Cem SANCAR
Sokakları severim. Her hafta aynı gün, Taksim- Harbiye'deki Radyoevi 'ne gidiyorum. Pazar programım o gün kaydedilmekte...
Önce bir kafede oturur, kahvemi içerim. Korunaklı bir masada fularlı, minik bir adam vardır. Mavi bakışlarıyla karşılaşırsanız, hemen gülümser.
Önünde fincanı, kitapları. Sakin ve sessiz.
Adı Pepo'dur. 1945 doğumlu, Gelibolu Musevi'si. 15 yaşında gelmiş İstanbul'a. Kitapçıya çırak girmiş. Sinema hastası. Bir zamanların plak arşivcisi.
Dükkânlar açmış. Hatta ünlü bir müzik şirketinin Avrupa temsilcisi olmayı reddetmiş, özgürlüğüne düşkün biri. Teknolojilerin değişimi, bohem hayatın riskleri ile dükkânını kaybetmiş. Caddeden Dolapdere'ye taşınmış. Gündüzleri semtinde yine ama! Hep bu mekânda.
Kafenin yöneticileri bir masa tahsis etmişler zatına. Uzaktan el sallarım kendisine, bir beyefendi edasıyla selam verir o da. Hiç konuşmadık şimdiye dek. Ama stüdyoya giderken ona bir selam çakmak, iyi gelir daima bana.
O gün de radyodan çıktım, Harbiye'den Eminönü'ne yürüdüm. Tarlabaşı Bulvarı'ndan aktım, Unkapanı köprüsünden döndüm, ara sokaklardan Mısır Çarşısı'na çıktım.
Bir apartman boşluğuna tezgâhını kurmuş bir ayakkabı boyacısına rasgeldim. Başında kaptan kasketi, eğilmiş kalın bir kitabı okuyordu.
Önce geçtim, sonra geri döndüm: "Affedersin, bende böyle bir hastalık var, kitabın kapağını görebilir miyim?"
Adam gülümsedi, kaldırdı kapağı gösterdi: 'Karamazov Kardeşler-Dostoyevski' yazıyordu.
"E pes!" dedim. O ayağa kalktı, elini uzattı, adımı sordu. Adımı söyledim.
Yine tek diş güldü. Kısa boyluydu, gözlükleri düşmüştü, tek dişi vardı. Beni omuzlarımdan tutup; "Şükür kavuşturana hocam, şükür kavuşturana" demez mi? Birisiyle karıştırılma ihtimalim olsa bile içim ısındı.
O gazla yürüdüm işte. Şehrin kırık kanatlarını gözledim.
Tarlabaşı pek değişmemişti. Kentsel dönüşüm sonucu bazı cüsseli lüks apartmanlar dikilmişti ama hemen yanlarında balkonu çamaşır, camları mukavva evler de hayat gailesindeydi. Buraya taşınacak zenginlerin işi zordu.
Bir inşaatın önünde iki 'trans' soluk yüzleriyle oturuyordu. Yorgun, yaşlı kadınlara benziyorlardı. Plastik bardaklarda çay içiyorlardı. Biraz ileride saç sakal bir adam, evsizlere has siyah naylon torbası ile taşların üstüne tünemişti. Biri laf attı: "Seni şöyle Türkan Şoray gibi 'gacı' yapalım mı?
Sarı peruk, takma kirpik, topuklular, ha?" Berduş, dalgacı translara, alt dudağı burnuna kadar çıkan plastik bir çene hareketiyle; "erköğüm ben böö" diye çıkışırken, önlerinden geçtim...
Burası Beyoğlu gece hayatının, geceden kalanların halı altına süpürüldüğü bir yerdi.
Sonra, Süleymaniye'nin Haliç'e dökülen eteklerini, bekâr odalarının Küçük Pazar'ını adımladım. Evliya Çelebi bu semtte o meşhur rüyayı görmüştü!
Uzaktan, küçük bir çayırlıkta dürüm yiyen birini fark ettim. Öyle dikkatle, öyle tadını çıkara çıkara yiyordu ki. Ancak yanına yaklaştığımda elindekinin 'simit' olduğunu anladım.
Şükretmek, teşekkür etmekti.
Kantarcılar Camii'nin bodur minaresinin karşısındaki şekercinin vitrinine baktım. Badem ezmeleri eski usul, piramit şeklinde dizilmişti. Gayri ihtiyari etrafta çocukluğumu arandım, yoktu!
Beni yetiştiren kadını, anneannemi düşündüm, onun elinde tespihi, ağzından düşürmediği nasihati:
'Düşmez kalkmaz bir Allah!' idi...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019