Cem SANCAR
Modernleşe modernleşe bir hâl olduk...
Bin türlü arabaya sahip olduk. Dev toplu konutlarda, minarelere tepeden bakan gökdelenlerde falan oturuyoruz.
Şehirleri yakınlaştıran otobanlar, hızlı internet, denizin içine dikilmiş dev oteller. Kocaman hastaneler, yeni makineler. TV portallarında yüzlerce kanal.
İnstagram'da herkes tatlı hayatta.
Rüyasında bile tweet atan dijital varlıklarız. Beynimize çip yerleştireceğiz de rengi nasıl olsun acaba diye düşünüyoruz.
***
Fakat...
İnsan malzemesini unuttuk dostum! Hem de nasıl unuttuk...
O yüzden hep ama hep kavgalıyız birbirimizle.
Hasta-doktor ilişkisinde robotik vaziyetlerdeyiz. Trafikte en küçük takışmada milyonluk araçlardan levyeyle iniyoruz. Teraslardan kız arkadaşlarını atan baba parasıyla hayta ve sevdiklerine cinayet kurgulayan maganda...
Hak ettiğimiz bir sivilleşmeyi, cemaatleri, tekke ve zaviyeleri de içeren yasal bir şeffaflığı üretemediğimiz için bakkal bile olamayacak bir takım sahte şeyhler masumların parasıyla holding kurmakta. Bin türlü sapkınlık yapmakta...
Ya o siyasi kutuplaşmayı şişiren boş tatava!
Çaya çorbaya hamaset, çaya çorbaya Atatürkçülük!
Kafamıza kafamıza sallanan car car sloganlar, gerim gerim bir zıtlaşma.
Bıkkınlıklardayız, açık konuşalım...
***
Türk modernleşmesi batıdaki gibi olmadı. Bir sosyal mutabakatla aşağıdan başlamadı, yukardan vazedildi. Devletin aparatlarına, vesayet dediğimiz askeraydın- bürokratlara dayandı. Bu küçük zümre kendi radikal laiklik serüvenini topluma dayattı. Sonunda da kaçınılmaz olan oldu, vesayet alaşağı edildi.
15 Temmuz bu vesayetin son günüydü...
O an büyük bir yeniden organizasyonun başladığı andı. Bu bağımsız ve yerli bir demokrasinin inşası için gerekliydi. Ne var ki böyle küresel bir darbe zincirinin altından çıkılabilmesi için bir sertleşme de kaçınılmazdı. Sistemin temizlenmesi ve kurumların yeni dizilişi için sıkı bir duruş elzemdi.
Toplumun karşıt grupları da buna gizli- açık onay verdi.
Ne zamana kadar?
Elbette yeni sömürgeci saldırı püskürtülene, iç ortamlar temizlenene kadar. Demokrasi ve yeni anayasa için toprak elverişli hale gelene kadar...
Bunu başardık, başarıyoruz. Yeni gündemlerin yeni sayfaları açılıyor...
***
Ülkenin bazen dikilerek bazen de küresel oyunu gören dengeci zekasıyla oynadığı satranç o yüzden mühim. Bu kuşatmayı yarmak öyle kolay bir iş değil. Cumhuriyetimizin denizlerdeki, karalardaki ve havalardaki haklarını talep etmesiyle asabı bozulan 'Hegemonik Kurulu Düzen' tehditlerini sürdürüyor. Ama oyun sürüyor, oyundayız...
Tam da bu noktada biz şu kamplaşmayı, içimizde derinleştirilmeye çalışılan tuzağı bozmalıyız derim.
Tarihi 1923'ten başlatmak büyük cehalet. Cumhuriyet tecrübesini yok saymak da öyle...
Sulh yapıcı, olumlu ortak yanlarımıza sahiplenen bir yaklaşım toplumun çeşitli kesimlerinde daha da çok konuşuluyor...
Bunu duymak, sokaklara yaklaşmak ve oralarda konuşulanları küçümsememekten geçiyor. Sinirli, çığırtkan aydın elitizmini abartmamaktan geçiyor bence.
Aydınların değil halkın geniş katılımına ihtiyacımız var...
***
Başörtüsü talebinin gerçekleşmesi büyük bir kadın çoğunluğunun sosyal hayata daha etkin katılmasıyla sonuçlandı. Bu gizli bir uzlaşmadır zaten. Cumhuriyet bir mutabakat arıyor. Bunu anlamalıyız.
Çeşitli din algısı güçlü gruplarla, laikliğe vurgu yapanların kamusal alanda bir arada olması ister istemez bir yumuşamaya neden oldu, oluyor. Bu suyun akışı kesilemez. Sahip çıkılacak nokta odur...
Bu ülke parıltılı bir zihniyetle Yunusların, Hacı Bektaşların, Mevlânâların rahle-i tedrisatından geçerek 'insanına' yatırım yapacak!
Ve bu ülke kendi inşa edeceği 'Evrensel Fikri' dünyaya tanıtacak.
Bu iş böyle olacak.
Türkiye'nin benzersiz modernleşmesi mutlaka kendi yolunu bulacak...
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019