Cem SANCAR
Ara ara, iklim her ne kadar fırtınalı olsa da gündem dışı yazmayı seviyorum. Hem genel algı seviyesinin yükseldiğini biliyorum, hem de bir öğrencinin gayretiyle ve de farklı edebi üsluplarla okuru -ki zaten köşe yazısı dediğimiz şey bu anlamda edebiyat ürünüdür- tanıştırmaktan zevk alıyorum.
Fakat tabii büyük değişimin zillerinin çaldığı günlerde seçim gözlemlerimizi yazmazsak olmaz. Orası malum...
Türkiye bilakis her türden medyanın özgürce yayınlandığı bir yer. Her sabah bütün medyalara bakar, köşe yazılarını tarar, gündemi elerim.
Yayın organlarını ve siteleri, ulusalcı, sakil, düşman, dost filan diye ayırmadan izlerim.
Çünkü kereste gibi gözükse de keçiboynuzunu severim. Sabredip çiğnersin ve eğer içi kurtlu değilse bir tat alırsın. İçi çürümüş olanı da atarsın çöpe, gider. Yutmak zorunda değilsin.
Biz de yutmuyoruz!
Radikal ulusalcıların medyalarında enteresan şeyler oluyor.
Öyle öfkeli, öyle küfür kâfur şeyler yazıyorlar ki inanılmaz. Bir ara azınlıklar hakkında tahripkâr sözler etmişler, sonra o günlere denk gelen Hrant Dinkcinayetinin ardından pişmanlıkla ekrana çıkıp ağlamışlardı, o günleri hatırlıyorum.
Yanılgılarından hiç ders çıkarmamışlar. Abuk sabuk bir hiddet, bitmez tükenmez bir hınç. 'Üstüm başım b..k kokuyor' diye övünüyor biri. O kokuyu seviyormuş...
Diğeri, 90'ların karanlıklarından zengin olup çıkan öteki, darbe dinamiğinde yerini kaybetmiş kurnaz tilki. Yerli otomobile takmış. Bitmez tükenmez bir 'Erdoğan kini'.
İster istemez 'Ne diktatörlükmüş be mösyö! Her türlü cılkı çıkmış tip her gün hönkürüp durmakta. Daha ne olacak? Alıp başımıza koyacak halimiz yok ya' diyesi geliyor insanın.
Neyse, ardından Fox TV'yi açıyorum. HDP çıkmış. Pervin Buldan ile sakallı bir bey ekranda. Bütün önyargılarımı bir kenara bıraktığımda, haberciler doğru sorular soruyorlar diyebilirim. Hatta çanak sorular!
Hanım politikacının yanındaki zat evlere şenlik. Şahıs hiçbir soruya cevap veremiyor. Sürekli "Özgürleştirme, demokratikleştirme" diye geveleyip duruyor. 80'li yılların sıkıcı Ankara solculuğu. Ne bir vizyon, ne de hayata değin bir öneri. Neyi özgürleştireceksin birader desen, PKK diyecek büyük ihtimal...
Pervin Hanım'ın durumunaysa karşısındaki gazeteciler bile üzülüyor, tatsızlaşıyorlar. Öyle bir hâl ki bu, tümünün yüzü düşüyor. 'Yuh artık!' diye geçiriyorlar âdeta içlerinden. Pervin Hanım da dizayn edilmiş 3. sınıf bir militanın slogan galerisi.
Hele "Ekonomik projeleriniz nedir?" diye sorunca biri, iki eş başkan birbirine bakıyor. Sinirlerim bozuluyor, kahkaha atıyorum o an ekran karşısında: "Ne ekonomisi ya? Özgürleştirecekler ya işte!" diyorum...
Ne kolay sözler: Özgürlük-demokrasi- barış! Ruhunu ecnebilere satmış seri katiller örgütü bile bu kavramları kullanıyor. Kendi insanlarını takır takır infaz etmiş bir totaliterlikten bahsediyorum. Son kullanma tarihi sakıt kokmuş Stalinlerden.
Öte yandan düşünceye katı yasaklar koymuş, hapislerde çürütmüş darbeci bir vesayetin artıkları da 'İnsan Hakları' diye konuşabiliyor.
Postmodernizm böyle bir şey demek, diye geçiyor aklımdan. Her kavramın içi boşaltılmış. Her kelime paspas yapılmış!
Bu çağ vasatlığın çağı, onu biliyorum. Biri sahnede sirk tadında bisiklete biner, maço kabalığın kadın hali; 15 Temmuz'da halkın şehitler vererek yıktığı FETÖyuvalarını geri getireceğim der, öteki döviz yükseldi diye kendini Castro zanneder...
Evet, bana göre de seçim çoktan yapıldı, bitti. Kimin kazanacağını anlamak için müneccim olmaya gerek yok.
Finalde biz biliyoruz ki: 24 Haziran ülkeyi dipten buralara taşımış olanların zaferi olacak. Her şeyi yeniden konuşacağız. İçi boşaltılmış kavramlara yeni muhtevalar kazandıracak bir zihniyetin her alanda kuruluşuna tanık olacağız.
Böyle diyor ve tatsız keçiboynuzlarını münasip bir yere bırakıyorum...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019