Cem SANCAR
Tayyip Erdoğan, bir kere daha idrak edildi ki bu ülkede iltifata tabidir. Bundan da geriye dönüş yoktur.
Kendisi 'Bizim Adam', 'Uzun Adam' mertebesinden herkesin sevgilisi mertebesine çıkmış; özellikle kadınların gözyaşlarında, halkın heyecanlarında yükselen 'Millet Devrimi'nin' başkanı olmuştur.
AK Parti'nin ters intibalara inat muazzam örgütlülüğünün semeresi sokaktaki isimsiz kahramanlara doğru yayılmış, zor şartlarda bir büyük dönüşüm nasıl yapılır, görülmüştür...
Bu arada köşe yazarlarının ve televizyon fenomenlerinin 'iki seksen olma' vaziyetleri de gözlemlendi.
Açık seçik görüldü ki, sosyolojiyi okudukları vehmedilen şahsiyetler sadece kendi psikolojilerini faş etmekten başka bir şey yapmamakta. Gerçi böylesi normal ve yerindedir. Çünkü insanın kendi kabının, haddinin farkına varması sağlıklı!
Diğer yandan seçimi kaybedenlerde türlü şizofrenik halet-i ruhiyeye de tanık olundu. Başından beri işaret ettiğimiz ruhsal çöküntü seküler kesimlerde had safhadaydı.
Bu halin tedavisi önümüzdeki asli görev. Çünkü bilindiği gibi ister öyle, ister böyle birlikte yaşayacağız. Asidik düşmanlık, ortak atmosferi zehirlemekte...
Biz dönelim büyük başarıya. Ki bu başarı bazılarının önyargılarının aksine, Erdoğan'ı gerçek bir vesayet kırıcı olarak gören farklı fikirlerdekilerin de başarısıydı...
Öte yandan, Anadolu irfanının arayıcıları tarafından, AK Partiye yönelen eleştirilerin yerinde olduğu da anlaşıldı. Bürokratlaşma, donukluk, seviye çıtası, çevre ve şehircilik anlamında sürüklenme bir zayiattı. Görüldü.
Kültürel meseleler başta olmak kaydıyla, geniş ölçeklerde 'sen, ben, bizim oğlan' yaklaşımının zararları, liyakatin, layık olanın desteklenmesinin gerektiği netleşti.
16 yıldır hükümet çevresinde yer alan medyalarda kullanılan bıktırıcı dil ve ikbal endişesiyle kurulmuş, ikbal ortadan kalkınca çirkinleşen otağlar da açığa çıktı. İktidarın eteğine yapışan ayrıştırıcı kibirle yüzleşmeden; Yeni Türkiye idealinin bağışıklık sisteminin çökeceği bahsinde, inşallah uzlaşıldı.
Erdoğan'ın ferasetle, şehirlerde Millet Bahçeleri ve evet, kütüphane-kıraathanelerle ortaya çıkışı olmasaydı -ki bu bir pasif özeleştiriydi- işler zorlaşabilirdi.
Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti Başkanı'nın, 'Türkiye'nin Demokratik Devrimi' sözüne gelince, o söz gönüllerdeki yerini buldu.
Seçimin sonunda, İnce'nin aklıselime yakın -çaldılar falan gibi genetik şeyler bir kenara- açıklamaları ise CHP konusunda bilgi sahibi insanları şaşırttı. Lâkin dikkati elden bırakmamak, Jakoben kafanın orada gömülü olduğunu unutmamak kaydı, not edildi!
Umut edilir ki CHP seçmeni artık anlamıştır, eski Türkiye aşağılamaları ve intikamcılıkla bu iş olmuyor. Sen 'patates soğan' diye bağırıp hakaret edersen, halk da seni sokakların arifane diliyle 'patates' yapıyor, diye düşünüldü.
Meclise gelince, tarihin en demokratik fotoğrafıdır bence. Daha geçen gün bir Kürt kardeşimizi sırf AK Parti'ye oy verdi diye infaz eden seri katiller örgütüyle ilişkilerini kesmedikleri sürece 'itibarsızlar' da oradadır! Bunu da açıkça söylemeli...
Seçim öncesinde İstanbul'da sessiz sedasız dolaştım. Seçim çalışmalarını izledim. Gözlemim şudur ki, bu seçimin kahramanları kadınlardır!
AK Partili kadınlar ölümüne çalıştı, sevdayla yürüdüler. Her yerde onlar vardı. Büyük bir zaferi tığ işi, ilmek ilmek ördüler.
Bir dakika oturmadılar. Stantlar açtılar, dolmalar, kahveler ikram ettiler, evleri ziyaret ettiler. Müslim, gayrimüslim, bizden, sizden ayırt etmediler, herkese güler yüz gösterdiler. Tabanları yarıldı koşuşturmaktan.
Ramazan günü onlara "Hadi gelin rakı içmeye gidelim" diye laf atan hadsizlere...
Gülümseyerek "Hadi siz gelin namaza gidelim" diye cevap verdiler.
Bayrak salladılar diye üstlerine gelip bağırıp çağıranlara, tek bir hakaret kelimesi etmeden demokrasi ve edep dersi verdiler.
Böyle güzel, siyasete neşe ve inanç katan böyle bir 'devrim' görülmüş müdür, diye düşündüm.
Ve bir kere daha anladım ki hasretini çektiğimiz mûnis bilgi orada.
Elleri tarçın kokan kadınlardadır...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019