Cem SANCAR
Hâkim (Bilge) Senai, şeriat gemisine binip tarikat denizine açılınması gerektiğini vurgular. Mevlânâ ise, şeriat olarak isimlendirdiği mumu ele almakla yolun aşılmış olmayacağını, ama onu ele almadan da yola çıkılamayacağını belirtir. Ona göre şeriatın yol göstericiliğinde gitmek tarikat, hedefe varmak ise hakikattir. Necmeddin Kübra Allah'a ibadet etmeyi şeriat, huzuruna varmayı tarikat, müşahede etmeyi de hakikat olarak ifade eder.
Mevlânâ'da, tıpla ilgili bilgileri öğrenmek şeriat, doktorun tavsiye ettiği ilaçları almak tarikat, şifa bulmak da hakikattir. Şeriat ilimdir, tarikat bildiğiyle amel etmektir, hakikat ise Allah'a vasıl olmaktır, Necmeddin Kübra, Moğolların Harezmî işgal etmesi üzerine 600 kadar müridiyle onlara karşı savaşmış ve bu savaş sırasında şehit olmuştur. Kendisini şehit eden Moğol askerinin uzun saçının perçeminden tutmuş ve bırakmamıştır. Moğol askerinin saçını kestirmek zorunda kaldığı bu durumu Mevlânâ şöyle anlatmıştır:
Biz ol ızzu kerem kavmindeniz kim
Demâdem iş edip sagar tutarlar
Ne şol bir-kad ü müflislerdeniz kim
Füsûn edip bize lagar tutarlar
Bir elden nûş edip iman şarabın
Bir elde perçem-i kâfir tutarlar...
Hakîm Senai 1072'de Gazne'de doğar, 1131'de ölür. Tasavvufî mesnevî geleneğinin kurucusu ve Feridüddin Attar ile Mevlânâ'nın habercisidir.
Ömrünün bir kısmını Mevlânâ'nın doğum yeri Belh'te geçirmiş, Gazne'ye döndükten sonra inzivaya çekilerek münzevi bir hayat sürmüştür.
Tasavvuf ahlâkını şiir diliyle mesnevî tarzında ilk defa o yazdı. 10 bin beyitten oluşan ve Mevlânâ'nın eserlerinde 'İlahiname' olarak zikrettiği Hadikâtü'l- Hakika bu türün ilk örneğidir.
Senai, Hadika'da tevhit, marifet, Kur'ân, akıl, ilim, külli nefs, insan ve saadet yolu gibi konulara yer vermiş, tefekkürünü hikâyelerle genişleterek bir gelenek kurmuştur.
Dünyanın geçiciliğini ve değersizliğini vurguladığı bu eser, onun yüksek zihnini ve büyük insanlık vasfını göstermesi açısından önemlidir. Yaşı kemâle erdiğindeyse Senai, insan ruhundan başlayarak bütün bir toplumu ıslah etmek isteyen erdemli bir din adamı, benlik bağlarından ve nefsin kötülüklerinden arınmış bir arif, ruhunda taşıdığı İlahi aşkın meşalesiyle insanlığı kurtuluşa çağıran bir mürşittir.
Dinî duyguları, tasavvufî makam ve hâlleri veciz bir şekilde açıklarken bazen -Mevlânâ'da da olduğu gibi- içten ifadeleri bugün 'argo' denebilecek kelimelerle anlatmaktan çekinmemiştir.
Şems'i tanımadan önce Hakîm Senai'nin eserlerini okuyup ufkunu genişleten Mevlânâ, irfani fikirlerini gerek Mesnevî, gerek gazel, kaside tarzında kalender meşrep şiirlerle söylerken tıpkı Attar gibi Senai'yi takip etmiştir.
Bu gerçeği, "Attar ruh idi, Senai onun iki gözü; biz Senai ile Attar'ın arkasından geldik" diyerek belirtir.
"Attar âşıktı amma Senai padişahtı, daha üstündü. Bense ne oyum, ne bu! Başımı, ayağımı kaybetmişim" sözüyle Hâkim Senai 'ye iltifatın zirvesine çıkmıştır. Senai'nin:
"Seni yoldan alıkoyan şey
İster kâfir olsun, ister iman.
Seni dosttan uzak düşüren nakış
İster çirkin olsun ister güzel.
İkisi de aynıdır."
Beytine şöyle bir açıklama getirir:
"Allah kendisine dost olanların gönüllerine de başka bir nesne sokmalarına razı olmaz. Bu yüzden Allah'ın rızasına erip dostluğunu kazanan bir arifin dünyevî işlere dalıp makamından vazgeçmesi affedilmez."
Bilge Senai şöyle demiştir:
İlme sahip olan, bunun yanında dağ gibi bir sükûnete sahip olur. Sükûnet, hikmet verir.
Huzur olmaksızın ilim, huzursuz ilimdir. Ki yakılmamış bir mum gibidir. Her ikisi birlikte arının balına benzer.
Mumsuz bal asaleti simgeler, balsız mum ise sadece yakmak içindir...
(11-14. Yüzyıl Büyük İslam Bilgeliği araştırmalarımda çeşitli kaynaklardan aldığım notlardır)
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019