Cem SANCAR
Zehirli olmak zor zanaat. İstanbul dersen, deli sevda. Bitmez sınanması insanın burada.
Aksaray'da doğdum, Old City denen 'Suriçi' bana kuştüyünden yorgan.
Gerçi doğduğum yerler bugün bir gerilim filmi. Zarif evler ya yıkıldı, ya tedirgin işyeri tabelaları alınlarında!
Küçük Valide Camii adındaki latif hanım, üstgeçitler heyulasının altında kaldı. Çok yazdım, geçiyorum o yüzden.
Beyazıt Meydanı fakat bir 'Buğz'dur bana! Çorlulu Ali Paşa medresesi, gençliğimiz, köhne bir derme çatmalıkta. Tarih, muhteşem bir kütüphane ve üniversite orada ama sanki bir yalnızlığın pejmürde anları.
Kıskanç bir aşığım da bana mı öyle geliyor, bilmiyorum. Uzun zamandır oralara gitmiyorum. İçim acıyor. En iyisi payitahtın ahiret sanatı, fısır fısır konuşan mezar taşları!
Fi tarihinde bir şehir kültürü dergisi için Laleli'de merkezi olan meşhur bir kebapçıyla röportaj yapmıştım.
"Babam bizi İstanbul'a ilk şubemizi açmaya gönderirken dedi ki, otobüsten ininceye kadar buralısınız, ama oraya ayak bastığınızda İstanbullusunuz. Gelenekleri görenekleri öğrenin ve ona uyun. Geldiğiniz yer mühim elbette ama burası Anadolu ise, orası dünyadır dünya!"
Uzun gümüş ağızlığı, esmer tenine yakışan kravatı ve terzi elinden çıktığı belli olan yelek ceketiyle daha fit bir Ahmet Haşim vardı sanki karşımda.
Asri bir Müslüman saatinin timsaliydi adam! Müslüman Saati denince:
"Giden saatler babalarımızın öldüğü, annelerimizin evlendiği, bizim doğduğumuz, kervanların hareket ettiği ve orduların düşman şehirlerine girdiği saatlerdi. Gelen yabancılar ise hayatımızı sonu meçhul bir düstura göre yeniden tanzim ettiler ve ruhlarımız için onu tanınmaz bir hale getirdiler..." Diye yazmış ya Haşim. Batı kapitalizmi şehre iyi gelmedi, orası kesin.
Topkapı, Çapa, Fındıkzade. 'Kocampaşa!' Kocamustafapaşa semtinin nüktesi argo sözlükte. Bir tarafı surlardan denize, bir tarafı merkeze. Yedikule derseniz film platosu. Samatya ahşap köşklerin gıcırtısı. Fatih yukardan, afitap bir letafetin mesafeli nazıyla bakardı Yenikapı'ya! Gar gazinosuna, Çakıl'daki yazlık sinemalara...
İnsan kendine doğru büyüyor, ömür devridaim ediyor, onu diyorum. Kendini başka gönüllerin aynasında görerek ve habitatında gezinerek. Çocukluk asıl hikâye. Habitat, hatıralarımız...
Fakat ne yazık ki hatıralar buldozer altında kaldı. Anılar beton bloklara gömülü. Bu sittin senedir böyle. Bilge mimar Turgut Cansever her defasında gitmiş, elini taşın altına koymuş ama nafile. İnönü'nün tarumar ettiğiyle, Menderes'in otomobiller için açtığı caddelerde şehrin bedeni yara bere.
Ruhunu teslim etmemiş ama! Dirayetli bir şehir...
Osmanlı korkusu, araba hezeyanı, Batıya yaranma iştiyakı. Modernleşmeyi Amerikan şehirleriyle tek tipleşmede aramamızın sonuçları belki bunlar. Belki de bugün yeni bir gözlükle çözeceğimiz sorunlar.
Artık kendini bir uçtan bir uca bağlayan hızlı trenler, metrolar, tramvaylar, metrobüsler ve gemileriyle İstanbul, şöyle neşeyle saçlarını sallayabilir denize, sallasın! Çiçekli elbiseler giysin, ağaçların altına sere serpe uzansın.
Bu seçim hayırlı uğurlu olsun ona.
Bilinmez, Adalardan son Mimozaları da gönderebilirim. Berbere gidip kafamı kazıtarak ve güzel kokular sürünerek:
Âşık olsun diye bana...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019