yazdım:
İnşaatta çalıştım, harç kardım, kendime bir çift bacak yaptım. Yürüdüm, şehre daldım.
Dışarda güneş vardı, sonbahar kokmuştu. Gördüklerimi size haber vereyim dedim:
Her sabah şehri papatyaya boğan çiçekçi Roman Edirne'de 248 metrekare arsa almıştı.
Ev yapacaktı. Huzur istiyordu. Karaköylü Davut hırstan simsiyah, çaydan servet peşindeydi.
Havas ortada yoktu, tuz kurutuyordu. Avam işi şakaya vurmuştu. Sokakta millet gırgır şamatadaydı. Seyyar balıkçı "Çingene palamudu konuşur duydun mu?" diye bağırıyordu, Tostçu Kemal karısından fırça yemiş, siyasetin gelmişine geçmişine giydiriyordu. Eski tanıdıklar para yapmış, kendilerini sitelere kilitlemişlerdi. Endişeli, yüksek sesli ve orada yoktular. Sadece vitamin hapları ve taptıkları heykelleri vardı.
Katakulli kurmaktan gözleri pörtlemiş vesveseli Beyazları -ve de onlara deli gibi özenen diğerlerini- hesap cüzdanlarına kapattım. Ezanlar başlayınca hayata ve hayatı bahşeden mucizeye baktım...
***
Sonra bol tütün, bol hayat, boğuk bir ses, caz tadında üç kere tekrarladı, dedi ki:
"Kalbimi açıyorum size.
Burada bir âlem, orada bir âlem, bense eşiğindeyim kendimin.
İçim bin türlü. Yerlere göklere sığamıyorum da bir tek gönlüme mi sığıyorum?" Ses nerden geliyor diye döndüm, televizyonu gördüm. Kömür gözlü bir bilge televizyonda konuşuyordu.
Herkes, hepimiz artık sanal bir şeydik, ekrandaydık. Haberler başlamıştı.
Haberlerde, Polonyalı atkuyruğu saçlı bir adam anlatılıyordu. Evli, iki çocuklu adam Kur'an'dan bir ayete rast gelmiş, hayatı değişmişti!
Hakka âşık olmuştu. Çoluğuyla çocuğuyla vedalaşmış, evinden iki atıyla (at?) çıkmıştı. Türkiye'ye at üstünde gelmiş. Kudüs'e gidiyormuş. Kudüs'te aradığını bulamazsa Mekke'ye devam edecekmiş. Allah'ı arıyormuş. Tercüman öyle çevirmişti.
Anadolu, yani bizimkiler, elemana rastlayınca almış bir at çiftliğinde ağırlamışlar. Atların bakımını yapmışlar, yedirmişler içirmişler, uğurlamışlardı.
Görüntüdeki adam vakur ve çok mutluydu. Gözleri hayranlıkla parlıyordu.
Tepelerde değil, kendi halinde insanlar arasında, aşağılarda güzel şeyler oluyordu. Oluyordu da "Hangi ayet?" sorusu aklıma takıldı kaldı...
***
Sonra: Japonya'da Budistler 'Robot Rahip' icat etmişlerdi. Cenaze ayinlerini yönetecekmiş bu tenekeler.
Robotik bir din geliyordu yani. Allah'ını kaybeden insan, demek robotlaşmak istiyordu.
Aklımda, olay sadece Japonya'da mı geçiyor, diyen hınzır bir düşünce...
Delilik çağına hoş gelmiştik...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019